Üç aydır devam eden protestolara şiddetle karşılık veren
Suriye ordusu,
Türkiye sınırına 20 km mesafedeki Cisr eş-Şuğur kasabasında dün toplanan kalabalığa helikopterle ateş açtı. 36 kişinin öldüğü olay, tanklar ve ağır silahlarla abluka altına alınan 50 bin nüfuslu kasabaya yönelik daha geniş kapsamlı bir
operasyonun başlangıcı olarak yorumlanıyor. Uluslararası
toplum, Şam yönetimine
baskı kurmakta başarısız olurken, 1982'de Suriye'de yaşanan
Hama kıyımının tekrarlanmasından endişe ediliyor. Katliamdan kaçarak Türkiye'ye sığınan 4 bin 300 kişinin yanı sıra 7 binden fazla Suriyelinin de Türkiye'ye girmek için Suriye tarafında beklediği kaydediliyor.
Üç ayda dünyanın gözü önünde 1.300'den fazla sivili öldüren Suriye ordusunun, Türkiye sınırında toplu
katliam için
hazırlık yaptığı haberleri geliyor. Önceki gün cuma namazı sonrası helikopterlerle göstericilerin üzerine ateş açan ordu birliklerinin 36 kişiyi daha öldürmesi katliamın ilk sinyalleri olarak yorumlanıyor. Helikopterler, tanklar, ağır silahlar ve binlerce güvenlik birimiyle Türkiye sınırına yakın Cisr eş-Şuğur kasabasını kuşatma altına alan Suriye birlikleri, gazetecilerin giremediği
bölgede tüm
iletişim ağlarını da kesmiş durumda. Halkın yüzde 80'den fazlasının evlerini terk ettiği bölgeye
gıda girişi yasaklandı, elektrik ve su verilemiyor.
Cisr eş-Şuğur, hafta içinde Suriye ordusundan 120 kişinin korkunç bir şekilde katledilmesiyle gündeme gelmişti. Katliamı kimin yaptığı konusunda farklı bilgiler gelirken, görgü tanıkları halkı öldürmeyi reddederek göstericilerin safına geçen ordu içindeki bazı birimlerin olayın arkasında olduğunu belirtiyor. Türkiye'ye kaçan siviller de ordu ve diğer güvenlik birimleri içinde çok sayıda ayrılma olduğunu ifade ediyor. Operasyonları Devlet Başkanı Beşşar Esed'in
küçük kardeşi Mahir Esed yürütüyor. Ülkedeki elit cumhuriyet muhafızları ve özel 4. Birlik'in komutanı olan Mahir Esed'in tıpkı amcası Rıfat Esed'in 1982 yılında Hama'da yaptığı ve on binlerce kişinin öldüğü katliamın bir benzerini yapabileceği belirtiliyor.
Hama katliamının mimarı amca Esed, ağabeyi
Hafız Esed'le görüş ayrılığına düştükten sonra ona karşı
darbe yapmaya çalışmış ancak bunda başarısız olmuştu. Rıfat Esed daha sonra
Avrupa'ya gönderilmişti. Halen İngiltere'de yaşayan Rıfat Esed'e karşı uluslararası mekanizmaların harekete geçmemesi dikkat çekiyor. Katliamlar konusunda sessiz kalmayı sürdüren Suriye lideri ise gelen uluslararası baskılara
kulak tıkamayı sürdürüyor. Esed'in BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon'un
telefonlarına da çıkmadığı belirtiliyor. ABD ise Suriye rejimini katliamlardan dolayı kınadı.
Kendi
ülkesinde suçlu bir lider:
Kaddafi
NATO tarafından artık fiili bir
hedef haline getirilen
Libya lideri
Muammer Kaddafi, sarayı yerle bir olmasına ve birlikleriyle bağlantısı da büyük bir oranda kopmasına rağmen direnmeye devam ediyor. NATO'nun baş
kent Trablus'a yönelik ağır bombardımanları devam ederken Kaddafi birlikleri geçtiğimiz ay terk etmek zorunda kaldığı Misrata kentine tanklar ve ağır silahlarla saldırı düzenledi. Kente ve çevresine düşen bombalardan en az 31 kişi hayatını kaybetti. Kaddafi birlikleri geçtiğimiz günlerde muhaliflerin
kontrolüne geçen Trablus-Misrata arasındaki kasabalardan Zlitan'ı da kuşatma altında tutuyor.
Bu arada Kaddafi'nin Libya halkının paralarını Avrupa ve ABD'deki bankaların yanı sıra
Afrika'da da farklı şekillerde kullandığı belirtiliyor. 5 yıldızlı otellerden çiftliklere, bankalardan gaz istasyonlarına, telefon şirketlerinden
havayolu şirketlerine kadar milyarlarca dolarlık Libya parasının Afrika'da saklandığı, ancak bunların izini bulmanın çok zor olduğu belirtiliyor. Etrafındaki çember daralmasına rağmen görevini bırakmamakta ısrar eden Kaddafi için Türkiye'nin devreye girdiği ve istediği ülkeye gitmesine
yardım edeceğini taahhüt etmesine rağmen
cevap alamadığı da ortaya çıktı. Ancak Kaddafi'nin ABD Kongresi'ne bir
mektup yazarak muhalefetle arabuluculuk yapmasını istediği belirtiliyor. ABD basınına yansıyan haberlere göre ABD'den büyük bir demokratik ülke olarak bahseden Kaddafi'nin bu şekilde hayatta kalmaya çalıştığı öne sürülüyor.
Mısır'da Amr Musa'ya ciddi
rakip geliyor!
Mısır'da bu yıl içinde yapılması planlanan devlet başkanlığı seçimlerinde eski
Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa'ya karşı ciddi bir rakibin adaylığını açıklamaya hazırlandığı belirtiliyor. Ünlü
İslam düşünürü Selim el Avva'nın devlet başkanlığı için adaylığını koymayı düşündüğü ancak bu konudaki net kararını henüz vermediği belirtiliyor. Zaman'a konuşan Mısırlı kaynakların bildirdiğine göre, adaylığını açıklaması durumunda Avva'nın seçimi kazanacağına kesin gözüyle bakılıyor.
Müslüman Kardeşler resmi olarak hiçbir adayı
desteklemeyeceğini açıklamasına rağmen, taraftarlarını serbest bırakacağı, bu durumda da Avva'nın destekleneceği belirtiliyor.
Eylül ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerinden iki ay sonra düşünülen devlet başkanlığı seçimleri için şu ana kadar Amr Musa'dan başka ciddi bir isim adaylığını açıklamamıştı.
Sınırda büyük kaçış endişesi
Suriye ordusunun abluka altına alarak operasyon başlattığı Türkiye sınırına 20 km mesafedeki Cisr eş-Şuğur kasabasından kaçan Suriyeliler Türkiye'ye gelmeye devam ediyor. 4.300 Suriyelinin Türkiye'ye sığındığını açıklayan
Dışişleri Bakanlığı
Müsteşar Yardımcısı
Halit Çevik, kaçışların devam etmesi ihtimaline karşı hazırlandıklarını söyledi. Çevik, kaç Suriyelinin daha gelmesinin beklendiği sorusunu cevapsız bırakırken, Ankara'nın gelenlerin sayısının 10 bini geçmesi durumunda
tampon bölge kuracağı belirtiliyor. Gelenlerin sayısının artmaması için böyle bir tedbirin açıklanması istenmese de, sınırda çadır kuran 7 binden fazla Suriyeli gelişmelere göre Türkiye'ye geçmeyi bekliyor. Suriye'den gelenlerin sayısının artma ihtimaline karşı çalışmalarına hız veren
Türk Kızılayı,
Yayladağı'nın ardından
Altınözü'ne bağlı Boynuyoğun köyünde de 5 bin kişilik çadır kent kurma çalışmalarına başladı. Altyapı çalışmalarının da devam ettiği çadır kente revir kurulacak ve 24 saat görev yapacak ambulanslar bulunacak. Altınözü Eski Yaprak Tütün İşletme Müdürlüğü binasının depolarında da kurulan çadırlara şimdiye kadar 975 Suriyeli yerleştirildi. Katliamdan kaçan Suriyelilerin yerleştirildiği başka bir yer olan Yayladağı'nda da dört çadır
hastane kuruldu. Hatay'ın Yayladağı ilçesine bağlı Güveççi köyü ve Altınözü ilçelerinden giriş yapan Suriyeliler köylerinin ordu tarafından darmadağın edilerek, su ve elektriğin kesildiğini anlatıyor. Zaman'a konuşan Suriyeliler, tarlaların yakıldığını, kadın ve çocukların da askerler tarafından öldürüldüğünü aktarıyor.
Batılı liderlerden
Hamas'lı hükümete destek mektubu
Dünyanın önde gelen 23 lideri imzaladıkları bir mektupla Hamas'ın da içinde bulunduğu bir
Filistin hükümetinin desteklenmesi çağrısında bulundu. Liderlerin beyannamesinde
İsrail ile görüşmelerde bulunacak olan Filistin hükümetinin tüm grupları temsil etmesi çağrısında da bulunuluyor ve şu ifadelere yer veriliyor: İsrail ile bir barışın sürdürülebilmesi için Hamas'ın da mekanizmanın içinde olması gerekiyor.
Mektupta imzası bulunanlar arasında eski
İtalya Başbakanı Massimo d'Alema, eski İsrail
Dışişleri Bakanı Shlomo Ben-Ami, eski
Avustralya Dışişleri Bakanı Gareth Evans, eski
Danimarka Başbakanı Poul Nyrup Rassmussen ve İngiltere'nin eski BM Büyükelçisi Sir Jeremy Greenstock da bulunuyor.
Amerikan haber ajansı AP ise Hamas'ın muhtemel bir izolasyondan kurtulmak ve Filistin'in yapılacak yardımlardan muaf olmaması için önümüzdeki süreçte kurulacak hükümetlerde direkt bulunmama stratejisi geliştirdiğini öne sürüyor.
Bu arada Amerikan haber ajansı AP'nin ismini vermediği Hamas yetkililerine dayandırdığı özel haberinde Hamas'ın seçimleri kazansa dahi harekete zarar vereceği gerekçesiyle kurulacak hükümetlerde aktif olarak yer almama stratejisi geliştirdiği öne sürülüyor.
Oğul Salih'ten taht kavgası
Geçtiğimiz hafta sarayında
bombalı saldırı ile yaralanan ve
tedavi için Suudi Arabistan'a giden
Yemen lideri Ali Abdullah Salih'in durumunun iddia edildiğinin aksine kötü olduğu belirtiliyor. Gayri resmi kaynaklar yoğun bakımda olan Salih'in akciğerinde ve solunum sistemindeki rahatsızlığının devam ettiğini ifade ediyor. Babasının ülkeyi terk etmesinden sonra saraydan kendisine bağlı birliklerle ülkeyi kontrol etmeye çalışan oğlu Ahmet ise daha önce sağlanan ateşkesi de kullanarak başkent Sana'ya askeri güç yığıyor. Yemen yasalarına göre yardımcısı Abdrabbu Mansur Hadi'nin orduya komuta etmesi gerekirken, Hadi'nin ordu ve muhalifler arasında arabuluculuk yapması, Ahmet'in kendisini Yemen'in defakto lideri olarak ilan ettiği şeklinde yorumlanıyor. Bu arada ülkenin güneyindeki Abyan bölgesinde 5 askerin pusuda öldürüldüğü, çok sayıda askerin de yaralandığı belirtiliyor.
Saldırıdan, bölgenin başkenti Zencibar'ı 29 Mayıs'tan bu yana kontrol eden
El-Kaide' class='textetiket' title='El Kaide haberleri'>El Kaide militanları sorumlu tutuluyor. Önceki gün cuma namazından sonra başkent Sana'da toplanan yaklaşık 100 bin kişi, Salih'in ülkeye dönmemesi ve Hadi'nin bir an önce geçici bir hükümet oluşturması için gösteri düzenlemişti. Ancak gösterilere katılımın gittikçe azaldığı, bunun sebebinin de gittikçe artan su ve benzin kıtlığı olduğu belirtiliyor.
Tunus ilk demokratik seçimini erteledi
Arap dünyasında devrimi ilk gerçekleştiren ülke olan Tunus,
ekonomik krizin yanı sıra siyasi istikrarsızlıkla da boğuşuyor. Temmuz ayında yapılması gereken ilk demokratik parlamento seçimleri, özellikle liberal partilerin itirazı üzerine ekim ayına ertelendi. Afrika Kalkınma Bankası'ndan hafta içinde 1 milyar dolarlık yardım alan Tunus ülke ekonomisinin can damarı durumundaki turizm sektörünü canlandırmak için de girişimlerde bulunuyor.