Ziyaret vesilesi ile iki
ülke ilişkilerindeki son durumu Eski Sovyet Coğrafyası
Araştırma Merkezi Genel Müdürü Aleksey Vlasov, Cihan Haber Ajansı'na değerlendirdi. Vlasov'a göre iki lider eski dönemde var olan güvensiz yaklaşımları formatladı. Artık iki ülke ilişkilerinde çok yönlü derinleştirilmiş
ortaklık ve
işbirliği konuşuluyor.
Rusya'da
Türkiye'nin iç ve dış
politikalarının büyük bir ilgi ile izlendiğini ifade eden Rus uzman, "Rusya'nın Türkiye'ye ilgisi yapmacık değil, ciddi bir ilgi. On yıldır enformasyon ortamında çalışıyorum ve özellikle son iki yılda Türkiye ile ilgili haberlerin daha yoğun şekilde yer almaya başladığını görüyorum. Bu şu demek oluyor; Türkiye ciddi bir partner olarak algılanmaya başladı. Türkiye daha önce eşi görülmeyen Rusların ilgi odağı olmaya başladı. Bunda
Ağustos 2008'de Rusya-
Gürcistan arasında yaşanan savaş etkili oldu. Erdoğan'ın önerdiği
Kafkas İşbirliği ve İstikrar Platformu iki ülke ilişkilerinin yeni düzeye doğru ilerlemesinin başlangıcı niteliğinde. İlişkilere format atıldı. 2005 - 2006 yıllarında ülkeler bir birini ihtiyatlı optimizmle karşılıyordu. Ancak 2008 sonbaharı itibariyle bu durum tamamen değişti ve ülkeler birbirilerine daha çok ilgi göstermeye başladı." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin Kafkas savaşında ABD gemilerinin boğazlardan geçişine izin vermediğini hatırlatan Vlasov, Ankara'nın artık bölgesel bir aktör olarak çok yönlü
dış politika anlayışını devreye soktuğunu dile getirdi. 1990'lı yıllarda iki ülke ilişkilerinde turizmle birlikte ilk değişim dalgasının yaşandığını ifade eden uzman, "Şimdi
Türkoloji bölümlerin açılması ve Türkçeye olan ilgi Rusya'nın Türkiye'yi anlamak için uzmanlara ihtiyaç duyduğunu gösteriyor." dedi.
TÜRK DİPLOMASİSİNDE RUSYA'NIN AĞIRLIĞI ARTIYOR
Başbakan Erdoğan'ın Salı günü başlayacak
Moskova ziyaretini değerlendiren Rus uzman, Ankara'nın dış politika yaklaşımında Rusya'nın ağırlığının giderek arttığını kaydetti. Erdoğan'ın Rusya ziyaretinden önce ABD'ye bir ziyaret gerçekleştirdiğini ifade eden Vlasov şu tespitlerde bulundu, "Türkiye'nin çok vektörlü siyasetinde Rusya daha da önemli konuma yerleşiyor. Türkiye'nin siyaseti farklı ağırlıklar taşıdığını söylüyorsak ve her vektörün farklı özel ağırlığının olduğunu ifade ediyorsak şunu görmekteyiz: Türk diplomasisinde Rusya'nın ağırlığı büyüyor."
Erdoğan'ın Moskova ziyareti sonrası ikili ilişkilerin artmasının beklenebileceğini ifade eden uzman, "Hem ekonomi hem jeo-
ekonomik alanda ortak
kalkınma projeleri ve bölgesel güvenlik alanında ortak
eylem planları geliştirebiliriz. Ve
Güney Kafkasya'da sözde dondurulmuş çatışmalar konusunda görüş yakınlaşması yaşanabilir. Mesala bunların en önemlisi Dağlık Karabağ konusu." önerisinde bulundu.
STRATEJİK ORTAKLIK HENÜZ ERKEN
Türkiye'nin NATO üyesi bir ülke olmasına rağmen Rusya ile özel ilişkiler geliştirmede başarılı bir tablo ortaya koyabildiğini ifade eden uzman şu tespitlerde bulundu: "Özel ilişkinin altını çizmek istiyorum. Ankara'nın NATO üyesi olması Moskova ile geliştirdiği ilişkilerine zarar vermiyor. Ancak, ilişkiler henüz
stratejik ortaklık seviyesine taşınmış değil. İkili ilişkilerde bazen net saptamalar yapılamıyor. Bu bazı konularda ortak, bazı konularda
rakip algılamasına da neden oluyor. Eskiden olduğu gibi şimdilerde
siyah-beyaz şeklinde ilişkileri tanımlamak mümkün değil. Hızlı değişen dünyada Rusya ile Türkiye'nin stratejik ortaklığa geçtiğini söylememiz henüz
erken."
RUSYA VE TÜRKİYE'NİN BİRLİKTE YUKARI KARABAĞ SORUNU ÇÖZEBİLECEĞİNİ SÖYLEMEK ABARTILI OLUR
Brüksel ve
Washington dikkate alınmadan Rusya ve Türkiye'nin Kafkaslarda istikrarı sağlaması ya da Yukarı Karabağ sorununu çözebileceğini söylemesinin abartılı olabileceğini ifade eden Rus uzman, "Türkiye'nin iki yönlü görüşmeler yapması pozisyon almasını zorluyor. Bir taraftan
Ermeni protokolünün onaylanması süreci var. Diğer taraftan
Azerbaycan ilişkileri ve Yukarı Karabağ sorununun çözülmesi. Burada Moskova Ankara'ya önemli
destek sağlayabilir. 2010 yılında Ermenistan'ın işgal ettiği beş bölgeyi Azerbaycan'a devretmesine şahit olabiliriz. Bu durumda bölgedeki barış süreci de hızlanır. Türk- Ermeni sınırları da açılır." ifadelerini kullandı.
ENERJİ TÜRK-RUS İLİŞKİLERİNİN İSKELETİ OLACAK
Türkiye ile Rusya arasında son dönemde çeşitlenerek gelişen enerji ilişkilerini değerlendiren Rus uzman bunun iki ülke ilişkilerinde dinamizm sağladığını ve sonrası için de sağlam bir
iskelet oluşturacağını savundu. Vlasov şu tespitlerde bulundu: "
Güney Akım doğalgaz
boru hattı konusunda Ankara'nın Rusya'ya izin vermesi bölgede
rekabet ortamından işbirliği ortamına geçilmesini sağladı. Elbette burada
Nabucco zayıflamış oldu. Bazı uzmanlar artık bunun mümkün olmadığını bile dile getiriyor.
Enerji alanında Rusya ve Türkiye'nin işbirliği imkanları görünenden çok daha fazla. Bunun üzerinde ekonomik, ticari ve diğer ilişkiler rahatlıkla bina edilebilir."
(CİHAN)