İki
ülke ilişkilerinin yeni bir sürece girdiğini ve iki ülke hükümetlerinin çözüm için gerekli siyasi iradeyi ortaya koyduğunu belirten bu üst düzey kaynaklar, 1999-2004 döneminde
Dışişleri Bakanları
Yorgo Papandreu ve İsmail Cem'in çözüm için irade ortaya koyduğunu, bugün ise Dışişleri Bakanlarının yanı sıra Başbakanların da bu iradeyi gösterdiklerini söylediler.
Türkiye'deki genel
seçimlerin önemli olduğunu kaydeden kaynaklar, seçimden sonra kurulacak hükümetin sorunların çözümünde daha cesaretli adımlar atabileceğini düşünüyor.
Yunan diplomatik kaynakları, Ege'deki uçuşların uluslararası yasaları ihlal ettiğini iddia ederek, bunların çözümü konusunun Yunan halkının kafasını da karıştırdığını söylediler.
Kaynaklar,
Yunanistan Başbakanı
Yorgo Papandreu'nun
Erzurum ziyaretinden bir gün önce bir Yunan adası üzerinde uçuş yapıldığını, buna anlam veremediklerini ifade ederek, "Türkiye'de ordu ve hükümetin rolünü bildiklerini, istenince bu uçuşların
kontrol edilebileceğini" belirttiler. Aynı kaynaklar, "Davutoğlu'nun ziyareti boyunca
hava sahası ihlali olmadığı, bunun da bu ihlallerin kontrol edilebildiğini gösterdiği" görüşünü dile getirdiler.
Türkiye ile Yunanistan arasında istikşafi görüşmelerin sürdüğünü, ancak görüşmelerin ucunun açık olamayacağını kaydeden kaynaklar, görüşmelerden bir sonuç alınamazsa konunun Uluslararası Adalet Divanına götürülmesinden başka seçenek kalmayacağını savundular.
Diplomatik kaynaklar,
Kıbrıs görüşmelerinde iki tarafın liderlerinin ortak zeminde buluşmaları gereğine işaret ederken,
Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris
Hristofyas ile KKTC'nin önceki Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın bazı konularda ortak bir zeminde buluştuğunu, ancak şimdiki Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nun süreci geriye götürmeye çalıştığını savundu.
Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğinin her zaman masada olmasını istediklerini belirten aynı kaynaklar, başkalarının bu sürece engel olmak için farklı gerekçelerle Kıbrıs sorununun arkasına saklanmasına izin verilmemesi gerektiğini söylediler.