Gazeteci Cumhur Dereli, yakından tanıdığı
Gazzeli şehit
dede Fares Akram Al Ghoul ile
torunu Somaya'nın dramını anlatan bir yazı kaleme aldı.
Filistin'de hergün yaşanan insanlık dramı ve acıyı özetleyen yazı, durumun farkında olmayanlara adeta
rehber oluyor.
İşte "Filistin Gazze'li Şehid Dede'nin torunu 'Somaya' ve Şehid Dede Fares Ekrem Al Ghuol" başlıklı o yazı:
Filistin'in her köşesinde her bucağında, her mahallesinde, her hanesinde mutlaka hayatlarını kaybeden Filistinli şehitler var.
İsrail saldırılarında hayatını kaybeden bir çok Filistinli
aile ölümün soluk yüzünü hissetmektedir. İşte bunlardan biri de, Filistin Yönetimi içerisinde yıllardır Yüksek Mahkemesi yargıcı olarak görev yapan Fares Ekrem Al Ghuol idi... Ancak; yıllar onu da yıprattı ve köşesine çekilmek zorunda bıraktı.
Merhum Fares Akram Al Ghoul, diğer şehitler gibi
hava saldırısı sonucu bilinçlice ve nokta atışı ile İsrail F-16 savaş uçakları tarafından öldürüldü.
Tarih. 04.01.2009-04:27 pm.
Ekrem bey, Arap müslümanlar ile Yahudilerin bir arada yaşayabileceğine, barış ve huzur'un olacağına inananlardandı. O
babası Mukhtar Fares Cabir Al-Ghoul gibi bir lider değil idi. Yıllardan beri binlerce Al-Ghuol ailesi mensubu liderliğini yapan Mukhtar(Ebu Beşir) bu
yaşlı halinde evlat acısını en derinden en acılı bir şekilde tatmış idi veya tattırmıştı siyonizm zulmü. Akrem Al-Ghuol iyi bir hukuçu idi. Filistin Lideri
Arafat yönetimi boyunca belli zamanlarda görev yaptı. Geniş aile çevresi onun bu görevini zorlaştırıyordu ama birileri bu görevi yapacaktı. Fares Cabir Al Ghuol(Ebu Beşir), ailesi yıllar önce Filistinin Nablus kentinden göçmen olarak Gazze'ye gelmişler. Daha sonra eşrafında tamamen buraya gelmesi sonucu yerleşik hayata geçmişler.
Filistinli her ailede, ya babalar evlat acısı çekmekte, ya da evlatlar baba hasreti, özlemi çekmektedir. Anneler için bu durum daha zor, çünkü; daha kundağa sarılı evladını kucağına alır almaz ilk düşüncesi evladının kör bir kurşuna
kurban gitmemesi dileği oluyor. Esaret altında
yaşam mücadelesi veren Gazze kenti sakinleri ecelin ne zaman geleceğini ve ölümün kimi kimden ayıracağını günün her saati, dakikası ve saniyesi yaşıyorlar.
Ekrem Al Ghuol,daha yeni dünyaya gelmiş torunu Somayayı sevmeye doyamadan evlat sevgisini, hasretini özlemini yüreğinde hissederek öldü. Torun sevgisini tadamadı. Belki de yorucu görevinden ailesine daha çok zaman ayırmak için ayrılmış idi. Ekrem Al Ghuol, siyasi politik bir uğraşı yok idi. Torunu Somaya ise, binlerce öksüz Filistinli kızdan sadece birisi.
Bir "dede" kelimesini bile Ekrem bey'e söyleyemedi. Bir gün, fotoğraflarda kucağına alan dedesine hasreti özlemi daha da artacak ama dedesinin neden öldürüldüğünü asla öğrenemeyecek. Binlerce İsrail
hapishanelerinde hapis yatan, ya da hiç haber alınamayan babalardan değil. En azından dedesi şehid olarak babasından öğrenecek. İsrail'in azgın zulmü onu dedesinden ayırdı. Somaya ileride belki dedesi gibi iyi bir
hukukçu olma hayali ile kucaklaşacak. Ama Filistinli her ailede çocuklar çocukluğunda hayal ettikleri hayallerine bir türlü ulaşamıyorlar. Çünkü her sabah evden çıktıklarında
akşam veya herhangi bir zamanda geri dönememek gibi ve bu dünya hayatlarının son bulma olasılığı var. Bu durum bu dünyada yaşayan her insan için aynı ama Filistinin Gazze,
Batı Şeria,
Ramallah kentlerinde İsrail askerlerinin kurşunlarına
hedef olma olasılığı daha fazla ve saniyesinde ölümle
burun buruna kalıveriyorlar. Aran dünyasının sadece seyretmekle kaldığı İsrail saldırıları bir günde 145 Gazze'li müslüman Filistinliyi katletmiş. Zulüm an be an devam etmekte olan Gazze şimdilerde İsrail tankların gölgesi altında nefes almaya çalışıyor. Somaya, bunları her Filistinli çocuk gibi neden, niçin olduğunu sorgulayacak ama
cevap verebilen olucak mı?
Filistinli müslümanlar için yaşam baharı Somaya'nın umutlarında saklı belki, belki de yeni yeni Dünyanın Filistini “devlet” kelimesi ile nitelendirmesi baharın müjdesici olabilir. Tek dilediğimiz Filistin sokaklarında, caddelerinde akan kanın durmasıdır.
Gazze'li Somyaların dedesiz, Fares Al-Ghuol'lerin babasız öksüz kalmaması ve İsrail zulmünün son bulması bütün müslümanların tek dileğidir...