Somali'den Kenya'ya ölümüne yolculuk

Yaklaşık dört yıldır bir damla yağmur düşmemiş Güney Somali'ye...

Somali'den Kenya'ya ölümüne yolculuk

Kuraklığa dayanabilen birkaç bitki, birkaç hayvan hayatta. Yol kenarları, keçi ve inek ölüleriyle dolu. Tarım ve hayvancılıkla geçinen halkın hiçbir şeyi kalmamış. Yağmur bekleyen umutları ise siyasi çatışmalar söndürmüş. Halkın tek çaresi var: Yaşamak için yardım kamplarına ulaşmak... Onların deyimiyle 'ölüm yolu'nu geçmek o kadar kolay değil. Somali'den Ken-ya'ya yaklaşık 500 kilometre yürümek gerekiyor. Kimi çocuklarını kimi 20 yıllık hayat arkadaşını kaybetmiş bu yolda. Fakat kamp, son umutları. İki tercihten birini seçiyorlar. Ya kalıp ölüme teslim olacaklar ya da ölümüne bir yolculukla Kenya'daki Dadaab kampına ulaşacaklar. Ortalama bir ay süren 'ölüm yolculuğu'nda vahşi hayvanların saldırısına uğrayan da var, açlığa dayanamayıp hayata veda eden de... Somalililerin bu dramına tanık olmak için ölüm yolundan geçiyoruz. Yolda mola veren bir aileye fotoğraf çekmek için yaklaşıyoruz. Her şeyini kaybeden bu insanlar gülümsemeyi unutmamış. Aile reisi Borow Aden, oldukça halsiz. Çocuklarından birini hastalık sebebiyle kaybetmiş. En küçüğünü ise sırtlanlar parçalamış. Tek tesellisi, dört çocuğu ve eşi ile birlikte kampa yaklaşmış olmaları... Kenya'daki Dadaab kampından özel araçla önce Somali'ye hareket ettik. Buralarda karayolu olmadığı için iki saatte ulaşabildik sınıra. Sınır şehri olan Liboi'de yeni gelen kafileler var. Yanlarında getirebildikleri bir parça çarşafı ağaçlara asıp kendilerince bir çadır yapmışlar. Liboi, onların son durağı. Birleşmiş Milletler yetkilileri, mültecileri buradan otobüslerle Dadaab'a taşıyor. Gelenler, büyük bir savaştan çıkmışçasına yıpranmış. Çocukların açlıktan kemikleri sayılıyor. Biz araçla yine devam ederek Liboi'den Somali'ye yarım saatte ulaşıyoruz. Kenya askerleri Şebab örgütüne karşı güvenlik için sınıra konuşlanmış. Bir asker, pasaport kontrolü yaparak bize bir iki saatliğine geçiş izni veriyor. Somali sınırı, ülkenin durumunu anlatmaya yetiyor. Binalar delik deşik. Her yer kurşun izleriyle dolu. Her sokakta eli silahlı askerler bekliyor. İnsanların ayağında ayakkabısı bile yok. Üzerlerindeki elbiseler de günlerdir giyilmekten isyan etmişçesine yırtılmış. Yolda mola veren bir aileye fotoğraf çekmek için yaklaşıyoruz. Her şeyini kaybetmiş bu insanlar gülümsemeyi unutmuyor. Aile reisi Borow Aden, oldukça halsiz görünüyor. 500 kilometre uzaklıktan gelmiş. Kuraklık her şeylerini almış ellerinden. "Dört yıldır tek bir damla yağmur düşmedi." diyor. Hayvanlarının hepsi ölmüş. Tek çare olarak kamplara ulaşmak için yola çıkmışlar. Çocuklarından biri önce hastalanmış. Gidecek doktor, alacak ilaç olmadığı için çok geçmeden yolda vefat etmiş. Hayatta kalabilmek için onu yolda bir yere gömüp devam etmişler. Bir gece mola verdikleri yere sırtlanlar saldırmış, en küçük çocuğunu parçalamışlar. Şimdi tek tesellileri, dört çocuğu ve eşi ile birlikte kampa yaklaşmış olmaları. Fatma Nur da Somali'nin Dinsor bölgesinde 400 kilometreyi kat ederek geliyor. Çocukları hasta olduğu için önce çıkarmış yola. Onlardan haber alamayınca meraklanıp kendi de çıkmış yollara. "Tek umudum, onları Dadaab'da bulabilmek." diyor. Fatma Nur, "Somali'de önce hayat öldü, şimdi insanlar ölüyor. Kuraklık her şeyimizi elimizden aldı." diye anlatıyor kısa hikâyesini. Meyro Abdu da iki aylık yol yürümüş iki çocuğuyla birlikte. Kendisi, teyzesiyle birlikte çıkmış yola. Eşi arkadan geleceğini söylemiş fakat ondan da haber yok. Meyro Abdu'nun da bir çocuğu yolda vahşi hayvanlar tarafından öldürülmüş. Meyro, "Acılara katlanmak zor. Ama çocuklarımla birlikte yaşamak istiyorum. Bütün zorluklara onlar için katlandım." diye konuşuyor. Birbirinden acıklı hikâyeleriyle birlikte, ölüm kalım savaşından sağ çıkanlar ulaşıyorlar Dadaab kampına. Liboi'den otobüsle getirilen mülteciler, önce kayıt altına alınıyor. Sağlık kontrolünün ardından biraz yiyecek ve çadır bezi verilerek kampa gönderiliyor. Son bir ayda 190 bin kişi giriş yapmış kampa. Kuruluş olarak yirmi yılı dolduran Dadaab'da Kenya hükümeti kalıcı olunmasını istemiyor. Bunun için yardım kuruluşlarının içme suyu için kuyu açmalarına izin vermiyor. 50 bin kişilik kampta şimdilerde 490 bin kişi yaşıyor.
<< Önceki Haber Somali'den Kenya'ya ölümüne yolculuk Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER