Bu korkunç fotoğraf karesine, 2008'de
Gazze'yi gece gündüz vuran
İsrail yol açtı! ‘Açık hava hapishanesi'nden farksız olan şehrin ‘
ambargo bebekleri' ya anne karnında ölüyor ya da dünyaya
sakat olarak gözlerini açıyor. Halk, bilinmeyen hastalıkların pençesinde. Kanser vakaları 5 katına çıktı.
İlaç yok. Sakat bebekler de annelerin gözü önünde yavaş yavaş ölüyor.
Türk doktorlar maddi imkansızlıklar ve ambargo sebebiyle
ülke dışına çıkamayan
Filistinli hastaları ülkelerinde
tedavi etmeye başladı. Yeryüzü Doktorları ve Filistin Beyaz Eller Derneği tarafından birlikte organize edilen etkinlik çerçevesinde Türkiye'den 9
gönüllü doktor Gazze'ye götürüldü. Aralarında kadın
doğum, çocuk cerrahisi, ortopedist, üroloji ve pratisyenlerin bulunduğu
ekip hastanelerde ameliyatlarına ve muayenelerine başladı.
Türk doktorlar, ilk olarak Gazze'nin en büyük hastanesi olan Şifa'da tedavi olmayı bekleyen hastaları muayene etti. Bu hastalardan gerekli görülenler ameliyata alınacak. Şifa Hastanesinden sonra sırasıyla diğer hastanelerde yatan hastalar da tedavi edilecek. Bu arada Türk doktorların gelişi Gazze'de büyük bir heyecan oluşturdu. Yerel radyolar ve televizyonlar doktorların gelişini duyurarak muayene olmak isteyen vatandaşları hastanelere yönlendiriyor. Çocuğunu, hastasını alan Şifa Hastanesinin yolunu tuttu. Gazze
Sağlık Bakanlığı yetkilileri de Türk Sağlık Heyeti'ni Refah
Sınır Kapısı'nda karşılayıp teşekkürlerini sundu. Gazze'de 8 gün kalacak olan doktorlar, bu süre içerisinde yoğun bir sağlık programı uygulayacak.
Kadınlardan, çocuklara, erkeklerden, yaşlılara her yaş grubunda hastalar tedavi edilecek. Türk doktorlar, ayrıca Gazze'deki meslektaşlarına bazı tıbbî araçların kullanımı konusunda eğitim verecek.
ÜRKÜTEN RAKAMLAR
Şifa Hastanesi'nde yaşanan sıkıntıları Türk sağlık ekibine anlatan Cerrahi Bölümü Başkanı Eymen El Sahbani, “Gazze'de
kanser yaşı 20'ye düştü. Doğan çocukların yüzde 70'i doğumsal anomali ve prematüre doğuyor. Özellikle son iki senede çok anormal bir artış var. Elimizdeki kuvözler yetmemeye başladı. Kanser hastalarının önemli bir kısmını Mısır'a sevketmek zorunda kalıyoruz. Gazze bu hastaların tedavisi için Mısır'a önemli meblağlar ödüyor. Yaptığımız araştırmalar bu durumun İsrail'in kullandığı fosfor bombaları ve diğer kimyasal bombalardan kaynaklandığını gösterdi bize. Gazze'de onkoloji servisi çok zayıf. Birçok cihazımız yok. Sadece 3 patoloğumuz var” dedi.
400 DİYALİZ HASTASI VAR
Şifa Hastanesinde 400
diyaliz hastası tedavi görüyor. Ancak diyaliz cihazların yetersiz olması ve bu cihazlarda kullanılan malzeme ve solüsyonların tünellerden çok az sayıda gelmesi sıkıntıya sebep oluyor. Ayrıca sürekli yaşanan
elektrik kesintileri diyaliz hastalarını adeta ölüme mahkûm ediyor. Ambargo yüzünden hastanede son tarihi geçmiş ilaç ve tıbbi cihazlar kullanılmak zorunda kalınıyor. İsrail savaş sırasında Şifa Hastanesini de
hedef almış. Bunun izleri duvarlarda bol miktarda yer alıyor.
AÇIK HAVA HAPİSHANESİ GİBİ
Çocuk hastalıkları uzmanı doktor
Emel Dilek, Filistin'e daha önce 2005 yılında gelmiş.
Nijer,
Kamerun,
Kongo,
Somali ve Endonezya'da da gönüllü olarak çalışan Dilek, “Buradaki insanlar resmen bir açık hava hapishanesinde yaşıyor. Onlar bize gelemiyorsa biz onlara gidelim dedik. Sen gelmezsen, ben gelmezsem bu insanlara kim
yardım elini uzatacak? Bizim burada geçireceğimiz birkaç gün Filistinliler için hayati öneme sahip. Ben burada bütün meslektaşlarıma sesleniyorum: Gelin bu insanlara yardım edin” dedi. Jinekolog Yıldız Tanrıseven ise
Afganistan,
Etiyopya ve Kenya'dan sonra şimdi de Filistin'de zor durumdaki insanları tedavi etmenin mutluluğunu yaşadığını belirtti.