15 Nisan'a kadar devam edecek olan sergide tarihî fotoğraflardan özel elyazmalarına kadar birçok obje var. British Museum Müdürü Neil MacGregor, sergiyle haccı ve ritüellerini herkesin, özellikle
Müslüman olmayanların daha iyi anlamasını amaç edindiklerini söylüyor.
İngiltere'nin başkenti Londra'da bulunan British Museum, dünyanın ilk hac sergisi için misafirlerine kapılarını açtı. Dünyanın 13 farklı ülkesinden izler taşıyan, '
Hac:
İslam'ın Kalbine Yolculuk' temalı sergi, ziyaretçilerine İslam'ın en önemli rükünlerinden hac yolculuğunu anlatıyor.
Sergide fotoğraf, minyatür, çok özel elyazmaları ve tarihî hac koleksiyonlarının yanı sıra serginin organizatörlerinden Qaisra Khan'ın hac dönüşü getirdiği kutsal mekânlara ait hediyelik eşyalar da yer alıyor. British Museum Müdürü Neil MacGregor, bu sergiyle az da olsa haccı ve ritüellerini herkesin, özellikle Müslüman olmayanların daha iyi anlamasını amaç edindiklerini söylüyor.
Sergiyi organize edenlerden Dr. Venetia Porter, British Museum olarak uzun zamandır çeşitli etkinliklerle farklı dinleri anlatmayı hedeflediklerini belirtiyor. İnanç ve
toplum arasındaki ilişkiyi anlamadan dünyayı anlamamızın zor olduğunu belirten Porter, "İslam'ı anlamak isteyenlerin hac ibadetini muhakkak anlaması ve incelemesi gerek." diyor. Porter ve Neil MacGregor, 3 yıl önce Suud Kraliyet ailesinin misafiri olarak Riyad'a gitmiş. Kral Abdulaziz Halk Kütüphanesi işbirliğiyle gerçekleştirilen bu projenin temelleri de bu
gezi sırasında atılmış. Dr. Porter, "Bu sergiyi tasarlarken İslam Peygamberi'nin hayatını, mesajını ve hac ritüellerinin ilham kaynağı İbrahim peygamberi inceledik." diyor. Porter çalışmalara başlandıktan 18 ay sonra projeye dahil olan organizatörlerden Qaisra Khan, ilk haccını da projenin hemen başında yapmış. Dr. Porter, gayrimüslimlerin geçiş noktası olan
Mekke'nin Harem sınırına kadar geldiğini ve Kâbe'ye 40 mil yaklaşabilmenin buruk sevincini yaşadığını dile getiriyor.
Hac yolculuğu için mistik bir atmosfer
Sergide hacıların telbiye dualarıyla ve insanı başka âlemlere götürebilme tesirindeki Mekke ezanıyla desteklenmiş mistik bir atmosfer ziyaretçileri kuşatabiliyor. Serginin her bir köşesinde hac ile ilgili bir
ayet ve meali var. Haccın anlamı, ritüellerin manası sergideki ekranlarda kısa belgesellerle anlatılıyor. "İbrahim'in şehri Mekke" başlangıç olarak belirlenmiş.
Tarih yatay bir düzlemde coğrafya da dikey bir düzlemde, ilerliyor. Tarih ilerledikçe coğrafya genişliyor. Kâbe'yi dünyanın merkezi olarak gösteren haritayı ve
Afrika,
Asya,
Avrupa ve Ortadoğu'dan hac yollarını görüyoruz. Hac yollarının ve kutsal mekânların gelişimi başta İslam Peygamberi'nden Abbasilere, Memlüklülerden Osmanlılara kadar önemli figürler üzerinden anlatılıyor. Asırlardır yapılan kutsal hac yolculuğuyla ilişkili objeler arasında 16. yüzyıldan kalma fildişi güneş saatini ve kıblenümayı da görebiliyoruz.
Britanyalı ilk kadın hacının mektubu
Sergide çok sayıda önemli şahsiyetlerin anılarıyla buluşuyoruz. İspan-ya'dan 1183'de hac yolculuğuna çıkan Endülüslü İbni Jubayr, 1324'te 60 bin kişiyle yaptığı hac yolculuğuyla
Mali Kralı Mansa Musa ve İngiltere'de en çok satan yazar Sir Richard Burton, bu isimlerden bazıları. Anılar içerisinde en çok göze çarpan ise bilinen Britanyalı ilk kadın hacı Lady Evelyn Cobbold oluyor. Hac hatıraları ve el yazısıyla yolladığı mektupları sergilenen Cobbold'un en önemli cümlesi "Buraya gelince anladım ki ben hep Müslüman olarak yaşamışım." şeklinde. Hacca
ulaşım yollarının teknolojiyle birlikte gelişimine tarihî fotoğraflarla,
gazete kupürleriyle hatta Thomas Cook'tan alınmış bir
tren biletiyle şahit oluyoruz. Hint Okyanusu'ndan kalkan gemilerin içerisindeki ihramlı hacıların fotoğraflarından 1981'de açılan
Cidde Havalimanı'na ve 2010'da açılan Mekke metrosuna kadar bir gezinti yapıyoruz. 15 Nisan'a kadar devam edecek sergi boyunca bir çok
seminer verilecek, Hac ve Mekke temalı film ve belgeseller gösterilecek.
ZAMAN