Koalisyon hükümetinin başbakanlığını eski
Avrupa Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Lukas
Papadimos yapacak. Krize dışarıdan teknokrat bir isimle
çözüm arayışı, Türkiye'deki
Kemal Derviş modelini hatırlatıyor.
İflasın eşiğindeki
Yunanistan'da devam eden ağır
ekonomik krize geçtiğimiz hafta eklenen siyasi kriz, 'milli kurtuluş' hükümetinin kurulması ile aşıldı. Avrupa Birliği'nden gelen yoğun tepkiler iktidardaki sosyalist PASOK lideri
Yorgo Papandreu ile muhafazakâr anamuhalefet Yeni Demokrasi Partisi (YDP) lideri Andonis
Samaras çetin pazarlıkların ardından
koalisyon hükümetinde mutabakat sağladı. İki büyük partinin desteğiyle oluşturulacak yeni hükümetin başına uluslararası üne sahip Yunan ekonomistlerden eski Avrupa
Merkez Bankası Başkan Yardımcısı
Lukas Papadimos geçecek.
Yunanistan'ın 2001'de
Euro'ya girmesinin mimarlarından olan akademisyen bankacı, bu kez Euro'dan drahmiye dönüşü önlemek için çalışacak.
Yunanistan'daki ekonomik ve siyasi krizi dışarıdan teknokrat bir isimle aşma adımı, Türkiye'deki Kemal Derviş modelini hatırlatıyor. Ülkede yaşananlar, 2001 yılında dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'in Dünya Bankası'nda görev yapan Kemal Derviş'i krizden çıkış için
ülkeye davet etmesine benziyor. Derviş, 22 yıllık Dünya Bankası'ndaki görevinden ayrılarak 3
Mart 2001'de Ecevit hükümetinin ekonomiden sorumlu devlet bakanlığı görevine getirilmişti.
PASOK ve YDP arasındaki temel anlaşmazlık başbakanlığa kimin oturacağı ve anamuhalefetin hükümette ne oranda temsil edileceğinde düğümleniyordu. Papandreu, yeni hükümette her iki partiden de siyasi isimlerin yer alması gerektiğini vurguluyordu. Samaras ise şubatta yapılacak
erken seçimlerde PASOK'a kesilecek siyasi faturaya ortak olmamak için yeni hükümette aktif rol almak istemiyordu. Ancak Yunanistan'ı AB'ye üye yapma başarısı gösteren YDP, Euro'dan atılma tehlikesi ile içten ve dıştan gelen baskılar üzerine geri adım atarak koalisyon hükümetine üye vermeyi kabul etti. Samaras'ın bu kararı partiyi karıştırırken, seçimlerde kemer sıkma politikalarına
imza atan PASOK'a karşı biriken öfkeden, hükümete dahil olmayı kabul eden YDP'nin de nasibini almasına kesin gözüyle bakılıyor.
'Milli kurtuluş' hükümeti, Avrupa Birliği'nin ekonomik
yardım paketi karşılığında talep ettiği tasarruf kararlarını uygulayacak ve ülkeyi 19
Şubat 2012'de genel seçimlere hazırlayacak. Hükümetin, ülke için hayati öneme sahip altıncı 8 milyar Euro'luk
kredi dilimini serbest bıraktırmak için Euro Bölgesi'ne, istenen tasarruf tedbirlerini harfiyen yerine getireceğine dair yazılı taahhütte bulunması gerekiyor. 19 Şubat 2012'de genel seçimlerde ise hiçbir partinin tek başına iktidarı kazanması beklenmiyor. Ülkenin siyasi geleneğinde koalisyon hükümeti tecrübesi bulunmaması ve partiler arasındaki görüş ayrılığının, Yunanistan'da uzun sürecek bir istikrarsızlık dönemini tetiklemesinden endişe ediliyor.