Sırbistan'da
Boşnak nüfusun yoğun yaşadığı ve son günlerde "özerklik" talepleriyle
Sırp yetkililerin tepkisini çeken
Sancak bölgesi Müftüsü Muamer Zukorliç,
Türkiye'nin bölgenin sorunlarının çözümüne önemli ölçüde katkı sağlayabileceğini, bu konuda kendisinin Türk yetkililerle görüşmeye hazır olduğunu açıkladı.
"Sancak'a özerklik" talebiyle bölgede yeni
tartışma başlatan,
Bosna-
Hersek ve Sırbistan'da son günlerde yazılı ve görsel basında sürekli hakkında haberler çıkan Zukorliç, AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Sancak'taki
Müslümanların son zamanlarda "din ve etnik" bazda çeşitli sorunlarla karşı karşıya geldiğini savunan Zukorliç, Sancak'taki Boşnakların,
Belgrad yönetimi tarafından kurumsal olarak hareket etmesinin engellenme tehlikesi içinde bulunduğunu söyledi.
Belgrad yönetiminin, Sancak'taki
İslam Birliği'ni (Müftülüğü), Boşnak Milli Konseyi'ni ve İslam Birliği'ne bağlı üniversiteyi ortadan kaldırmak istediğini kaydeden Zukorliç şöyle konuştu:
"Bu üç kurum, Sancak'taki Boşnakların varlığının direkleridir. 1993 yılından beri biz İslam Birliği'nin konumlandırmasını yapmaya gayret ediyoruz ve Müslümanları devletin ortağı olarak göstermeye çabalıyoruz. Boşnakların da milli kimliğini koruyacak kurumları güçlendirmeye çalışıyoruz. Fakat Sırbistan,
Avrupa'ya uyum sürecinde bulunsa bile farklılıkları kabul etmeye hazır değil. Sırbistan topraklarında bir nevi '
İslamofobi' bulunuyor. Bu 'İslamofobi' ise 'Türkofobi' anlamına geliyor. Türklerin 500 yıl boyunca bu topraklarda 'işgalci' olarak gösterilmesi ve bu 500 yılın faturasının Balkanlar'da kalan Müslümanlara kesilmesi hiç hoş bir durum değildir. Mladiç'in Srebrenitsa'da sarf ettiği 'Türklerden intikam alacağız' sözü ise bu durumun en açık göstergesidir."
-TÜRKİYE'NİN BÖLGEDEKİ ETKİSİ-
Zukorliç, Türkiye'nin Balkanlar'a "yeniden geri dönmesini" ve "inisiyatifleri ele almasını" sevindirici bulduğunu ifade ederek, "Sırbistan'la kurulan ilişkide, bizim yerel ihtiyaçlarımıza da dikkat edilmesi gerekir. Siyasetin yanı sıra bizim dini ve kültürel ihtiyaçlarımız da bulunuyor" dedi.
Sırbistan'ın İslam dünyasıyla ilişkilerini iyi tutmasında
ekonomik çıkarların ön planda bulunduğunu belirten Zukorliç, "Fakat Sırbistan'ın özünde ve içinde Müslümanlarla yaşanan sorunlar vardır. Sırbistan, Türkiye veya Müslüman nüfusu olan
ülkelerin yanı sıra kendi içinde yaşayan Müslümanlarla da iyi ilişkiler içinde olmalıdır. Maalesef bu konuda pozitif gelişmeler yoktur" diye konuştu.
Sancak'ta yaşayan Boşnaklar arasındaki bölünmeye de değinen Zukorliç, bu bölünmeleri
doğal görmediğini söyledi.
"Bu bölünmeler Sancak dışında üretilmektedir" diyen Zukorliç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz Boşnakların yanlısıyız ve mücadelemizi anayasa ve Avrupai değerler çerçevesinde yürütüyoruz. Sırbistan anayasasında İslam Birliği'nin özerkliğine yer veriliyor, öyleyse kendi başımıza çalışalım. Fakat Avrupa'dan dolayı böyle bir şeyi anayasasında bulunduran ülke, bizi ellerinde
araç olarak kullanmak istiyor ve anayasal haklarımızı tanımak istemiyor. Ben de medyaya böyle bir şeyi kabul etmediğime dair demeç verdiğim zaman, beni 'radikal' biri olarak nitelendiriyorlar."
Muamer Zukorliç, kendilerinin Müftülük olarak Saraybosna'ya bağlı olduklarını ve oradaki riyasetin başındaki Dr. Mustafa Ceriç'i "Reisülulema" olarak tanıdıklarını belirterek, "Ancak Belgrad, Sırbistan'da yeni bir İslam birliği kurdurtarak, bizi Saraybosna'dan koparmaya çalıştı. Biz bunu da kabul etmedik. Bu gibi hareketleri kabul edersek, bizim yok olmamız sürecinin son aşamasına
imza atmış olurduk. Belgrad bizim dini işlerimize karışmaktadır.
Anayasada 'her kilise ve diğer dini birliğin eşit haklara sahip olduğu' yazıyor, fakat buna pek değer verilmiyor" dedi.
Zukorliç, Sırbistan yönetiminin tanıdığı İslam Birliği Başkanı Adem Zilkiç'le görüşmeme nedenini ise "Adem Zilkiç, bir zamanlar birlikte çalıştığımız bir isimdi. Ancak Zilkiç ve arkadaşları, bizim dışımızda sorunlara çözüm bulma yoluna girdi. Çözümleri bizimle birlikte aramış olsalardı gerekirse 100 gün oturup konuşurdum. Ancak onlar yanlış yolu
tercih etti" diye açıkladı.
Bölgede, Avrupa standartlarında, insan haklarına saygı gösterilen bir "
özgürlük" istediklerini söyleyen Zukorliç, "Yani anayasa ve ilgili kanunlarda yazılanlara saygı duyulsun isteriz. Kanunlarda İslam Birliği'nin tek olması gerektiği yazıyorsa, devlet bu durumda bunu garanti altına alacaktır. Ben mesela özgürlük ile birlikten birini seçmek zorunda kalırsam, özgürlüğü seçip birliği feda etmek zorunda kalırım. Özgürlüğü feda etmiş olsak hepimiz birlikte batarız, ama özgürlüğü tercih edersek o zaman şansımız vardır" ifadesini kullandı.
Muamer Zukorliç, Türkiye'nin Sancak'taki sorunların ve Boşnaklar arasındaki bölünmenin çözümünde önemli ölçüde katkı sağlayabileceğini vurgulayarak konuşmasını şöyle tamamladı:
"Fakat bu süreçlerde şahsi ilişkilerden kopmalıdır. Türkiye sadece adaletli davranmalı ve tek hedefi doğruları ve gerçekleri ortaya çıkarmak olmalıdır. Türkiye, bir
heyet göndererek 20 yıldır Sancak'ta kim ne yapmış onu araştırsın. Türkiye'de bizim hakkımızda çok büyük yalanlar sergileniyor. Benim Vahhabilerle, radikallerle çalıştığım söyleniyor. Ancak bunların hiçbiri doğru değildir. Beni gelip Sancak'ta, Saraybosna'da halka sorabilirler. Biz her konuda Türkiye'ye kendimizi anlatmaya ve neyi amaçladığımızı söylemeye hazırız. Benim Türkiye'ye olan sevgimi ve saygımı hiç kimse tartışamaz."
-SANCAK'TAKİ SORUN-
Boşnak nüfusun yoğun olarak yaşadığı Sancak bölgesi, 2006 yılında Karadağ'ın ayrılmasıyla birlikte ikiye bölündü. Sancak bölgesinin bir kısmı Sırbistan, diğer kısmı ise Karadağ'da kaldı. Sırbistan hükümetinde şu anda Sancak bölgesinden seçilen 2
bakan görev yapıyor.
Sancak Müftüsü olarak görev yapan Zukorliç'le Belgrad yönetimi arasında bir süredir sorunlar bulunuyor. Zukorliç'in "
müftülük" görevini tanımayan Sırp makamları, Sırbistan Müslümanları Başmüftüsü olarak Adem Zilkiç'i muhatap alıyor. Muamer Zukorliç, Osmanlı'nın bölgeden çekilmesinin ardından Sancak Müslümanlarının Saraybosna'daki riyasete bağlı olduklarını ve kendisinin bu geleneği devam ettirdiğini söylüyor.
Muamer Zukorliç'le Belgrad arasında "Boşnak Milli Konseyi"nin yönetiminin oluşturulmasından dolayı da sorunlar bulunuyor. Sırbistan'da azınlıkların resmi konseylerini kurmak için özel
seçimler düzenleniyor. Boşnak nüfusunun yoğun olarak yaşadığı Sancak bölgesinde de Boşnak Milli Konseyi (BNV), haziran ayında seçim yaptı. Seçimlerde Zukorliç'in "Boşnak Kültürel Topluluğu" (BKZ) listesi 17
sandalye kazandı. Sırbistan
Devlet Bakanı ve SDA lideri Süleyman Uglyanin'in "Boşnak Listesi" 13, SDP lideri ve Sırbistan Çalışma Bakanı Rasim Lyaiyç'in "Boşnak Yenilenme Listesi" ise 5 sandalyenin sahibi oldu. Yaklaşık 3 ay önce, Zukorliç'in listesindeki 17 üye ile Boşnak Yenilenme Listesi'ndeki 2 üye toplanarak Boşnak Milli Konseyi'ni oluşturdu. Ancak oluşturulan bu konsey, Sırbistan makamlarının yanı sıra Uglyanin ve Lyaiyç tarafından tanınmadı.
Yönetimin tanımadığı Boşnak Milli Konseyi (BNV), Boşnakların sorunlarının çözümü konusunda
Bosna-Hersek Üçlü Devlet Başkanlığı Konseyinin Boşnak üyesi
Bakir İzzetbegoviç ve Başmüftü Dr. Mustafa Ceriç'i ziyaret etti. Sırbistanlı yetkililer, bu ziyareti problemlerin uluslararası platformlara taşınmasından dolayı eleştirildi.
Sırbistan'dan "özerklik" talep eden Sancak Müftüsü Zukorliç ise yaptığı açıklamalarla sık sık Sırp ve diğer Boşnak yetkililerle karşı karşıya geliyor.