Türk ekonomisinin 2000 ve 2001 yıllarında yaşanan krizlerin ardından bir istikrar döneminin tadını çıkardığını belirten
gazete, bununla birlikte, ülkenin önünde ''bazı siyasi güçlükler'' bulunduğunu ve bunların içinde bulunulan istikrar dönemini tehdit ettiğini savundu.
Türkiye ekinin ilk sayfasında,
İngiltere Dışişleri Bakanı Margaret Beckett tarafından kaleme alınan bir başmakale
yer aldı.
Makalede, geçen yıl başlatılan AB'ye üyelik müzakereleri sürecine işaret eden Beckett, önünde ''uzun bir AB yolculuğu'' bulunan Türkiye'nin bu yolculukta
ekonomik ve siyasi reformlarla gelişmiş
Avrupa ekonomilerine yakınlaşmaya çalışacağını belirtti.
Pek çok Avrupalının Türkiye büyüklüğünde bir ülkenin AB'ye sığdırılamayacağı, AB'nin bunu kaldıramayacağı inancında olduğunu
kaydeden Beckett, bu tür düşüncelerin yanlış olduğunu Avrupalı siyasetçiler olarak halklarına gösterebilmeleri gerektiğini ifade
etti.
Beckett, Türk ekonomisinin yakın zamanda yapılan reformların da sayesinde gayet iyi durumda olduğunu, yakın zamanda ortaya çıkan
küresel dalgalanmalardan etkilenmekle birlikte, ekonominin temel göstergelerinin hala iyi durumda olduğunu belirtti.
Beckett, ''Bu Türkiye için gerçekten çok iyi bir durum. Ama sadece Türkiye için değil, Avrupa'nın geri kalanı için de çok iyidir'' ifadelerine yer
verdi.
Avrupa'nın genişlemesinin geçmişte bu genişlemeye dahil olan bütün ülkeler için olumlu etkiler yaptığını, bunun Türkiye için de aynı
olacağını yazan Beckett, büyüyen Türk ekonomisi içinde
İngiliz şirketleri ağırlığının artmasını buna örnek gösterdi.
''Kısacası Avrupa ve Avrupalılar için en büyük tehdit Türkiye gibi canlı ve dinamik bir ekonomiye kapısını açmak değil, içine kapanmaktır'' ifadesine yer veren Beckett, içine kapanmanın, özellikle küresel rekabetin arttığı bir dönemde yanlış olacağına işaret etti.
Beckett, Türkiye'nin üyeliğinin sadece ekonomik değil, istikrar ve güvenlik açısından da önem taşıdığını vurgularken, İngiltere'de görülen
uyuşturucu ticareti, terörizm ve
yasa dışı suçlarla mücadelede, coğrafi konumu nedeniyle Türkiye'nin yine öncü bir rol oynadığına dikkati çekti.
Türkiye'de yapılan reformların ülkenin suçla mücadele gücünü artırdığını kaydeden Beckett, bu çerçevede Avrupa'nın suçla mücadele gücünün de arttığını vurguladı.
İngiltere
Dışişleri Bakanı, Türkiye'nin Avrupa'nın petrol ve gaz kaynaklarına ulaşmasında önemli bir sıçrama taşı oluşturduğunu,
Müslüman Türkiye'nin birliğe üyeliğinin Avrupa ile
Asya arasındaki yüzyıllara dayanan farklılıkların ortadan kaldırılmasına yardımcı
olacağını belirtti.
Beckett, yazısının sonunda, Türkiye'nin üyeliğinin sadece diğer dinlere mensup komşu ülkelere güçlü bir
mesaj niteliği taşımakla kalmayarak, halen AB sınırları içinde yaşayan Müslümanlara da olumlu
mesaj olacağını kaydederken, ''Bu nedenle de Avrupa'da yaşayan herkesin
modern Türkiye'ye kapılarını açması gerek'' görüşüne yer
verdi.
''AVRUPA SÖZÜNÜ TUTMALI''
AB
Komisyonunun genişlemeden sorumlu üyesi
Olli Rehn de,
Guardian'ın Türkiye ekinde yer alan açıklamasında, ''Türkiye'de reformların hız kaybetmesi,
Fransa ve
Avusturya gibi ülkelerde Türkiye'ye duyulan antipatinin süreci tehdit ettiğini'' belirtirken, ''Avrupa sözünü tutmalı'' dedi.
Avrupa'nın Türkiye ile ilişkilerinde dürüst bir çizgi yakalamak ile kısır bir döngü oluşturmak arasında
tercih yapmasını isteyen Rehn, Avrupa'nın dürüst bir çizgi yakalamak için taahhütlerine sıkı sıkı sarılması gerektiğini belirtti.
''Ya da sürekli taahhütlerimizi sorgulayarak çok kısır bir döngünün içine de düşebiliriz'' diyen Rehn, bunun Avrupa'nın inandırıcılığını zedeleyeceği ve Türkiye'deki reform sürecini zayıflatacağı görüşünü dile getirdi.
Rehn, AB'nin bu anlamda Türkiye'deki iç gelişmeleri de etkilediğini, birincil sorumluluğun Türk halkı ve liderlerinde olmasına rağmen, Avrupa'nın da bu sorumluluktan kaçamayacağını vurguladı.
Guardian'ın 14 sayfalık Türkiye ekinde, çok sayıda fotoğrafla birlikte toplumsal yaşamdan modaya ve turizme kadar çeşitli alanlarda yapılan röportajlara ve haberlere yer verildi.