Irak'ta, siyasi krize son vermek, tarafların düşünce ve etnik kökenlerine bakılmaksızın eşitliğini vurgulamak üzere hazırlanan "Toplumsal Barış Sözleşmesi" Başbakan Nuri el-Maliki, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hudayr el-Huzai, Meclis Başkanı Usame en-Nuceyfi, Kürdistan Yurtseverler Birliği, Irak Ulusal Şii İttifakı ve İslam Partisi temsilcileri tarafından imzalandı.
Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr, muhalif El-Irakiye Bloku lideri İyad Allavi, Başbakan Yardımcısı Salih el-Mutlak ise Huzai'nin girişimiyle hazırlanan sözleşmeyi imzalamadı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Huzai, yaptığı konuşmada, söz konusu anlaşma için birkaç aydır görüşmelerin devam ettiğini hatırlatarak ''Sözleşmeyi imzalayanların bundan sonra son derece özenli ve dikkatli olmalarını diliyorum. Sözleşmeye muhalif tavır ve davranış sergilemek ciddi sorumluluk gerektirir'' dedi.
Başbakan Maliki ise anlaşmayı ülkenin içinde bulunduğu kritik durum nedeniyle çok da istekli olmayarak imzaladığını belirterek, şunları söyledi:
"Irak, bölgede yaşanan olayların, özellikle Suriye'de yaşanan savaşın etkisi altındadır. Bölge daha da karışırsa Irak fırtınanın tam ortasında kalacaktır. Mevcut durumda son derece önem arz eden bu belgeyi, anlaşmaya varmak için kerhen imzalamaya mecbur kaldık. Unutulmamalıdır ki söz konusu anlaşma, anayasa, cumhurbaşkanlığı, hükümet ve parlamento için bir alternatif değildir. Anlaşmayı imzalamayan tarafları da boykot edecek değiliz, imzalamaları için görüşmeleri sürdüreceğiz."
Meclis Başkanı Nuceyfi de anlaşmanın, daha yürürlüğe girmeden iptal olan girişimlere benzememesini temenni ederek, "Bu anlaşma, aramızdaki siyasi anlaşmazlıkların sonuncusu olacak. Anlaşmanın tüm kötülüklerin sonu olması için birbirimize destek olacağız" diye konuştu.
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesud Barzani adına konuşan Başbakan Yardımcısı Ruz Nuri Şavis ise ülkenin geleceği için öngörülen kasvetli senaryolar konusunda uyarıda bulundu.
TOPLUMSAL BARIŞ SÖZLEŞMESİ
On bir maddeden oluşan Toplumsal Barış Sözleşmesi, Irak halkının ulusal birliği ile toplumsal dokusunun korunması, din, mezhep ve etnik ayrımcılığına fırsat tanınmamasını öngörüyor.
Diyaloğun, mevcut sorunların ve siyasi süreci etkileyen problemlerin aşılmasında tek çözüm yolu olduğu vurgulanan sözleşmede, sorunların, medya yoluyla değil de ikili görüşmelerde tartışılarak çözülmesi üzerinde duruluyor.
Siyasi platformda taraflar arasında güvenin sağlanması, siyasi partilerin vatana ve vatandaşlara hizmet etmek için takım ruhuyla çalışmayı taahhüt etmeleri gerektiği belirtilen sözleşmede, ülkede şiddet ve mezhepçiliği körükleyen olaylar karşısında taviz vermeden durulmasının yanı sıra El-Kaide ve şiddet yanlısı gruplara karşı birlikte hareket edilmesi talep ediliyor.
Toplumsal Barış Sözleşmesi'nde, parlamento ve hükümette siyasi dengeleri değiştirmek için rakipleri hedef alan eylemlerde devletin imkanlarının kullanılmayacağı da taahhüt ediliyor.
AA