Uzun zaman sonra
halk, özgür iradesi il
e devlet başkanını, milletvekillerini, eyalet valilerini ve yarı özerk
Güney Sudan'ın başkanını belirleyecek. Seçimlerin en çok düşündüren yanı, büyük oranı
okuma-yazma bilmeyen Sudanlıların ne derece istediği adayları seçebileceği.
Seçimleri izlemek için bölgeye temsilciler gönderen
ülkelerin asıl merakı, Sudan
seçimlerinde kimin iktidara geleceğinden çok, 2011'de
Güney Sudan'ın
bağımsızlık için
referanduma gidip gidemeyeceğinin oylamalarda belli olacağı. Güney'in, Sudan'la beraber mi olacağı, yoksa yoluna ayrı mı devam edeceği yakında belli olacak.
Ömer El Beşir'in 1989 askeri
darbesi ile iktidara geldiği ülkede, 25 yıldır seçim bekleyen adayların birçoğunun asıl maksadı Beşir'le hesaplaşmak. Çok sayıda siyasi partinin ve bağımsız adayın katılacağız dediği seçimlerde altı siyasi parti ön plana çıkı. Seçimlere katılacaklar; Ömer El Beşir'in iktidardaki
Ulusal Kongre Partisi, Güney Sudan'ı temsil eden Salva Kiir başkanlığındaki Sudan Halk
Kurtuluş Hareketi (
SPLM), İslami hareket lideri Hasan El Turabi'nin Halk Partisi, devrik
Başbakan Sadık El Mahdi'nin Ümmet Partisi, devrik Devlet Başkanı
Muhammed El Mirgani'nin Demokratik Birlik Partisi ve SPLM'den ayrılan Dr. Lam Akol'un yeni kurduğu Sudan Halk Kurtuluş Hareketi-Demoktarik Değişim Partisi (SPLM-DC). Partilerden SPLM ve SPLM-DC Güney Sudan'da etkili iken, diğerleri kuzey eyaletlerinde geniş tabana sahip.
Sadece
Darfur bölgesi
Fransa kadar olan Sudan'ın, yarı bağımsız olan Güney Sudan'ı kaybetmesi durumunda olay bütün
Afrika'yı etkileyecek. Kara kıtada örneğine sadece Etiyopya'nın Eritre'sinde rastladığımız türden bölünme, Afrika'nın birçok kabilesine örnek olabilecek.
SUDAN HALK KURTULUŞ HAREKETİ'NİN GÜNEY SUDAN'I
Seçimlerden en büyük beklentisi olanlar Güney Sudanlılar. SPLM, demokratik seçimlerin verdiği heyecanı yaşamaktan öte 20 yıllık güney-kuzey
iç savaşını bitiren 2005 barış
anlaşmasının şartları arasında yer alan bağımsızlık referandumu için hesaplar yapıyor. Ancak, 2011 referandumunun gerçekleşmesi, anlaşmayı
imzalayan Beşir'in iktidardaki Ulusal Kongre Partisi ile SPLM'nin seçimlerde yeterli oyu almalarına bağlı. Eğer referanduma gidilirse, Güney Sudan'ın bağımsız bir devlet olması ve Sudan'dan tamamen ayrılması kuvvetle muhtemel gözüküyor.
Modern dünyanın en uzun savaşlarından birini yaşayan Güney Sudan'ın sözde başkenti Juba, bölgeden gelen bilgilere göre yavaş yavaş kendini toparlıyor. Halihazırda ziyaretçilerine "harap binaların tozlu koleksiyonu"nu sergileyen hayalet şehir, her köşesinde, asker topluluklarının çeşit çeşit
silahlarla gezdiği bir
manzara arz ediyor.
5 yıl önce Hartum hükümeti ile SPLM arasında geniş kapsamlı bir barış anlaşmasının 22 yıllık çatışmayı durdurmasının ardından, özellikle son iki yıldır, eski gerilla Salva Kiir Mayardit başkanlığında Güney Sudan
Hükümeti (GOSS)
yardım kuruluşlarının desteğiyle Juba'da gözle görülür gelişmelere imza atmaya başladı. Şehirde başta BM ajansları olmak üzere yardım kuruluşları cirit atmaya başladı. Yükselen oteller işadamlarının geldiğinin şahidi. Barış anlaşmasından sonra petrol gelirlerinin kuzeyle yarı yarıya paylaşılmasına karar verilmesi bölgeye olan iştahları artırıyor. Yerlilerin mülteci konumuna düşmesi ile Çinli, Hintli, Avrupalı, Ruandalı, Kenyalı, Güney Afrikalı tüccarlar bütün tehlikelere rağmen riskli ortamların aynı zamanda yüksek karlarından dolayı Juba'ya gelmiş. 2 yıldızlı bir otelin geceliğinin 180 dolardan başladığı Güney'de, sayıları 40 bini bulan yabancılar
taksi şoförlüğünden sekreterliğe, terziliğe, marketçiliğe hemen her türlü işi üstlenmiş.
Susam, manyok, mısır, süpürge darısı, yerfıstığı gibi tarım ürünleri yetiştiren çiftçiler başta kuraklık ve güvensiz ortamdan işlerini yapamaz olmuş ve tamamen yardım kuruluşlarına muhtaç hale düşmüş.
Bölgeden gelen ziyaretçilerin ifadelerine göre bütün hareketliliğe rağmen Güney Sudan hırsızlığın, cinayetlerin, tecavüzlerin, garbın hayatın bir parçası haline geldiği bir yer. Havanın kararması ile Juba'da güvenliğin tamamen ortadan kalktığı söyleniyor.
PETROLÜN YOLU KUZEYDEN GEÇİYOR
Güney Sudan 2011'de referandum olur da bağımsızlık elde ederse, durumu Eritre'den farklı olabilir.
Nijerya ve Angola'dan sonra Afrika'nın en büyük petrol rezervlerine sahip olan Sudan'ın bölünmesi durumunda petrolden medet uman GOSS aradığını bulamayabilir. Rezervlerin büyük kısmının yarı özerk güney ile kuzey sınırında olduğu Sudan'da, bölünme durumunda Güney Sudan Hükümeti,
boru hatlarının Sudan limanına kuzeyden ulaştığından dolayı petrolünü
pazarlayamayacak. Çin-Sudan ortaklığında büyük yatırımlarla kuzeydeki petrol sahalarını geliştiren, kuyuların güvenliğini sağlayan, ek servisleri hizmete sokan Hartum hükümeti, güneyin pastadan pay almasını engelleyebilecek.
BÜTÜN TARAFLARIN UMUDU SEÇİMDE
Her ne kadar güneyin eski gerillaları pazar seçimlerini boykot edeceklerini açıklasalar da bütün taraflar seçime büyük umutlarla giriyor. Başta hakkında Uluslararası
Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından tutuklama emri bulunan Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir seçimden galip çıkarsa UCM'nin kararı geçerliliğini yitirecek. Beşir, demokratik seçimlerde halkın özgür iradesiyle seçtiği lider olarak tekrar boy gösterecek. Darfur'da hükümete karşı savaşan
isyancıların tezleri çürüyecek.
Afrika Birliği, ABD, Çin,
Rusya ve Japonya'nın gözlemci gönderdiği seçimlerden sonra ülkenin daha demokratik yapıya kavuşması herkesin beklentisi. SPLM'in en büyük beklentisi Güney Sudan için referandumunu garanti altına alması.
1986-1989 yılları arasında
Başbakanlık yapan Sadık El Mahdi'yi, Ömer El Beşir darbe ile görevden almıştı. Parti, Beşir'e karşı uzun zaman sonra mücadele verebilmenin heyecanını yaşıyor. İslami Hareket ve Demokratik Birlik'in de en büyük beklentisi darbe ile siyasi hayatlarını kesintiye uğratan Beşir'le hesaplaşmak.
Güney Sudan'ın bağımsızlığı için mücadele veren Sudan eski
Dışişleri Bakanı Dr. Lam Akol'un 2009'da SPLM'e karşı kurduğu SPLM-DC partisinin en büyük amacı güneyde tek başına etkili olabilmek.
Kuzey'de dört, güneyde iki partinin yarışacağı seçimlere siyasiler büyük umut bağlasa da görünen manzara çok iç açıcı değil. Hartum hükümeti Darfur'daki isyancılarla seçim öncesi masaya oturmuş olsa da son günlerde gelen haberlere göre isyancılar anlaşma sürecini tıkıyor. Darfur halkı seçimlerden çok başta
Türkiye ve
Mısır'dan gelecek yardımlara umut bağlıyor.
Sudan'ın 130 yıllık çatışmalar tarihi şöyle:
1881-
Osmanlı- Mısır yönetimine karşı isyan
1899- 1955- Sudan
İngiliz-Mısır idaresi altında
1956- Sudan artık bağımsız
1962- Güney'de iç savaş başlıyor
1969- Cafer Numayri "
Mayıs Devrimi" isimli darbeyi yönetti
1972- "Güney" özerklik kazandı
1978- Güney Sudan'ın Bentiu bölgesinde petrol bulundu
1983- John Garang'ın önderliğinde SPLM ile hükümet arasında silahlı mücadele başladı.
1986- Genel seçimler sonrası
koalisyon hükümeti kuruldu, Sadık El
Mehdi başbakan oldu.
1989- General Ömer El Beşir Mehdi'yi darbeyle devirdi.
1993- Beşir, Cumhurbaşkanı oldu
1998- ABD, Hartum'daki ilaç fabrikasına kimyasal silah ürettiği gerekçesiyle saldırı gerçekleştirdi.
1999- Sudan, petrol ihracatına başladı.
2001- Hasan El Turabi'nin partisi SPLM ile anlaşma imzaladı. Turabi tutuklandı.
2002- Hartum, SPLM'nin 6 yıllık mücadelesi sonucunda Güney'e özerklik veren Machakos Protokolü'nü imzaladı.
2003- Güney'e verilen imtiyazlardan rahatsız olan Batı Darfur'da isyanlar başladı.
2004-
Ordu isyanı bastırmak için Darfur' a hareket etti. Binlerce
sivil komşu Çad'a sığındı. Hükümet ve güneyli isyancılar güç paylaşımını öngören anlaşma imzaladı.
2005- Güney'in eski isyancısı John Garang Cumhurbaşkanı yardımcısı oldu. Güney Sudan anayasası imzalandı. Garang'ın
uçak kazasında ölmesinin ardından Salva Siir yerine geçti. Hartum'da isyancılarla güç paylaşımına gidildi. Güney'de özerk hükümet kuruldu.
2007- Sudan, Darfur'da Afrika Birliği Barış Gücü askerlerini takviye edecek
Birleşmiş Milletler askerlerine izin verdi.
Amerika Sudan'a yeni ambargolar uygulayacağını duyurdu.
2008- Sudan ve Çad 5 yıldır devam eden düşmanlığı sona erdiren anlaşma imzaladı. Sözde Güney Sudan
Savunma Bakanı Dominic Dim Deng uçak kazazında öldü. Dardur isyancılarının Omdurman'a saldırması Sudan'la Çad arasında krize neden oldu. Tartışmalı petrol yataklarına sahip Abyei'de şiddetli çatışmalar baş gösterdi.
2008- Beşir ve Kiir, Abyei petrolleri konusunda uluslararası
hakemlerin arabuluculuğunu kabul etti.
Uluslararası Ceza Mahkemesi Beşir için soykırım, insanlığa karşı suç ve Darfur'da savaş suçu işlediği gerekçesi ile yakalama emri çıkardı. Beşir Darfur'da
ateşkes ilan etti. İsyancılar savaşacaklarını duyurdu. Zengin petrol yataklarını barındıran güneyde ki Kordofan eyaletine daha fazla asker sevk edildi.
2009- Beşir'in UCM'ye teslim olmasını söyleyen Turabi tutuklandı. Göçebe kabileler arasında Kordofan bölgesinde otlaklar ve hayvanlar meselesinden çıkan çatışmalarda yaklaşık 2500 kişi hayatını kaybetti. Kuzey ve Güney hakem kararlarını kabul edeceklerini açıklayarak petrolleri yüzde 50-50 paylaştı. Taraflar ayrıca 2011'de Güney'in bağımsızlığı için referandumu kabul etti.
2010- Beşir referandum kararlarına saygı duyacağını açıkladı.
CİHAN