AB,
aday ülkeler
Türkiye ve Hırvatistan'a, 2007'den sonra genişleme kapısının kapanmayacağı konusunda güvence verirken, genişlemeden sorumlu Komisyon üyesi
Olli Rehn, TCK 301. madde gibi konularda Türkiye'yi uyarmaktan yorulduğunu söyledi.
Rehn dün
Avrupa Parlamentosu'na hitaben yaptığı konuşmada, Avrupa Komisyonu Başkanı
Jose Manuel Barroso'nun Pazartesi günü, AB kurumlarının yeniden yapılanması tamamlanmadıkça, genişlemenin
Romanya ve Bulgaristan'ın 2007 başında
katılımından sonra durması gerektiği yolundaki sözlerinin etkisini gidermek amacıyla, katılım müzakerelerine ara vermeyeceklerini söyledi.
Rehn, "AB üyelerinin 2008 yılına kadar kurumsal çözümlere ulaşacaklarına inanıyorum, dolayısıyla yeni üyeler katılmaya hazır olduklarında, yeni kurumsal
anlaşma da yapılamış olacak" dedi.
Türkiye'nin tam üyelik statüsü kazanmasının yaklaşık 10 yıl sonra gerçekleşebileceği
hesap ediliyor.
Rehn, AP üyesi
raportör Camiel Eurlings'in Türkiye konusunda hazırladığı ve Parlamento'da bugün oylanacak olan raporun görüşülmesi sırasında yaptığı konuşmada, Türkiye'deki reform hızını eleştirdi.
Rehn, aydınların
mahkeme önüne çıkarılmalarına yol açan ve "Türklüğe
hakaret" eylemini suç sayan yasaların ya kaldırılması ya da değiştirilmesi konusunda Türkiye'ye ısrar etmekten yorulduğunu ifade etti.
"(301. maddeden yargılanan)
Yazar (Elif) Şafak'ın
beraat etmiş olmasına rağmen, Türkiye'de
ifade özgürlüğü tehdit altındadır" diyen Rehn, bu tür ceza maddelerinin varlığının bile gazeteciler, yazarlar ve
insan hakları savunucuları üzerinde "ürpertici bir etki" yarattığını söyledi.
Ancak Rehn, Türkiye'nin AB için bir ortak ve Avrupa ile
İslam ülkeleri arasında bir
köprü olarak önemini vurguladı ve Türkiye'deki reform sürecini yüreklendirmenin AB'nin yararına olduğunu kaydetti.
Parlamento kaynakları, Eurlings raporunun bazı değişikliklerle kabulünün beklendiğini ve bu arada Türkiye'yi
Osmanlı İmparatorluğu döneminde Ermenilerin öldürülmesini bir "soykırım" olarak kabul etmeye zorlayan ifadenin de çıkarılacağını söylediler.
Eurlings ise hazırladığı raporun "adil ancak sert" olduğunu kabul ederken, belgenin reform sürecindeki yavaşlamayı yansıttığını belirtti.
AB yetkilileri, TBMM'de görüşmeleri süren 9. uyum paketinin içinde önemli konularda gerçek bir ilerleme olup olmadığını görmek için bekleyeceklerini söylüyorlar.