Uygurlar, kaç kişinin öldüğü konusunda farklı düşünüyorlar. Olayların canlı tanıkları, kendilerine kaç kişinin öldüğü sorulduğunda "çok" cevabını veriyorlar.
Şiddet olaylarında Uygurların öfkesinin
sokaktaki izlerine rastlıyoruz. Olayların yaşandığı yerlerden Urumçi'deki Saimachang
bölgesine gidiyoruz. Trafiğe kapalı tutulan ve askerlerin kontrolündeki caddede yanmış
araba ve binalar göze çarpıyor. Buraya girişte ve çıkışta askerler gelen
yabancı gazetecileri kaydediyor. Sokaklarda ayrıca hüzünlü yüzler, ayrılmak için bohçalarını toplamış insanlar gözümüze ilişiyor. Buradaki cami kapalı. Dün
Cuma namazı için şehirdeki tüm camiler ibadete açılmıştı.
Derken caddenin ortasındaki pazara varıyoruz. Burası olayların en sıcak yaşandığı yerlerden biri. İnsanlara olaylar nasıl oldu diye soruyoruz. Kimse konuşmak istemiyor. Çocuklar kameralarımıza yaklaşıyor. Olayları unutan sadece onlar bu caddede. Gülüyorlar, kendilerince eğleniyorlar.
Mısır kızartan bir yaşlının yanında
karpuz satan bu çocuklar bizleri görünce hemen yanımıza geliyor. Et alan sakallı ve Uygur takkesi takan yaşlılar takılıyor objektiflere. Niye çıktı bu olaylar? Sizden (Uygur) kaç kişi öldü sorularımıza aldığımız tek
cevap, "çok" oluyor.
Yorum yapmıyorlar.
Pazarın aşağısına biraz gittiğimizde Anadolu'nun bir kasabasındaki mahalle çıkıyor karşımıza. Sokak aralarında bir
aile başka bir yere eşyalarıyla gidiyor. "Yolculuk nereye" sorusuna verilen cevap da "Çocuklarla beraber 2 aylığına Kaşgar'a gidiyorum." oluyor.
Buradaki halkla konuşurken de "kaç kişi öldü sizden" sorumuza yine "çok" cevabı alıyoruz. "Peki nasıl öldüler" deyince de çekinerek "
Askerler ateş açtı" diye yanıtlıyor bir grup kalabalık. Dün bölge valisi Nur Bekri de yabancı gazetecilerin sorularını cevaplarken, askerin olaylara müdahalesi sırasında ateş açtığını ve "sivillere saldıran ve dükkanları yağmalayan 12 silahlı Uyguru, uyarı ikazını dikkate almamaları üzerine vurarak öldürdüğünü" söylemişti.
Bekri, bunlardan üçünün olay yerinde, diğerlerinin de hastaneye kaldırılırken hayatını kaybettiğini ifade etti.
Vali Bekri, polisin "büyük itidal" gösterdiğini savunarak, "Yasayla yönetilen her ülkede, kuvvet kullanımı gereklidir. Bu görev polise yasayla verilmiştir" diye konuştu.
Olaylarda ölenlerden 184'ünün milliyetinin belirlendiğini anlatan Bekri, bunları, 137 Han Çinlisi (111 erkek, 26 bayan), 46 Uygur (45 erkek, 1 bayan) ve 1 Hui ( Uygurların dışındaki diğer
Müslüman azınlık) olarak sıraladı.
Geri dönüşte asker konvoylarından olayların arkasında gösterilen
Rabia Kadir aleyhine anonslar yükseliyor, "Ülkemizi sevelim" şarkıları çalınıyor. Askerlerin önünden koşarak geçen çocuklar yaşananları anlamaya çalışıyor. Görünüşe göre korku ve tedirginlik bir süre devam edeceğe benziyor. (CİHAN)