Esed'in tavrı büyük tepki toplarken, konuyu görüşmek üzere toplanan
Birleşmiş Milletler
Güvenlik Konseyi'nden hiçbir sonuç çıkmadı.
AB ise önde gelen
Suriyeli isimlere
seyahat yasağı getirmeye devam ediyor.
Ramazan'ın başlamasına bir gün kala çok acı hatıraların bulunduğu
Hama şehrine girerek, onlarca insanı öldüren Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed, geri dönülmez bir yolu seçti.
Birleşmiş Milletler başta olmak üzere tüm dünyanın aylardan beri yaptığı reform çağrılarına
kulak tıkayan Esed, babasının yolunu
tercih etti. Arap dünyasındaki dengeleri değiştiren ayaklanmalardan nasibini alan Suriye'de değişime direnen Esed'in son hareketi,
Türkiye başta olmak üzere tüm dünyanın tepkisine yol açtı.
Babası Hafız'ın 1982'de yaptığı
katliamı hatırlatan sahnelerin yaşandığı Hama'da ölü sayısının 150'yi aştığı bildiriliyor.
Suriye
İnsan Hakları İzleme Örgütü Başkanı Rami Abdürrahman, Ramazan'ın ilk gününde 10'u
akşam olmak üzere toplam 24 kişinin öldürüldüğünü söyledi.
Abdürrahman, "Teravihten sonra birçok kentte düzenlenen gösterilerde güvenlik güçlerinin ateş açması sonucu 10 kişi şehit düştü ve birçok kişi yaralandı." dedi. Görgü şahitleri, Hama'da gece boyunca tankların yerleşim bölgelerini bombaladığını bildirdiler. Suriye ordusuna ait tankların,
pazartesi akşamı
Lübnan sınırındaki Zebadani şehrine de girdiği bildirildi.
Şehir sakinlerinin, Hama'daki ayaklanmaya
destek için gösteri yapmasının ardından pek çok tank ve zırhlı aracın Zebadani'ye girdiği belirtildi.
2000 yılında ölen babasından görevi devralan Beşşar, Batı'da eğitim görmüş olması ve gençliği nedeniyle ülkedeki tutucu
yönetim yapısını değiştirebileceği umudu meydana getirmişti.
Türkiye ile başlattığı yakın temas, ABD'nin 6 yıl aradan sonra ilk kez 2010'da Şam'a
büyükelçi ataması, değişimin sinyalleri olarak algılanmış, Beşşar'ın ülkedeki katı
Baas rejimini yumuşatarak, farklılıklara hoşgörü ile yaklaşacağı umudu doğmuştu.
Ancak Tunus'ta başlayan, ardından
Mısır ve Libya'yı sarsan
Arap Baharı dalgası Suriye'ye gelince, Esed'in babasının yolundan ayrılmayacağı ortaya çıktı. Türkiye başta olmak üzere kendisine yapılan değişim çağrılarına açıkça 'hayır' demese de, uygulamaya geçirmedi.
Son olarak Ramazan'ın hemen öncesinde Hama'da başlayan harekât, Esed'in tercihini hangi tarafa yaptığını ortaya koydu.
Hafta sonunda yaşanan sert müdahaleden sonra pazartesi gece yarısı acil
gündem ile toplanan BM
Güvenlik Konseyi'nde,
İngiltere,
Fransa,
Almanya ve
Portekiz, ABD'nin de desteğini alarak Suriye yönetiminin göstericilere yönelik baskısını kınayan bir karar çıkarmak istedi, ancak somut bir gelişme sağlanamadı.
Güvenlik Konseyi daimi üyeleri Çin ve
Rusya, Suriye ile ilgili herhangi bir karar tasarısına karşı çıkacaklarını bildirmişlerdi. Bu iki ülkeye
Brezilya,
Hindistan ve
Güney Afrika destek veriyor.
Suriye'de müdahalenin sertliği artarken, ABD, Suriye hükümetine kendi halkının "kıyımına son vermesi" çağrısında bulundu. İstişareler için Washington'da bulunan ABD'nin Suriye Büyükelçisi Robert
Ford ile dün görüşen ABD Başkanı
Barack Obama, kutsal Ramazan ayının başında Suriyeli göstericilere yönelik son saldırıların "çok çirkin" olduğunu söyledi.
Dışişleri Bakanı
Hillary Clinton da, Esed'e "kıyımı hemen durdurması", BM Güvenlik Konseyi'ne de harekete geçmesi çağrısı yaptı.
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri
Ekmeleddin İhsanoğlu, Suriye'de masum insanların öldürülmesinden ve her geçen gün yükselen can kayıplarından duyduğu derin endişeyi dile getirdi.
Avrupa Birliği (AB) de, Suriye
Savunma Bakanı Ali Habib'e mal varlığı ve seyahat kısıtlaması
yaptırımı getirdi. Böylelikle AB'nin Esed dahil Suriyelilere uyguladığı yaptırım kararı 35 yetkiliyi kapsamış oldu.
İtalya Dışişleri Bakanlığı da, Suriye'deki Büyükelçisi Achille Amerio'yu istişarelerde bulunmak amacıyla Roma'ya çağırdı. İtalya, diğer AB üyesi ülkelerin de Şam büyükelçilerini aynı amaçla çağırmaları teklifinde bulunuyor.