Çin’in Şincan Uygur Özerk Bölgesi’nde meydana gelen olaylarda Çin polisinin önünde tek başına durarak Uygur direnişinin sembolü haline gelen Uygur
Türkü kadın,
İngiliz “The
Times” gazetesine konuştu. Tursun Gül adlı 30 yaşındaki kadın, 1989’da Tiananmen Meydanı’nda tankların önüne çıkan Çinlinin hareketine benzetilen eylemi konusunda “Tek istediğim askerlerin alıp götürdüğü kocam ve 4 erkek kardeşimin serbest bırakılmalarıydı” dedi.
21 yaşında geçirdiği bir
kaza nedeniyle bir ayağı
sakat olan Tursun Gül, 7 Temmuz’da
koltuk değneğine dayanarak ve yumruğunu sallayarak Çinli güvenlik güçlerine doğru yaptığı yürüyüşü anlatırken “Hiç korkmadım. Beni döver ya da ölürürlerse arkamda yerimi dolduracak başkaları olduğunu biliyordum.
Polise
özgürlük ve barış istediğimizi söyledim. ‘5 erkeğimi bırakın’ diye seslendim” diye konuştu.
Şincan’ın başkenti Urumçi’de geçen
pazar Han milliyetinden Çinlilerle
Uygurlar arasında yaşanan çatışmanın ardından hükümet yetkililerinin
yabancı gazetecileri bölgeye getirdiğini öğrendiklerini kaydeden Gül, 300 kadar Uygur kadınıyla birlikte seslerini duyurmak amacıyla gösteri yaptıklarını belirtti.
Polis sempati duymuş
Ardından polisin kendilerine müdahale ettiğini ancak kendisinin bir yolunu bulup ilerlemeye devam ettiğini ve bir anda yalnız kaldığını ifade eden Gül, polislere “Yaşamak istemiyorum. Özgür olmak ve kocamı geri almak istiyorum. ‘Ülkemizde
kanun yok mu? Bize barış içinde bir hayat vermek istemiyor musunuz?’ diye haykırdım. Bu haykırışım üzerine nefeslerin tutulduğunu hissettim. Polis üzerime gelmek yerine gerilemeye başladı. Sanırım bana sempati duydular ve kadın olduğum için azami toleransı gösterdiler” dedi.
“Times”a konuşurken gözyaşlarını başından çıkarmadığı baş örtüsüyle silen Tursun Gül, 33 yaşındaki kocası Maimaiti’nin
kalp hastası olduğunu ve sağlığından endişe ettiğini dile getirdi. (
Milliyet)