Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, "Katliam sonucunda aralarında kadın ve çocukların bulunduğu yüzlerce sivilin öldürülmesi ve daha fazlasının yaralanması büyük bir infial yaratmıştır. Bir ülkenin resmi güvenlik güçlerinin kendi şehirlerini topa tutması o ülkedeki hükümetin yönetme meşruiyetini tamamen kaybettiğinin en somut kanıtıdır." denildi.
Humus halkını çocuk, kadın,
yaşlı ayrımı yapmadan topyekûn cezalandırmaya yönelik bu acımasız eylemin,
Suriye yönetiminin içine düştüğü hukuksuzluğun ve aczin de açık bir göstergesi olduğunu belirten
bakanlık, uluslararası
toplumu bu duruma
seyirci kalmamaya çağırdı. Açıklamada, "Bir kente karşı toplu bir
katliama girişenlerin işlediği bu insanlığa karşı suçların cezasız kalmaması, uluslararası camianın ortak vicdani sorumluluğudur." ifadelerine yer verildi.
"BİR DAKİKA BİLE KAYBEDİLMESİN"
Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, şöyle denildi: "Uluslararası toplum, 1982'de yaşanan ve insanlık tarihine kara bir leke olarak kazınan
Hama ve Humus olaylarının 30. Yıldönümünde ve BM
Güvenlik Konseyi'nde Suriye konusunda bir kararın görüşüldüğü bir aşamada meydana gelen bu son katliam karşısında, Suriye halkının
vahşet ve saldırılara maruz kalmasını önlemek için üzerine düşen sorumluluğu artık bir dakika daha kaybetmeden üstlenmelidir."