Suriye'de rejime bağlı güçlerin bir ay süren
bombardımanla yerle bir ettiği
Humus'tan kaçmayı başaranların ajanslara anlattıkları, şehirde yaşanan insanlık dışı vahşeti gözler önüne serdi. Bab-ı Amr mahallesinin geçtiğimiz hafta düşmesinin ardından zor bir
yolculuk sonrası Lübnan'a ulaşan Suriyeliler, Humus'u ağır bir
ceset kokusunun kapladığını söylüyor.
Ahmed adlı bir Humuslu, şehirdeki korkunç manzarayı, "Ölüm kokusu her yerde. Cesetler sokaklarda, birçoğu da çürümüş halde. Fakat onları gömemedik." sözleriyle özetliyor. Bir başka Humuslu ise Esed güçlerinin sergilediği vahşeti, "Tanıdığım insanların öldüğünü gördükçe artık hiçbir şey hissetmemeye başladım. Şahit olduğumuz mezalim hayal gücümüzün de ötesinde." diye aktarıyor. Humus sakinleri, bir aylık bombardıman sırasında hayatlarını nasıl idame ettirdiklerine dair detaylar da veriyor.
Temel ihtiyaçlarını Bab-ı Amr'ı, komşu mahalleye bağlayan 3 kilometrelik
tünel sayesinde karşılamışlar. Ancak tünelin top ateşiyle vurulmasının ardından hem
gıda hem de
mühimmat sıkıntısı çekmeye başlamışlar.
Direnişçilerin cephanesinin bitmesiyle sivillerin bölgeden ayrılması
tavsiye edilmiş. Erkekler Lübnan'a kaçarken, kadın ve çocuklar ise Humus'un köylerine sığınmış. Eylemciler, geçtiğimiz haftaki kaçış sırasında en az 62 kişinin öldürüldüğünü söylüyor. Devlet Başkanı Beşşar Esed karşıtı gösterilerin yaklaşık bir yıldır devam ettiği ülkede
Birleşmiş Milletler verilerine göre 7 bin 500'den fazla kişi hayatını kaybetti. Suriye güvenlik güçlerinin
operasyonları özellikle Humus,
Hama, Rastan,
İdlib gibi şehirlerde yoğunlaşmış durumda.
Ordu bu şehirlerde ağır silahlarla operasyon düzenlerken,
yardım kuruluşlarının, çatışmaların en şiddetli yaşandığı Humus'un Bab-ı Amr mahallesine girmesine halen izin verilmiyor. Muhalifler, katliamın boyutunu ve izlerini ortadan kaldırmak için yardım konvoyunun bölgeye alınmadığını ifade ediyor. Muhaliflere göre Suriye ordusu, Humusluların Lübnan'a kaçmak için kullandığı bir köprüyü de dün havaya uçurdu.
Ağır bombardımana tutulan Bab-ı Amr'ın büyük kısmının tahrip olduğu, birçok binanın yerle bir edildiği, kanalizasyon ve su altyapısının havaya uçurulduğu belirtiliyor. Ömer adlı bir Suriyeli ise güvenlik güçlerinin elinde 1500 kişilik bir liste olduğunu, ev ev baskınlar yaparak bu kişileri topladıklarını ve bazılarını da
infaz ettiklerini kaydediyor. Lübnan'a sığınan Ömer, "Her evde en az bir şehit var. Kaç kişinin öldürüldüğünü bilmek imkânsız." diyor. Suriye
İnsan Hakları İzleme Örgütü de '
muhalif avı' başlatılan kente giriş-çıkışların yasaklandığını, öldürülen
yönetim karşıtlarının cesetlerinin yakıldığını vurguluyor.
Kadınlara da
tecavüz edildiği ileri süren
örgüt, "Bab-ı Amr'da yaşananlarla ilgili elimizde
delil var. Yargısız infaz yapılıyor." diyor. Ancak Humuslular, tüm kayıplarına rağmen geri dönüp Esed rejimini düşüreceklerini söylüyor. Ahmed adlı Suriyeli, bu inancını, "Bu sadece ilk raund.
Savaş henüz bitmedi. Geri döneceğiz. Ordu istesin ya da istemesin Bab-ı Amr'dan çekilecek." sözleriyle dile getiriyor. Bu arada son iki günde Suriye genelinde 72 kişi ölürken, güneydeki
Dera kentinde devam eden askerî operasyonlar sırasında kentteki Hz. Ebubekir Camii'ne roket isabet ettiği bildirildi. Halep'te ise dün ilk defa avukatlar ve
adalet sarayı çalışanlarının sloganlar eşliğinde Esed'i
protesto ettiği açıklandı.