Yaklaşık iki hafta önce yeraltı dünyasının önemli isimlerinin çatışmasına sahne olan ve iki kişinin öldüğü
kumarhaneler, bir anda
Kıbrıslı Türklerin dış işlerinden içeriye dönmesine yol açtı. Söz konusu olaydan sonra Ada'da kumarcısıyla, akademisyeniyle, politikacısıyla konuşup sorunun fotoğrafını çeken
Nuriye Akman, dizi-röportajlarının sonuncusunda
KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali
Talat'ı dinledi. Yaşanan son hadiseyi çok
tehlikeli bir gidiş olarak değerlendiren Talat, kumarhanelerin amacından saptığına dikkat çekiyor. "Başlangıçta turizmin bir çeşnisiydi. Bir
otelde nasıl
havuz veya fitness center varsa onun gibi bir aktivite olarak düşünülmüştü." diyen Talat, gelinen nokta konusunda da şu eleştirilerde bulunuyor: "Otellerin kumarhaneleri değil, kumarhanelerin otelleri olmasını benimseyen hükümetler döneminde bunlar çok
teşvik edildi.
Kumarhanelerin mahalle aralarına kadar girmesinin doğru olacağı düşüncesi vardı. Çünkü kumar yoluyla
kalkınma olacağına inanılıyordu. Buna karşı çıktım."
Talat'ın çözüm önerileri
● Kumarhane, havuz veya fitness center gibi birer otel aktivitesi olarak organize edilmeli. Sadece kumar olmamalı.
● Kumarhanenin sahibi otelin de sahibi olacak. Bir otelin imtiyaz hakkını başka birine satmasına imkan verilmeyecek.
● Kıbrıslı Türklerin kumarhaneye girişleri kesinlikle yasak olmalı. Bunun cezaları da yeniden düzenlenmeli.
● Mafyaya karşı ihtisaslaşmış mali polis ve benzer mekanizmalar kurulmalı.
Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı,
Türkiye'nin yıllardır mücadele ettiği ve Ada'ya postalamak zorunda kaldığı kumarhaneler konusunda çözümsüzlüğü yine Türkiye'nin oluşturduğunu düşünüyor. KKTC'nin Türkiye'nin kumar çöplüğü haline geldiğini vurgularken, yaşanan süreci şöyle aktarıyor: "Türkiye'de kumarhaneler kapatıldığı zamanda yetkililer bize, 'Aman gecikmeyin, kolaylık sağlayın, bunlar Bulgaristan'a gideceğine size gelsin.' demişti. Ben de dönemin baş
bakan yardımcısına (
Mesut Yılmaz), 'Siz niye kapatıyorsunuz?' diye sordum. O dönemin hükümetinin anlayışı da son derece serbest bırakılması yönündeydi."
Kıbrıs kumarhaneleri söyleşilerimiz bugün KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın açıklamalarıyla bitiyor. Talat, kumarhanelerin meydana getirdiği tehlikeyi de içinde döndükleri fasit daireyi de, çözümsüzlüğü oluşturan
Türkiye Cumhuriyeti olduğunu da lafı eğip bükmeden dile getiriyor. Çözüm olarak sunduğu "Kumarhanelerin otellerini, otellerin kumarhanesine dönüştürmek" önerisinden sonuç almaları sadece Kıbrıs hükümetlerine değil, onlardan daha çok Türkiye'nin bu konudaki kararlılığına bağlı görünüyor. Ama kendi kirli çamaşırlarını yıkansın diye yavrusunun evine gönderen bir anadan ne bekleyebiliriz, bilemiyorum. Özellikle de ananın kendi evinde kumar hâlâ illegal olarak oynanmaya devam ediyorsa...
AK Parti hükümetinin bu konudaki performansı, Kıbrıs'ın kumarla imtihanına de istikamet verecek...
Cinayetle ve daha sonra kumarhanelerin kapatılmasıyla sonuçlanan olayları münferit olarak mı görüyorsunuz, yoksa tehlike sinyallerini gösteren bir öncü deprem gibi mi?
Çok tehlikeli bir gidiş olarak görüyorum. Kumarhaneler başlangıçta açıklanan amacından saptı. Başlangıçta turizmin bir çeşnisiydi. Bir otelde nasıl havuz veya fitness center varsa onun gibi bir aktivite olarak düşünülmüştü. Daha doğrusu topluma sunuluş biçimi buydu.
Türkiye'de kumarhanelerin kapanmasından sonra o camia bu tarafa kayarken Kıbrıs hükümetleri neden tehlikeyi göremediler?
Değişik dönemlerde kurulmuş olan hükümetlerin tutumları farklı oldu. Kumarhanelerin büyümesini isteyenler, yani otellerin kumarhanelerini değil, kumarhanelerin otelleri olmasını benimseyen hükümetler döneminde bunlar çok teşvik edildi. Düşünün, mahalle aralarında oteli bile olmayan kumarhane var. Zamanında açılmış. Dolayısıyla o hükümetler döneminde palazlandı ve tabii daha fazla yasa dışına çıktı.
Size göre kumarhanelerin zararı yararından büyük o zaman?
Evet, en baştan beri öyle düşünüyorum. Kumarhaneler, o kadar çok sayıya ulaştı ve her otelin bir kumarhanesi var hale geldi ki, yeni yapılan otellere kumarhane izni verilmezse haksız
rekabet olacak. Çok yıldızlı ve büyük
yatak kapasiteli otellere kumarhane izni vermemek bundan sonra artık mümkün olmaz.
Bir fasit daire var o zaman.
Tam da bunu anlatıyorum. Bu sorunu ancak kumarhanelerin birer otel imkanı olarak organize edilmesi çözebilir. Yani kumarhanelerin otelleri değil, otellerin kumarhaneleri olacak. Ve kumarhaneler diğer otel etkinlikleri gibi muamele görecek. Bu da demektir ki, kumarhanenin sahibi otelin de sahibi olacak. Yani bir otele imtiyaz hakkı verilip, bu imtiyaz hakkının başka birine satlmasına imkan verilmeyecek.
Kısa aralıklarla o kadar çok el değiştiren kumarhane var ki. Bu devir işlemleri neden denetlenemiyor?
Bu kadar çok sayıda olursa, kumar çevrelerinin meydana getirdiği
mafya türü örgütlenmelere alışkın olmayan bir
ülke ve bir polis örgütünüz olursa işiniz zor. Bu tür örgütlenmeler son derece hassas, son derece dikkatli bir çalışma ile ortaya çıkarılabilir.
Uzmanlık alanı mı değil polisin, yoksa niyeti mi yok denetlemeye?
Uzmanlık alanı değil. Tabii böyle
küçük yerlerde böylesine örgütlenmeler gerçekleşirse bunun korkutucu oluşu bir yana, aynı zamanda çeşitli nüfuzlu kişileri de yanında bulma ihtimali mutlaka olur.
Kumarhanelere asker-
sivil bürokratlar da gidiyorsa, kumarhanelerin düzenlediği eğlencelerde bu insanları görmek mümkünse, amirleri kumarhane sahipleriyle iç içeyken bunların astlarının denetimi nasıl yapacağı şeklinde ciddi sorular ortaya çıkar.
Ben tabii bu konuda son derece dikkatliyim. Böyle bir etkinliğe hiçbir zaman katılmadım. Ne yazık ki dediğiniz doğru. Hiç düşünmeden işin başka boyutlarını,
yılbaşı eğlencesini bir kumarhanede yaşamak isteyen bürokrat, bakan veya başka yetkililer maalesef olabiliyor. Bırakınız bu türden eğlenceleri, çok daha masum olabilecek etkinliklerin bile kumarhanelerde bu yolla teşvik edilmesini doğru bulmuyorum. Çünkü bu ilişki bakanla, bürokratla başlar. Nereye gideceği belli değildir. Dediğim gibi kumarhane sahipleri ile otel sahipleri aynı kişiler olmalı. Asla devir yapılamamalıdır. Kıbrıslı Türklerin de kumarhaneye girişleri kesinlikle
yasak olmalıdır. Bunun cezaları da yeniden düzenlenip bu yasak uygulanabilir olmalı.
Bunların şimdiye kadar düzenlenmemesi işletmelerin mi suçu, siyasilerin mi?
Valla işletmelerin hiç suçu olmadığını söyleyemem, tabii ki suçları var. Sonuçta siyasiler öldürmedi o ölenleri.
Ya göz yumanların sorumluluğu? 2004'te hükümeti siz kurmuştunuz. Ne yaptınız kumarhane sorunu için?
2004 yılının ilk dört ayı, dört tam ayı müzakerelerle geçti.
Yani kumarhanelere ayıracak zamanınız mı yoktu?
Beş dakika bile yoktu. Bu müzakerelerin arkasından dengelerin altüst olduğu bir dönem yaşandı. Çünkü Kıbrıs Rum tarafı çözüme hayır demişti. Onun arkasından izolasyonların kaldırılması mücadelesini başlattık. Yurtiçinde neredeyse durmadık, dünyayı dolaştık. Sonra
seçimler geldi, yeni hükümet kuruldu. Kumarhanelere bakış açısı benimle aynı değildi. Bizden önceki hükümetlerde kumarhanelerin mahalle aralarına kadar gitmesinin doğru olacağı düşüncesi vardı. Çünkü kumar yoluyla kalkınma olacağı düşünülüyordu. Buna kesinlikle karşıyım.
Karşısınız; ama Türkiye, kumarhaneleri size yollarken buna direnebildiniz mi?
Türkiye'de kumarhaneler kapatıldığı zaman Türkiyeli yetkililer tarafından bize, "Aman gecikmeyin, kolaylıklar sağlayın, bu kumarhaneler Bulgaristan'a, şuraya buraya gideceğine buraya gelsin." denilmişti. Ve o zamanın başbakan yardımcısına (NA'nın notu: Mesut Yılmaz) demiştim ki eğer böyle diyorsanız siz niye kapatıyorsunuz? Ben muhalefetteydim; ama o dönemde. O dönemin hükümetinin anlayışı da son derece serbest bırakılması yönündeydi. Hatta daha ileri gidelim. Şimdiki hükümetin elindeki yasa tasarısında kumarhanelere Kıbrıslı Türkler de girebiliyor.
Bazı partilerin seçim kampanyalarını kumarhanelerin finanse ettiği iddialarını ciddiye alıyor musunuz?
Doğrudur. Ciddiye alıyorum; ama ne yapabilirim ki? Bir partinin
bağış alması yasak değil. Kumarhanenin parasını alıyorsa sonuçta ona bir şekilde borçlu hisseder kendisini.
Yani eğer bu yasa çıkarsa...
Bu yasa bu şekliyle çıkamaz. Kıbrıslı Türklerin de kumarhanelere girmesini ben kabul edemem.
Eğer bir yasa çıkarsa devletin kumar kazancının düşeceği, şimdi gayri resmi olarak kumarhanelerden nemalanıldığı, o yüzden yasanın çıkmadığı söyleniyor.
Bana göre yasa mutlaka çıkacak. Hele bu
cinayet olayından sonra. Katalizör rol oynayacak bu olay. Çünkü bu konuyu güvenlik güçlerinden savcılığa ve hükümete kadar bütün kurumlar ciddiye alıyorlar. Çünkü insanlar öldü ve suç potansiyeli hâlâ oradadır. Bunun ortadan kaldırılabilmesi için derhal harekete geçilmesi lazım.
Benzer bir olay daha yaşanmasından mı endişe ediyorsunuz?
Benzeri bir olay da olabilir. Başka türlü de olabilir. Fark etmez. Sonuçta bu karanlık ilişkinin orada olduğu gayet açık.
Sizin için bir araştırma şirketi özel bir rapor hazırladı. Kumarhanelerle ilgili bilmediğiniz neleri öğrendiniz?
Kumarhanelerin hisse yapılarına, kimlerin ortak olduklarına varıncaya kadar çok şey öğrendik. Bu arada beting ofisler dediğimiz bahse tutuşma evlerinde kumara nasıl alışkanlık yapıldığını ve onların toplumu nasıl dejenere ettiğini, bütün bu gerçekleri tahmin ediyorduk. Rapor bu konuda önemli veriler sağladı.
Gerek Dünya Bankası'nın gerekse ABD
Dışişleri Bakanlığı'nın hazırladığı raporlara göre Kıbrıs kumarhanelerinde kara para aklanıyor. Kumarhanelerde dönen paranın KKTC kayıtlarına girmeden, Türkiye'ye veya başka yerlere gittiği, hatta Kıbrıs'ın suç örgütlerinin merkezi haline geldiği söyleniyor. Ne diyorsunuz?
Doğru diyorum. Gerçekten öyle görünüyor. O nedenle bu kumarhanelerin bize pek yararı yoktur.
Devlet sisteminin doğru dürüst oturmamasının bir sonucu mu bunlar?
Belki, bilemiyorum. Ama aynı şey Türkiye için de söz konusu. Türkiye'de de kara para aklanıyor. Cumhurbaşkanı da biliyor. O da bir şey yapamıyor. Yani bunu önleyecek olan şey ihtisaslaşmış mali polis ve benzer faaliyetleri yürütebilecek mekanizmalardır. Bu herkesin gözü önünde işlenen kriminal bir suça benzemez. Bu gizli oyunlarla üstü örtülebilen bir suçtur. Ve bunu ortaya çıkarmak da özel bilgi ve uzmanlığı gerektiriyor.
Soruna asker, neden seyirci kalıyor?
Asker polisin işleyişini yürütemez ki? Sonuçta bu faaliyeti polis yürütüyor.
Polis, askere bağlıdır diye kumarhanelerdeki suçlara göz yummuyor. Yani askere bağlı olması polisin benim için de doğru değil. Ama bunun için çalışmalar yapılıyor. Bu sorunu çözeceğiz. Çözdüğümüzde de zannedilmesin ki her şey mükemmel olacak. Çünkü bu işi yürüten polis yine aynı polis olacak.
Kumarhaneler Birliği Başkanı, "Bizim kara para aklayacak kadar büyük bir çamaşırhanemiz yok." diyor.
Yani o, onun görüşü. Kumarhaneler Birliği Başkanı'nın doğrudan doğruya bir suç mekanizmasının içinde olduğunu sanmıyorum. Kendi bakımından söyledikleri doğru olabilir. Ama sistemin bütünü onun söyledikleriyle örtüşmüyor.
Kumarhanelere giriş yaşı 25, ama bet ofislerin kapısında 18 yazıyor. Bu da çok önemli bir problem olsa gerek?!
Valla bet ofislerin kendisi problem. Kumarhaneye gelirini KKTC'den sağlayan insanların girmesi yasaktır. Yani öğrenciler de, vatandaşlar da yasal olarak giremez. Ama giriyor. Cezası bugün iki buçuk YTL ise yarın iki bin beş yüz YTL olur, vs. Dolayısıyla onlar düzenlenebilir. Ama bet ofislerin durumu çok karışık. Oralara herkes girebiliyor. Ve bana göre toplumu zehirleyen en önemli aktivitelerden birisidir. Bunların reklamının yapılmaması, mümkün olduğu kadar gözlerden uzaklaştırılması lazım.
Ama kılcal damarlar gibi bütün köylere kadar girmiş yani.
Girmiş, girmiş. Maalesef çok kötü bir durum. Ama biliyorsunuz bu bet ofisler dışında da artık küreselleşen dünyada birçok başka yolla bu oyunlar oynanabiliyor.
Hükümetin bu olayın sorumlularını hemen sınır dışı ettiği için
tebrik edenler var. Ama kan kokusunu önceden alamadığı için eleştirenler de.
Hükümetin öyle bir burnu olduğunu düşünmüyorum. Kan kokusunu alması gereken hükümet değil, bundan sorumlu kurumlardı. Bu kişiler kumarhanenin sahibi olarak kendi adlarına kayıtlı değiller. Başkalarının üstünde görünüyor kumarhane. Üstelik Türkiye vatandaşları. Türkiye onları hapiste değil, dışarıda tuttuğuna göre biz de hapiste tutamazdık. Sonuçta ben Türkiye'den gelen herkesin sicilini inceleyemem kapılarda. Türkiye'de eli kolu serbest dolaşıyorlarsa burada da serbest dolaşırlar.
Sonuç olarak KKTC, Türkiye'nin kumar çöplüğü haline mi geldi?
İşte maalesef ona dönüştü. Ve bunu önleyeceğiz mutlaka. Önlemek zorundayız.
Cumhurbaşkanı olarak bir yetkiniz var mı bu konuda?
Kişisel olarak bir yetkim yok. Ama sonuçta devletin başı olarak elbette ki yetkim var. Bütün ilgili kurumları bir araya getirerek, bu konuyu çözümleyeceğiz. Savcılık çalışıyor. Hükümet çalışıyor. Yasal düzenlemeler yapılacak. Bu işi zapturap altına alacağız. -BİTTİ-
NURİYE AKMAN -ZAMAN