Bağlayıcı özelliği olmayan
tavsiye niteliğindeki
rapor, 27 eylül çarşamba günü oylanacak.
Eylül ayı başında,
Dışişleri Komisyonu'nda yapılan
oylamada kabul edilen değişiklik önergeleriyle raporun içeriği
Türkiye aleyhine sertleştirilmişti.
Kabul edilen değişiklik önergeleriyle Türkiye'nin
AB üyeliği öncesinde
Ermeni soykırım iddialarını tanıması gerektiği öne sürülmüş ve Türkiye'nin Pontuslu Rumlara ve Süryanilere soykırım yaptığı iddia edilmişti.
Söz konusu ifadelerin metinden çıkartılması için bazı
Avrupalı parlamenterler Genel Kurul'da yapılacak oylama için yeni değişiklik önergeleri sundu.
Ermeni soykırım iddialarının tanınmasına ilişkin değişiklik önergesinin Komisyon'da kabul edilmesi, Türkiye'nin sert tepkisine yol açmıştı. Bir grup Türk parlamenterler, Brüksel'e giderek bu önergelerin değiştirilmesi için yoğun
lobi faaliyetlerinde bulunmuştu.
Taslak raporun içeriği
Taslak raporda, Türkiye'den, reform süreci, özellikle
ifade özgürlüğü, dini haklar ve
azınlık hakları,
sivil-asker ilişkileri, kadın hakları, sendikalar, kültürel haklar, yargının bağımsızlığı ve reformların uygulanmasının hızlandırılması isteniyor.
Reformlar:
Hükümetin hazırladığı dokuzuncu reform paketinin memnuniyetle karşılandığı ifade edilen raporda, yeni Terörle Mücadele Yasası'nın temel hak ve özgürlükleri kısıtlayıcı unsurlar içermemesi talep ediliyor.
301'inci madde:
'Hükümet yetkilileriyle askeri
personel ve güvenlik personeline ayrıcalık yapılmadan yargı önünde herkese eşit muamele yapılması' istenen raporda, Türk
Ceza Kanunu'nda 'keyfi yorumlamaya uygun olduğu' savunulan 216, 277, 288, 301, 305 ve 318'inci maddelerin değiştirilmesi çağrısında bulunuluyor.
Terör örgütü
PKK:
Taslak raporda,
terör örgütü PKK sert bir dille kınanırken,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın geçtiğimiz yıl yaptığı 'cesaretlendirici açıklamanın ardından Türk hükümetinin
Kürt sorununa demokratik çözüm araması' çağrısına yer veriliyor.
'
Güneydoğu' başlığı altında
terör örgütü PKK'nın saldırılarını yoğunlaştırmasının şiddetle kınandığı raporun taslağında,
terörle mücadelesinde Türkiye ile
dayanışma içinde olunduğuna vurgu yapılıyor.
Raporda, Türkiye'ye 'koruculuk sistemini lağvetmesi', 'Kürt sorununa demokratik çözüm araması', '
gözaltı ve tutuklamalarda Avrupa standartlarını uygulaması' gibi çağrılarda bulunuluyor.
Şemdinli olayları:
Raporda, Van
Cumhuriyet eski Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın görevden alınmasının 'derin endişe kaynağı' olduğu belirtilirken, Şemdinli olaylarından sonraki gelişmelerin 'Türk toplumunda ordunun rolünün yeniden canlandığını değil, devam ettiğini gösterdiği' ileri sürülüyor.
Seçim barajı:
Yüzde 10 olan
seçim barajının indirilmesi istenen raporda, bu sayede 'Kürt partileri de dahil olmak üzere TBMM'de daha geniş temsil sağlanacağı' görüşü savunuluyor.
Danıştay saldırısı:
AB yolunda yapılan reformları yansıtacak yeni bir anayasaya ihtiyaç olabileceği görüşüne yer verilen raporda, Danıştay'a yapılan saldırı da şiddetle kınanıyor.
İnsan hakları ve
azınlıklar:
Raporun 'İnsan Hakları ve Azınlıkların Korunması' başlığı altında, AP'nin son raporundan bu yana dini özgürlükler bağlamında ilerleme sağlanmamış olmasından 'esef duyulduğu' belirtilirken, Türkiye'ye dini azınlıkların ruhbanlarını eğitmede ve mülk edinmede karşılaştıkları sorunları ortadan kaldırması çağrısı yapılıyor.
Alevilik:
Raporda, Alevilerin tanınması ve korunması istenirken, cem evlerinin de dini merkezler olarak
tescil edilmesi, dini eğitimin gönüllülük esasına göre düzenlenmesi ve sadece
Sünni inancını yansıtmaması gibi talepler yer alıyor.
Ermenistan ile ilişkiler:
"Modern, demokratik ve laik Türkiye, medeniyetlerin birbirini daha iyi anlamasında yapıcı rol oynayabilir" denilen
taslak raporda, Ermenistan ile diplomatik ve iyi komşuluk ilişkilerinin başlatılmasında Türkiye'nin ön koşulsuz olarak gerekli adımları atması ve bu ülkeyle sınır kapısını bir an önce açması isteniyor.
Kıbrıs meselesi:
Türkiye'nin limanlarını Rum gemilerine açması da talep edilen raporda, "Kıbrıs (Rum kesimi) dahil tüm AB üyelerinin tanınması, müzakere sürecinin zorunlu parçasıdır" deniliyor.