Aralarında 4 Türk görevlininde bulunduğu 80 kişilik heyetin hazırladığı
rapor,
Başsavcı Lothar Liebig, tarafından incelenecek.
Bild gazetesine sızdırılan rapora göre
yangın bodrum merdivenleri altında çıktı ve yavaş yavaş gelişti. Ancak yangın
teknik bir arızadan kaynaklanmadı. Bir "
kundakçı gördüklerini" söyleyen iki Türk kızın da ilk günkü ifadelerine göre farklılıklar gözlenirken, kızlarla ilgili
psikolog raporunun ise, önümüzdeki hafta savcıya ulaşması bekleniyor.
Almanya'nın
Ludwigshafen şehrinde 3
Şubat Pazar günü meydana gelen ve beşi çocuk dokuz Türkün hayatını kaybettiği yangınla ilgili teknik rapor nihayet tamamlandı. Talihsiz olayın ardından üç haftadan geçtikten sonra tamamlanan rapor, savcıya ulaşmadan önce Bild gazetesine sızdı. Gazetenin aktardığı bilgilere göre, yangın bodrum katı merdivenlerinin ikinci ve üçüncü basamağı altında çıktı ve içten içi yanarak devam etti. Gazete uzmanlara dayandırdığı haberinde yangının 15 dakika ile 3 saat arasında değişen bir zaman aralığında yavaşça geliştiği bilgisine yer verdi. Ancak merdiven altında herhangi bir elektrik tesisatının bulunmadığına dikkat çeken uzmanlar, yangının bir teknik arızasından kaynaklanabileceği ihtimali üzerinde durmuyorlar. Öte yandan yangının çıkış nedenine ilişkin net bir tespit de bulunmuyor. Bild'in aktardığı diğer detayda ise, daha önce "yangını çıkaran bir adam gördüklerini" söyleyen 8 yaşındaki Bedriye Kaplı ve 9 yaşındaki Aylin Kaplı adlı iki Türk kızının ifadelerinin "yanlış" olduğu öne sürüldü.
Basına yansıyan bilgilere göre de, kızların daha sonra verdikleri ikinci ve üçüncü ifadelerde ilk günkülere göre farklılıklar bulunuyor.
Teknik raporun, Başsavcı Lothar Liebig'e bugün iletilmesi bekleniyor. Yangınla ilgili raporun içeriğine Türk ekibi de
vakıf. 4 kişiden oluşan
ekip çalışmalarını tamamlayarak Pazar günü Türkiye'ye dönmüştü. Ama ekipten bazılarının Almanya'da kaldığı, diğer gidenlerinse dönüşümlü olarak Almanya'ya gelmeye devam edeceği tahmin ediliyor.
SAVCILIK VE EMNİYETTEN ORTAK YAZILI AÇIKLAMA
Ludwigshafen
Emniyet Müdürlüğü'nün bir basın sözcüsü ise, bugün öğleden önce yaptığı bir açıklamada aynı gün itibariyle bir
basın toplantısı yapılmayacağını duyurdu. Akşam saatlerinde ise bir yazılı açıklama geldi. Yangınla ilgili soruşturmayı yürüten Frankenthal Başsavcılığı ve Ludwigshafen Emniyet Müdürlüğü yazılı bir açıklama yaptı. Soruşturmaya katılan teknik ekibin hazırladığı raporun yazılı olarak henüz kendilerine ulaşmadığı aktarılan açıklamada bazı detaylar da yer aldı. Açıklamada yangının teknik bir arızadan veya ateşi hızlandıracak bir madde nedeniyle kaynaklanmış olabileceğine dair ipucuna "rastlanmadığı" belirtildi. Yangının bodrum merdivenleri altında başladığı doğrulanırken, ani olarak gelişmediği içten içe yanarak yavaşça ilerlediği belirtildi. Açkılamada; "Yanının çıkış nedeni henüz belli değil," denirken, aydınlatma çabalarının devam ettiği vurgulandı. Görgü şahidi iki kızın ifadelerine ilişkin psikolog raporunun ise, bu hafta yetişmeyeceği kaydedilen açıklamada, önümüzdeki hafta beklenen bu ifadelerden sonra kamuoyuna açıklama yapılacağı kaydedildi. Bu arada Türk ekibin Alman yetkililerle çalışmalarının da devam ettiği hatırlatıldı.
SORUŞTURMANIN AKIBETİNİ RAPORLAR BELİRLEYECEK
Başsavcı Lothar Liebig ise, teknik raporun kendisine ulaşmadan önce yaptığı değerlendirmede, raporun sonuçlarına göre soruşturmanın devam edip etmeyeceğine karar verileceğini söyledi. Bugüne kadar 100'ün üzerinde video ve fotoğraf kaydı incelediklerini aktaran Liebig, fakat
kundaklamaya dair herhangi kesin bir ipucuna rastlamadıklarını belirtti. Liebig, "Şimdiye kadar binada yangınla ilgili yanıcı bir maddeye rastlanmadı. Belki de yangınla ilgili pek çok soru cevapsız kalacak," diye konuştu. Başsavcı Lothar Liebig, binayı yakan bir adam gördüklerini söyleyen iki Türk kızın ifadeleriyle ilgili psikolog raporunun ise önümüzdeki hafta elinde olacağı bilgisini verdi. Başsavcı, Alman SWR televizyonunun "kızların ifadelerini geri çektiği" şeklindeki iddialarla ilgili ise yorum yapmadı. Fakat bu iddialar, kızların aileleri tarafından yalanlanmıştı.
Bu arada haftalık haber dergilerinden Stern, yanan binada güvenlikle ilgili ciddi kusurlar bulunduğunu öne sürdü. Çatı katında çok sayıda inşaat malzemelerinin depolandığını kaydeden dergiye göre, yangında bu nedenle
tavan duvarları ağırlığı taşıyamayarak kısa sürede çöktü. Çökme esnasında dökülen malzemeler de üçüncü kattaki dairenin içine düştü. Bu yüzden
Kaplan ailesinin kaçış yolu kapandı ve bu katta sekiz kişi hayatını kaybetti.
"DOSTLUĞUMUZ DEVAM ETSİN"
Öte yandan yangında yakınlarını kaybeden Kemal Kaplı, Türk-Alman dostluğunun zedelenmemesi gerektiğine vurgu yaptı. Olaydan sonra kurulan
kriz masasında aileyi temsilen bulunan Kaplı, "Giden dokuz kişiyi geri getiremeyiz. Yangının sebebi her ne olursa olsun, burada yaşayan üç milyon insanımızı düşünmek zorundayız," ifadelerine yer verdi. Münih'te biri Türk diğeri
Yunan iki gencin
yaşlı bir Alman emekliyi dövmeleri olayını Alman medyasının abartmasını örnek gösteren Kaplı, "Bu türlü şeylere karşı ne olursa olsun Almanya'da yaşamak durumundayız. Soğukkanlılığımızı korumak ve dostluğumuzu devam ettirmek zorundayız," dedi. Kaplı, sonuç kundaklama çıksa bile, Alman adaletinin gerekeni yapacağı görüşlerine yer verdi.
CİHAN