Somalililer kaçacak ülke arıyor

Uluslararası toplumun 1993'te ABD önderliğinde gerçekleştirdiği başarısız barış operasyonu Somali'de sonun başlangıcı oldu. Ülke yıllardır iç savaştan kurtulamıyor.

Somalililer kaçacak ülke arıyor

Somali şimdi de Etiyopya ve ABD'nin dahil olduğu savaşla gündemde. Amerikan uçakları El-Kaide' class='textetiket' title='El Kaide haberleri'>El Kaide terör örgütünü gerekçe göstererek, bu hafta ülkeyi bombaladı. Zaman, çatışmaların devam ettiği Somali'de yaşananları mercek altına aldı. Bir zamanlar şairler, hafızlar, sanatçıların diyarı olarak bilinen Somali, artık gözyaşının ve kanlı hesaplaşmaların başrol oynadığı bir ülke. Her evde neredeyse acı bir hatıra, gözyaşlarıyla anlatılan bir hikaye var. 34 yaşındaki Fahriye Ahmet'in hikayesi ise ülkede 16 yıllık iç savaşın yol açtığı sorunların manzumesi gibi. Fahriye, 6 ve 1,5 yaşındaki çocukları Besma ve Said'le Mogadişu'da yalnız yaşıyor. Kaçmak ve göç denilince Fahriye'nin aklına Türkiye geliyor. Ona göre Türkiye, özgürlüğe, ekmeğe, hayata açılan bir kapı demek. Pek çok akrabası Türkiye'den Avrupa'ya kaçarken ölse de, bu onun için bir ümit. Çocuklarını gösterirken gözyaşlarına boğuluyor: "Bizim neslimiz bu savaşta mahvoldu. Sadece gözyaşı, açlık ve korku gördük. Çocuklarım görsün istemiyorum. Fırsatını bulduğum an neresi olursa kaçarım." Hayata 1990 yılında üniversiteye başlayarak atılıyor; ancak patlak veren savaş tüm ümitlerini bitiriyor Fahriye'nin. Önce 1992'de babasını, üç yıl sonra da iki kardeşini kaybetmiş savaş ağaları arasındaki çatışmalarda. Evlilik hayatı da iç savaştan dolayı kararıyor. Üçüncü çocuğunu doğurduktan sonra kocası tarafından terk ediliyor. Gerekçe ise ülkenin en büyük iki kabilesi arasındaki çekişme. Kocası Darotlardan, kendisi ise Haviye'den. Somali kültüründe erkeğin kadını dövmesi normal karşılanmadığından Fahriye her gün kocasının akrabaları tarafından dövülüyor. Ve sonunda kocası sadece bir telefonla kendisini boşadığını söylüyor. Kabile ilişkileri her şeyi belirliyor Üçüncü çocuğu bebek olduğu için Fahriye'de kalıyor, diğer iki çocuğunu ise Etiyopya'nın Ogaden bölgesinde yaşayan babası alıyor. Fakat hastalanan bebeği, doktor ve hastane olmadığı için bir süre sonra ölüyor. Dört yıl boyunca annesi ve babaannesiyle birlikte yaşıyor. Evlat özlemi, fakirlik, korku ve Mogadişu'yu kendi aralarında parselleyen savaş ağalarının kendi bölgesine başkasını sokmaması Fahriye'nin hayatını iyice çekilmez yapıyor. Etrafındaki tanıdığı herkes bir an önce ülkeyi terk etmenin yollarını arıyor; fakat onun gidecek kimsesi yok. Kaçmak ve göç denilince hemen Fahriye'nin aklına Türkiye geliyor. Ona göre Türkiye, özgürlüğe, ekmeğe, hayata açılan kapı demekti. Pek çok akrabası Türkiye'den Avrupa'ya kaçarken ölse de, tutuklansa da o bir ümitti. Bir gün Avustralya'da yaşayan; ancak ticaret için Somali'ye gelen biriyle tanışıyor ve evleniyor. Somaliland'ın asli kabilesi olan İsaak'lardan olan ikinci kocası Mogadişu'nun en büyük kabilesi Haviyelilerin tehditlerinden korkarak bir daha bu kente gelemiyor ve eşiyle Etiyopya ve Dubai'de ancak üç kez buluşuyor. Kocasıyla ayrı yaşasa bile hayatı ortalama Somaliliye göre çok daha iyi. Çünkü kocası her ay yaklaşık 250 dolar gönderiyor kendisine. Ancak bu para bile yetmiyor. "Kiraya 60, elekt-riğe 25, suya ve telefona da 10'ar dolar gidiyor. Somali'de iş bulma şansı bulanlar zaten en iyi ihtimalle aylık en fazla 300 dolar kazanabilecek." diyor Fahriye ve ekliyor: "Somali'de akrabalar arası dayanışma ve yardımlaşma olmazsa her gün yüzlerce kişinin ölmesi kaçınılmaz." Geçici hükümetin sadece adı var Ülkedeki gidişatı, İslam Mahkemeler Birliği, Etiyopya, El Kaide, ABD'nin kendisi için ne anlam ifade ettiğini soruyoruz. Boş gözlerle bizi süzüyor ve başlıyor anlatmaya: "Biz Somalililer her zaman ümidini kaybetmeyen bir millet olarak biliniriz. Ama artık sabrımız tükendi sanırım. Şartlar gittikçe daha da kötüye gidiyor. 16 yıl boyunca ancak İslam Mahkemeler Birliği döneminde özellikle güvenlik konusunda rahat ettik. İnsanlar sokaklarda dolaşmaya, hatta unuttukları akşam gezmelerine bile çıkmaya başladılar. Abdullah Yusuf diyorlar, diğer isimleri sayıyorlar. Biz sadece duyuyoruz; ama görmüyoruz onları. Neredeler, ne yapıyorlar, amaçları ne, planları ne bilmiyoruz. Tek bildiğimiz, Etiyopya'nın emirlerini yerine getirdikleri." Hayatı boyunca ne kendisinin ne de herhangi bir akrabasının El Kaide ismini duyduğunu şaşkın gözlerle anlatıyor. Etiyopya ise onun için her şeyiyle bir düşmanlık timsali gibi. 'Onların bizim ülkemizde ne işi var? Somalililer mi çağırdı onları? Ülkemizin hayrı için mi geldiler?' diyor. Ona göre ABD bile Etiyopya'dan daha tercih edilir. Nedeni de Etiyopya, yiyecek ekmeği bile olmayan bir ülke. 'Aç bir ülke bize ne verecek ki?' diye soruyor. Çocukları için gerekirse diğer Somalililer gibi yurtdışına kaçmak istiyor. "Bizim neslimiz bu savaşta mahvoldu, hiçbir hayat yaşayamadı. Sadece gözyaşı, açlık ve korku gördük. Onlar görsün istemiyorum. Fırsatını bulduğum an belki Arap ülkesine, belki Avrupa'ya, belki Avustralya'ya, neresi olursa oraya kaçarım." diyor. Suat, Fatma ve Nura kardeşler de kimi iç savaşta eşini kaybetmiş, kimi kabile farklılıklarından dolayı boşanmış üç dul kız kardeş. Tamamen ilkel şartlarda ve akrabalarının yardımıyla ayakta kalmaya çalışıyorlar. İslam Mahkemeler Birliği'nin (İMB) hayatlarını kararttığını anlatarak başlıyor Nura konuşmaya: "16 Haziran 2006 bizim için bir kâbus oldu. İMB'ye direnebilen tek savaş ağası Abdi Qeybdid taraftarı olduğumuz için bir gece aniden bulunduğumuz bölge İMB ve taraftarlarınca kuşatıldı. Yaşlı, çocuk, kadın demeden her tarafa ateş etmeye başladılar. Qeybdid ve bazı adamları Etiyopya'nın kontrolündeki Baydoa'ya kaçtı. Bizler ise kaldık. Bir gecede 250 kişi öldü. Eşimle birlikte 8, 10, 12 ve 14 yaşlarındaki çocuklarımı kaybettim. Geriye kalanlar tutuklanarak saatlerce güneş altında bekletildik. Salıverildikten sonra 15 gün boyunca akrabalarımızın yanında saklandık; ama çaresizlikten evimize geri geldik." Şu anda iki kızıyla izbe bir evde yaşamaya çalışan Nura (38), kendisi gibi dul olan iki kız kardeşinin de desteğiyle ayakta kaldığını ifade ediyor. Yurtdışında olan akrabalarının iki ayda bir kendilerine gönderdiği 100 dolarla üç kız kardeş ve çocukları yaşamaya çalışıyor. "Kocalarımız yok, iş yok, gelecek yok, ümit yok." diyerek araya giriyor Suat ve Somali'nin kanayan yarasıyla ilgili ilginç ifadeler kullanmaya başlıyor: "Biz gururlu, dinine bağlı bir milletiz. Ancak 16 yıldır kardeş kardeşi öldürüyor bu ülkede. Hem de bir hiç pahasına. Bu kardeş kanını durduracak Etiyopya bile olsa ben ona da razıyım. Yeter ki biri bu kanı durdursun. Geceleri artık rahat ve korkusuzca uyuyalım. Karnımız doysun, çocuklarımız ölmesin." Etiyopya denilince kabileleri, en güçlü Etiyopya yanlısı olarak da bilinse, üç kız kardeş başlıyor kendi aralarında tartışmaya. Kimi Etiyopya'nın düzeni sağlayacağını söylerken, diğeri sert bir şekilde müdahale ederek, bir ezeli düşmanın bunu sağlamasının mümkün olamayacağını söylüyor. Mogadişu korku tüneli gibi Yeni hükümetin sadece birkaç noktada denetim sağlayabildiği başkent Mogadişu tam bir korku tünelini andırıyor. Evler, yollar, binalar, hastaneler, okullar tank, top ve tüfeklerle neredeyse tamamen harap edilmiş. "Mogadişu sokaklarında yürümek ve hele hele araba sürmek Paris-Dakar rallisinden daha zor." diyor Abdi Mahmut (30). Somalililerin her zaman ümitli olmalarıyla bilindiğini; ancak artık hiçbir ümitlerinin kalmadığını ifade eden Mahmut, Etiyopya'nın desteğiyle kurulacak bir hükümetin başarılı olamayacağını her Somalilinin bildiğini ifade ediyor. Ev hanımı Fatıma Abdülaziz (58) ise yeni hükümetin başarılı olup olamayacağını anlamak için liderlerini aralarında görmeleri gerektiğini ifade ediyor. Abdülaziz, ezeli düşmanları Etiyopya bile olsa güvenliği sağlamaları durumunda onlara destek vereceğini söylüyor. Bir yardım fonunda çalışan Ahmet Yusuf'a (25) göre ise birilerinin çıkar çatışmasından dolayı Somali'nin yok edildiğini belirterek artık insaf sahiplerinin kendilerine çıkar gözetmeden yardım etmesi çağrısında bulunuyor. ABD, 'El Kaide'; Somalililer ise ekmek derdinde Etiyopya'nın müdahalesi ve ABD'nin ikinci kez gerçekleştirdiği saldırı Somali'yi gittikçe daha büyük bir belirsizliğe doğru sürüklüyor. Halk, yaklaşık bir aydır ülkede denetimi sağlayan 'geçici hükümet'e mensup kimseyi aralarında göremediklerini, bunun da ümitlerini tamamen kırdığını vurguluyor. Etiyopya'nın hafta başında çekilmeye başlamasından sonra ABD, önceki gün ikinci kez Somali'ye saldırı düzenledi. ABD hava kuvvetlerine mensup AC 130 tipi savaş uçakları tarafından ülkenin güneyine yönelik düzenlenen saldırıda El Kaide mensuplarının hedef alındığı öne sürüldü. 7 Ocak'ta da ABD yine ülkenin güneyine saldırı düzenlemiş ve olayda 30'dan fazla Somalili hayatını kaybetmişti. Ülkenin faaliyette olan ender hastanelerinden Daruşşifa'da yardım programı çerçevesinde görev yapan Mısırlı doktorlardan Ahmet Şaltut, ülkenin hastalıklar ve saldırılardan dolayı çok kötü durumda olduğunu, dünyanın acilen buraya odaklanması gerektiğini ifade ediyor. Ülkede irili ufaklı pek çok yardım fonu ve sivil toplum kuruluşu olmasına rağmen halka hemen hemen hiç yardım ulaşmıyor. Faaliyet gösteren yardım programlarından Fatha'nın direktörü Muhammed İbrahim, Oxfam ve Global Fund'la birlikte çalıştıklarını; ancak bu tür yardımların yeterli olmadığını belirtiyor. İbrahim, Batılı ülkelerden gelen kısıtlı yardımların büyük çoğunluğunun çalıştırdıkları personele gittiğini, gerçek yardımı ise Müslüman ülkelerin yaptığını ifade ediyor.. Her şey 1991'deki darbeyle başladı Kasım 1991- Devlet Başkanı Muhammed Siad Barre'nin devrilmesinden sonra Muhammed Aidid ile Ali Mehdi Muhammed arasında başlayan iktidar mücadelesinde binlerce kişi öldü. Aralık 1992- BM Güvenlik Konseyi, ABD liderliğinde bir BM barış gücü operasyonunu onayladı. Ancak başarısız olan ABD liderliğindeki operasyon Mart 1994'te resmen sona erdi. Ekim 2004- 1991'den bu yana merkezi bir hükümet kurma çabalarının 14'üncüsünde, milletvekilleri Etiyopya'nın desteklediği savaş ağası Abdullahi Yusuf'u devlet başkanlığına seçti. Haziran 2006- İslam Mahkemeleri Birliği, başkent Mogadişu'yu ele geçirdi ve güney Somali'nin büyük bölümüne hakim oldu. 03 Ocak 2007- 8,6 milyon nüfusu olan Somali'de hükümete bağlı güçler ile Etiyopya ordusu, İMB'nin elindeki son yer olan güneydeki Ras Kamboni köyünü ele geçirdi CUMALİ ÖNAL-ZAMAN
<< Önceki Haber Somalililer kaçacak ülke arıyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER