Cumhurbaşkanı Gül ile resmi ziyaret için
Türkiye'de bulunan
Sırbistan Cumhurbaşkanı
Boris Tadiç, görüşmelerinin ardından
Çankaya Köşkü'nde
basın toplantısı düzenlediler.
Gül, Tadiç ile baş başa ve heyetler arası görüşmelerde bulunduklarını belirterek, bu görüşmelerde iki
ülke arasındaki ilişkileri ele aldıklarını söyledi. İkili ilişkilerin daha da geliştirilmesi için neler yapılması gerektiğinin ele alındığını belirten Gül, bölgesel ve uluslararası ilişkileri de samimi bir şekilde görüşme fırsatı bulduklarını ifade etti.
Boris Tadiç ile başta ekonomi alanında olmak üzere ilişkilerin her düzeyde daha ileriye taşınması için neler yapılabileceğini gözden geçirdiklerini anlatan Gül, bu yönde somut adımlar atılması için ilgili kuruluşlara talimat vermeyi kararlaştırdıklarını da bildirdi.
Tadiç'in ziyaretinin
ekonomik ve ticari ilişkilere ivme kazandıracağına olan inancını dile getiren Gül, iki ülke arasında serbest ticaret anlaşmasının bir an önce imzalanması için heyetler arası görüşmelerin kısa zamanda başlayacak olmasından büyük memnuniyet duyduğunu ifade etti.
Görüşmelerde
Balkanların istikrarı, refahı ve güvenliğine katkıda bulunma yönünde ortaklaşa atılacak adımların da ele alındığını belirten Gül, Tadiç'in
Kosova sorunu hakkında ülkesinin tutumu ve yaşanan son gelişmelerle ilgili kendisine bilgi verdiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Gül, ''Türkiye ve Sırbistan bölgenin iki önemli ülkesi olarak geleceğe bakmaktadır. Sayın Tadiç'in bu yönde cesaretle yaptığı örnek açılımları hep takdirle takip ediyoruz. Kendisi daima
Balkanlarda husumetin unutulmasını, işbirliğine ve istikrara dönük adımların atılmasını
teşvik etmiştir'' diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Gül, Tadiç'in ziyaretinin son derece başarılı ve zamanında yapılmış bir ziyaret olduğuna inandığını belirtti. Sırbistan Cumhurbaşkanı'nın İstanbul'da iş adamlarıyla bir araya geleceğini hatırlatan Gül, görüşmelerin başarılı olmasını diledi.
Cumhurbaşkanı Gül, bir gazetecinin Türkiye'nin Kosova konusundaki resmi politikasını sorması üzerine, Türkiye'nin bir Balkan ülkesi olduğunu ve Balkanlarla tarihten gelen çok köklü ilişkileri bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti:''Biz Balkanlarda istikrara çok önem veren bir ülkeyiz. Balkanlardaki bütün problemlerin barışçıl yollarla çözülmesini arzu ediyoruz. Cumhurbaşkanı Tadiç de bize çok son görüşmelerle ilgili olarak çok daha geniş bilgiler verdiler. Tüm bunların barış ve aklıselim ile neticelenmesini arzu ettiğini ve bununla ilgili gayretlerinin de devam edeceğini söylediler. Dolayısıyla biz hem uluslararası camianın bu konudaki olumlu tavırlarını takip ediyoruz hem de kendi temaslarımızda tüm bunların barışçı bir şekilde neticelenmesi arzusunu ifade ediyoruz. Şu anda bu yönde büyük bir gayret içinde bulunan herkesi, barış için gayret içinde bulunan herkesi destekliyoruz.
Ümit ediyorum ki, bu işler Balkanların istikrarını bozmayacak şekilde neticelenecek. Neticede şuna inanıyorum, herkes AB çatısı altında bir arada olacaktır. Balkanlar, Sırbistan, Kosova,
Bosna-
Hersek, bütün bunların bir gün AB'nin içerisinde olacağına inanıyorum. Bir gün zaten hep beraber olacak bu ülkelerin, tüm bu toplulukların meseleleri barış içerisinde, konuşarak halledebileceğini tahmin ediyorum.''
Sırbistan Cumhurbaşkanı Boris Tadiç, Türkiye ile Sırbistan'ın birbirlerine karşı kimi önyargılarının giderilmesi gerektiğini belirterek, ''Haydi artık birbirimiz hakkındaki önyargıları ortadan kaldıralım. Sayın Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül ve ben dostuz ve karşılıklı siyasal mesajlarla bu dostluğun sürebileceğini gösterebiliriz'' dedi.
Türkiye'ye resmi ziyarette bulunan Boris Tadiç, Abdullah Gül ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, iki ülkenin tarih kitaplarında yer alan kimi unsurlardan duyulan rahatsızlığı dile getirerek, iki ülkenin halklarının birbirlerine karşı önyargılarının aşılması gerektiğini söyledi.
Tadiç, açıklamasında, ilk kez bir Sırbistan Cumhurbaşkanı'nın Türkiye'yi ziyaret ettiğine dikkati çekti.
Türkiye ile Sırbistan arasındaki ilişkilerin uzun bir geçmişe dayandığını ifade eden Tadiç, bu ilişkilerin bundan sonra da tüm alanlarda aynı biçimde sürmesini istediğini bildirdi.
Tadiç, Türkiye ve Sırbistan olarak, günün birinde birlikte AB çatısı altında biraraya geleceklerine inandığını da kaydetti.
Cumhurbaşkanı Gül ile görüşmesinde birçok konuyu ele aldıklarını ifade eden Tadiç, Türk yatırımcıların Sırbistan'a yatırım yapması konusunda büyük potansiyel bulunduğunu konuştuklarını anlattı.
Tadiç, ekonominin iki ülke arasındaki ilişkilerin özünü oluşturduğunu ifade ederek, yarınki temasları çerçevesinde, iş dünyasının temsilcileriyle görüşmelerde bulunacaklarını dile getirdi.
Tadiç,
Efes Pilsen firmasının Sırbistan'da 2 kentte yatırımının olduğunu, ancak Türkiye'nin bu alanda çok daha fazla potansiyele sahip bulunduğunu düşündüğünü kaydetti.
-KOSOVA'NIN STATÜSÜNÜN GELECEĞİ-
Hem Türkiye'nin hem de Sırbistan'ın birtakım sorunlarının olduğuna işaret eden Tadiç, Sırbistan'ın karşılaştığı en büyük sorunun Kosova'nın statüsünün geleceği olduğunu, bunun Sırbistan için sancılı bir sorun olduğunu ve ülkenin bütünlüğünü ilgilendirdiğini söyledi.
Bu söylediklerinin, kendi ulusal bağımsızlıklarını korumakla ilgili olduğunu vurgulayan Tadiç, Kosova'nın, Sırbistan'ın kendi kişiliğini korumasının temelini oluşturduğunu bildirdi ve ''Kosova, bizim ülkemizin geçmişidir. Kültürel köklerimiz orada bulunmaktadır. Kosova, Sırbistan için ulusal çıkardır'' diye konuştu.
Arnavut tarafına farklı bir özerklik önerdiklerine dikkati çeken Tadiç, dış siyaseti ve sınır kontrolü kendilerinin sağlaması, diğer bölgesel konuları da Kosova'ya devretmek istediklerini anlatarak, ''Bu denli esnek bir öneriye karşın, Arnavut tarafı bizimle görüşmeye gelmeyi kabul etmedi, iki farklı ülke olarak görüşmeye gelmek istedi'' dedi.
-''SAVAŞ İSTEMİYORUZ''-
Tadiç, Sırbistan'ın savaş istemediğini ve bunu her fırsatta ve her ortamda vurguladığını söyledi.
Kosova'daki kimi Arnavut grupların tek taraflı eylemleriyle karşılaştıklarını, bunların, Kosova'nın bağımsızlığını isteyen tek taraflı hareketler olduğunu kaydeden Tadiç, tek taraflılığın karşı tarafta da tek taraflılığa yol açtığını, bu durumun da barışı getirmeyeceğini vurguladı.
Tadiç, bu tip eylemlerin bir çıkmazı ayrı bir çıkmaza soktuğuna işaret ederek, Sırbistan'ın Kosova ile görüşmelere katılmayı sürdüreceğini, amaçlarının sakin, sabırlı ve güvenli bir biçimde bu konudaki hedeflerine doğru devam etmek olduğunu kaydetti.
Sırbistan'ın, Türkiye'den Kosova konusunda tutarlı davranmasını istediğini anlatan Tadiç, bu biçimde iki ülke arasındaki dostluk ilişkilerinin daha da güzel bir biçimde gelişebileceğini bildirdi.
-SORULAR-
Tadiç, bir gazetecinin, Türk tarafına Kosova'daki yoğun
Müslüman nüfusla ilgili nasıl bir güvence verdiklerini sorması üzerine, ''Siz, büyük olasılıkla Sırbistan'da yalnızca Türkler, Arnavutlar ve Sırplar'ın yaşadığını kastettiniz bu soruyu sorarken ama Sırbistan'da Macarlar, Rumenler ve neredeyse Balkanlar'ın tüm ülkelerinde yaşayan halklar var'' dedi.
Etnik halkları koruma konusunda Sırbistan'a bugün çok fazla olumsuz birşey söylenemeyeceğini kaydeden Tadiç, Sırbistan'ın demokrat bir ülke olduğunu, parlamentosunda az önce saydığı tüm bu halklardan temsilcilerin bulunduğunu anlattı.
Sırbistan Parlamentosu'nun bu açıdan Avrupa'da belki de tek örnek olduğunu ifade eden Tadiç, parlamentolarında Rumen halkından ve
Boşnaklar'dan 2'şer temsilcinin olduğunu, hatta Boşnak temsilcilerin, Türkiye'yi ziyaretinde kendisine eşlik eden heyette de bulunduğunu dile getirdi.
Tadiç, Sırbistan'da dini hakların anayasa tarafından korunduğunu belirterek, hem kendi dinlerinden hem de İslamiyetten temsilcilerle düzenli olarak görüştüğünü anlattı.
-''İNANÇLARIN SAVUNULMASI KONUSUNDA HER ZAMAN DÜŞÜNCELİ DAVRANDIM''-
Arnavutlar'ın da Sırbistan Parlamentosu'nda temsilcilerinin olduğunu anlatan Tadiç, sözlerini şöyle sürdürdü:''Kendim de Sırbistan Cumhurbaşkanı olarak her zaman insanların inançlarının savunulması konusunda düşünceli davranmışımdır. Balkanlar'da ve Sırbistan'da öyle çok basit bir biçimde Ortodoks dinini başka bir dinden ya da İslam'dan ayıramazsınız, biz beraber yanyana büyüdük çünkü. Benim büyüdüğüm semtte Belgrad'da cami var, o caminin 100 metre ötesinde kilise bulunmaktadır. Bunlar benim kişisel kimliğimin bir parçasıdır. Bu işte Sırbistan'dır, bu Balkanlar'dır. Bizim ülkemiz de bundan farklı bir biçimde yönetilemez.''
Arnavutlar'ın Kosova'da kendi kimliklerini korumalarının Sırbistan yasalarına göre de hakları olduğunu, bunu bir görev olarak değil, içtenlikle kendilerine sunduklarını belirten Tadiç, ''Arnavutlar eğer bizim önerdiğimiz özerklikleri kabul ederlerse, Sırbistan hükümetinin her aşamasına katılma hakkına da sahip olacaklardır. Sırbistan, diktatörlük değil, demokratik bir ülkedir. Biz, seçimlerde halkımıza bu hakkı verdik, bütün halklar kendi temsilcilerini seçebilirler'' diye konuştu.
Tadiç, açıklamasını, ''Haydi artık birbirimiz hakkındaki önyargıları ortadan kaldıralım. Sayın Gül ve ben dostuz ve karşılıklı siyasal mesajlarla bu dostluğun sürebileceğini gösterebiliriz'' diyerek bitirdi.
AA