Bu haftalar, büyük bir dikkatle Türkiye'yi izliyoruz: Ankara'da meydana gelen feci patlamanın görüntülerini büyük bir üzüntüyle takip ettik. Siyasi gelişmeleri de izliyoruz, özellikle önümüzdeki parlamento seçimlerini. Siz, Türk seçmenler, 22 Temmuz günü, bağımsız birey olarak kendi iradenizi kullanma fırsatına sahipsiniz. Demokratik reformlar, onların uygulanması ve ülkenizin AB istikametindeki yolu için Türkiye'deki bütün yetkili güçlerin, ülkeleriyle ilgili sorumluluklarının bilincinde olduğundan eminim. Son yıllarda, Türkiye'de yapılanları büyük bir takdirle izliyoruz: Türk ekonomisi istikrarlı bir şekilde büyüyor, enflasyon oranı önemli derecede indi. Ceza yasasında reformlar gerçekleşti ve ölüm cezası kaldırıldı. Türk hükümeti, nisan ayında önümüzdeki yedi yılda yapılacak reformlar için bir hareket planı tanıttı. AB üyelik sürecinde, Türkiye'yle paylaştığımız değerler de yer alıyor: düşünce ve basın özgürlüğü, din özgürlüğü, kadın ve sendikal haklar ve bütün halkın günlük siyasi yaşamda eşit haklara sahip olması gibi. Vaatlerimizin arkasındayız Bunu bu şekilde desteklemeye de devam edeceğiz. Almanya, AB Dönem Başkanı olarak, eşit haklara sahip 27 üye devletle birlikte üyelik sürecinin ilerleyebilmesi için çaba sarf etmiştir. Mart sonunda yeni bir fasıl daha açabildik ve başka fasıllar da açılmalıdır. Bununla somut bir sinyal vermekteyiz: Sözümüzü tutuyor ve vaadlerimizin arkasında durduğumuzu gösteriyoruz. İlerleme devam ediyor! Bizler AB'de, AB'nin geleceği için kendimizi hazırlamalıyız. Almanya hükümeti, bu ayın sonunda gerçekleşek olan AB devlet ve hükümet başkanları zirvesinde, AB'nin hareket kabiliyetini devam ettirebilmesi, gelecekte de etkin ve demokratik açıdan yetkili bir şekilde karar verebilmesi için ve bunun neticesinde gelecekte genişlemeleri hala mümkün kılmak üzere sözleşme açısından AB'ye yeni bir temel oluşturmak için öneriler sunacaktır. 4 Haziran günü, Türkiye ve AB, her iki tarafı meşgul eden konuların bir bilançosunu çıkarmak üzere bir araya gelecektir. 26 Haziran günü, eğer mümkün olursa, üyelik görüşmelerinde üç faslı daha açmayı planlıyoruz. AB ve Türkiye'nin, birçok görevi birlikte daha iyi bir şekilde yerine getirebileceklerini biliyoruz. Barış ve güvenlik gibi ortak hedefleri paylaşıyoruz. Türkiye, bugün bile AB'nin stratejik partneridir. Türkiye, BM, NATO ve AB misyonları çerçevesinde, birçok bölgede varolan çatışmaların çözümü için katkı sağlıyor, örneğin Kosova, Lübnan veya Afganistan'da olduğu gibi. Afganistan ve Pakistan arasındaki ilişkileri iyileştirme çabası ve İran ile yapılan nükleer görüşmelerin daha ileriye götürülmesi konusu, Türkiye'nin ortak hedeflerimize hangi katkıyı sağladığını ve sağlayabileceğini gösteriyor. Bu nedenle, bugüne kadar gerçekleşen ve gelecekte yapılacak olan AB kriz yönetimi harekatlarına Türkiye'nin katılımını memnuniyetle karşılıyorum. Karşılıklı güvenle çalışmalıyız Dünya çapında terörle mücadele konusunda birlikte hareket ediyoruz. AB, terörle mücadelenin hukuk devleti yöntemleriyle yapılmasına özen gösteriyor ve bu konuda bir başarı grafiğine de sahip. Barış ve istikrar ortak hedeflerimizdir. AB üyelik süreci burada önemli bir rol oynamaktadır. Bunun için sağlam bir iradeyle ve karşılıklı güvenle çalışmalıyız. MİLLİYET