Atina'yı ziyaret eden
Kıbrıs Rum yönetimi
Dışişleri Bakanı Markos Kipriyanu ile yaptığı görüşmenin ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Druças,
Piri Reis araştırma gemisinin Doğu Ak
deniz'deki çalışmalarıyla ilgili sorular üzerine, ''
Türkiye'nin,
Ege'de gerginlik yaratmaya yönelik faaliyetlerde bulunduğunu,
Yunanistan'ın ise buna soğukkanlılık ve kararlılıkla
cevap verdiğini'' söyledi.
Druças şöyle konuştu:
''Türkiye birkaç haftadan beri Ege'de durumu şiddetlendirmek için, burada tabii ki Kastellorizo (Meis Adası) bölgesini de buna katıyorum, Deniz Hukuku Sözleşmesine göre uluslararası hukuk dışındaki bilinen tezlerini geveleyerek ve Yunanistan'ın, aynı zamanda Kıbrıs Cumhuriyeti'nin (Rum) de egemenlik haklarını hiçe sayarak gerginlik ortamı yaratmaya çalışıyor. Biz, planlarımız temelinde soğukkanlılıkla ve kararlıkla cevap veriyoruz. Yasal ve siyasi tezlerimizi güvence altına alarak, bunu özellikle vurgulamak istiyorum, cevap veriyoruz ve aynı zamanda tüm bu olaylardaki ritmi ve şiddet oranını biz belirliyoruz. Yunanistan'ın kontrolsüz bir duruma girmesine, ne de görüldüğü üzere Türkiye'nin istediği gibi, bizim belirlediğimiz çerçeve dışında bir diyaloğa sürüklenmesine izin vermeyeceğiz.''
''Yunanistan'ın bu konuda uluslararası hukuka ve özellikle Deniz Hukuku Sözleşmesi'ne dayanan güçlü tezleri bulunduğunu'' iddia eden Druças, ''Burada bir süreç var. İstikşafi görüşmeler denen ve tam olarak konuştuğumuz bu bölgede de kıta sahanlığının belirlenmesini hedefleyen süreç. Yunanistan'ın seçimi istikşafi görüşmeler alanıdır. Tezlerimizi güvence altına alan kesin olarak belirlenmiş ve iki
ülke arasındaki hukuki kıta sahanlığı konusunun gerçekten çözümlenebileceği çerçeve budur. Türkiye ile biz sadece bu masada konuşacağız ve başka hiçbir yerde... Bir kez daha söylüyorum, sonuçta ilerleme kaydedemezsek
Lahey Adalet Divanı'nın yolu her zaman açıktır'' diye konuştu.
Kıbrıs konusuna değinen Druças, ''Yunanistan'ın,
Kıbrıs Rum yönetimi Cumhurbaşkanı Dimitris
Hristofyas'ın bu konudaki
önerilerini desteklediğini'' söyledi.
''Türk tarafının
imaj yaratmaya yönelik hareketlerde bulunduğunu, Rumların ise fiiliyatla cevap verdiğini'' öne süren Druças, ''Türk ağızlardan duyulan 'Kıbrıs için bir adım ileri' şeklindeki imaj yaratma amaçlı slogana karşılık biz söz değil, fiiliyat ortaya koyuyoruz. Başkan Hristofyas, bir kez daha gelişmelerin önünde olduğunu gösterdi. Çözüm sürecini canlandırmayı amaçlayan, imaj amaçlı değil siyasi içerikli bir öneri paketi sundu. Biz bunu memnuniyetle karşılıyoruz'' diye konuştu.
Kipriyan da Cumhurbaşkanı Hristofyas'ın önerilerinin ''Ada;daki görüşmelerin özlü bir şekilde güçlendirilmesini ve yeni başlıkların açılmasını amaçladığını'' söyledi.
''Magusa'nın (Ammohostos) BM'ye verilmesinin ve Magusa limanının BM çerçevesinde ve AB yönetiminde açılmasının müzakerelerin hızlandırılarak kısa zamanda sonuca varılmasına yardımcı olacağını'' ileri süren Kipriyanu, ''Türkiye uluslararası deniz hukukuna saygı duymak zorundadır. Bu
sözleşme 27 AB üyesi ülke tarafından onaylanmış bulunmaktadır. Türkiye AB'de ciddi bir şekilde ilerlemek istiyorsa bu sözleşmeden kaynaklanan hakları tanımalı ve sözleşmeyi imzalayarak onaylamalıdır'' diye konuştu.