El Sadr, İtalyan gazetelerinden La Repubblica'da bugün yayımlanan demecinde,
Irak Başbakanı Nuri El Maliki'nin ülkede hiçbir ağırlığı bulunmadığını, onun yerini almaya hazırlanan İyad
Allavi'nin ise özel bir ordu hazırladığını belirtti.
El Sadr, "Irak'ta
Bush olduğu sürece kan akacak. El Maliki bir hiçtir. Gerçek düşman Allavi'dir. Gizli bir ordu oluşturmakla meşgul" dedi.
El Sadr,
Saddam'ın idamı sırasında kendisinin ve adamlarının,
infaz mekanında oldukları yönündeki iddiaları da yalanladı. İddiaları "saçmalık" olarak niteleyen El Sadr, "Saddam'ın idamı sırasında ne ben oradaydım ne de adamlarım. Orada olsaydım beni de öldürürlerdi" diye konuştu.
Bu tür iddiaların, Şiiler ile Sünnileri birbirlerine düşürmek için kasten ortaya atıldığını belirten Sadr, infazı seyredenlerin Şii duasını eksik, yani yanlış okuduklarını ses kayıtlarının da kanıtladığını belirterek, şöyle konuştu:
"Orada benim adamlarım yoktu. Onlar benim güvenilirliğimi zedelemek için parayla tutulmuş kişilerdi. O idamın gerçek sorumlusu benmişim gibi göstermek istiyorlardı. Kanıt olarak ses kayıtlarını dinlemek yeterli. Benim duamı okuduklarında, en önemli b
ölümleri atladıklarını görmek mümkün. Böyle bir hatayı Sadr mahallesindeki
küçük çocuklar bile yapmaz.
Hedefleri, Mukteda'yı Sünnilerin gerçek düşmanı göstermekti. Bunu başardılar. Bir süre önce Suudi Arabistan'da en iyi biçimde kabul görmüştüm. Ama o idam hadisesinin hemen sonrasında, Mekke'de Hac'da bulunan sözcüm El Zerkani tutuklandı. Bu da artık oralarda ismimin, dost listesinde yer almadığını açıkça gösteriyor.''
Saddam'ın öldürülmesine üzülmediğini de belirten El Sadr, "Ailemi ve on binlerce insanımı öldürmüş Saddam için tabii ki üzülmedim. Bana kalsaydı, Saddam'ı herkesin görebileceği biçimde bir meydanda asardım" dedi.
VASİYETİMİ BİLE YAZDIM. SÜREKLİ YER DEĞİŞTİRİYORUM
Mukteda El Sadr, ABD'nin ve Irak'ta merkezi hükümetin kendisini ortadan kaldırma arzusunda olduğuna da değinerek, şunları söyledi:
"Ailemi güvenli bir yere gönderdim. Vasiyetimi bile yazdım. Sürekli yer değiştiriyorum. Nerede olduğumu da çok az kişi biliyor. Ama ölsem bile
Mehdi ordusu direnişi sürdürecek. İnsanları öldürebilirsiniz ama, düşünceleri ve inancı asla."
El Sadr, kendisine ve adamlarına karşı özellikle son günlerdeki baskıların arttığını belirterek, "Dün gece benim adamlarımdan dört yüz kişiyi tutukladılar. Bizi değil, İslam'ı yok etmek istiyorlar. Biz sadece önlerindeki bir engeliz" dedi.
El Sadr, kendisinin ve adamlarının bu baskılara şu günlerde silahla karşılık vermemelerininse
Muharrem ayında olmaktan kaynaklandığını söyledi.
El Sadr, Muharrem ayının sona ermesinden sonra hesaplaşmanın da başlayacağına işaret ederek, şöyle dedi:
"Kur'an, Muharrem ayında adam öldürmemizi yasaklıyor. Dolayısıyla isterlerse buyursunlar bizi öldürsünler. Gerçek inananlar açısından, ölüm için bundan daha iyi bir ay olamaz: Cennet temin edilmiş demektir. Ama Tanrı cömerttir: Hepimiz ölmeyeceğiz. Muharrem ayından sonra hesaplaşırız.
Bize karşı harekete geçmeye hazır en az dört ordu var.
Birincisi, kendisinden asla söz edilmeyen 'gölge' ordu. Bunlar, ABD'nin gizli servise mensup askerlerince
Ürdün çölünde yetiştirilmiş kişiler.
İkincisi, yakında (Nuri) El Maliki'nin yerini alacak (İyad) Allavi denilen münafığın, eski askeri hava limanı El Müsenna'da eğitim gören özel ordusu.
Diğer ikisi de
Kürt peşmergeler ve
Amerikan askerleri."
Bu orduların Şiilerin direnişini engelleyemeyeceğini belirten El Sadr, "Bizim de sayımız çok. Bizler, Allavi'nin arzusunun aksine Irak'ın Batılı güçlerin kölesi, laik bir devlet haline gelmesini istemeyen çoğunluğu temsil ediyoruz" dedi.
El Sadr, Sünnileri de ABD işgaline 'hayır' demeye çağırarak, şöyle konuştu:
''Hepimiz Müslümanız ve de aynı ülkenin çocuklarıyız. Ama Sünniler, her şeyden önce Saddamcılardan, radikal gruplardan, (Üsame) Bin Ladin'in adamlarından uzak durup Amerikalılara kesinlikle 'hayır' demelidirler. Ulemanın bizim bu koşullarımızı kabul etmeleri yeterlidir. Ama henüz bunu yapmadılar.''
Şii lider El Sadr, ABD'nin Irak'taki mevcudiyeti sürdükçe Irak'ın üçe parçalanma tehlikesinin de arttığına dikkati çekerek, şunları söyledi:
"Ülkenin üçe parçalanmasından başka seçenek yok gibi görünüyor. Iraklılar olarak elbette bunu istemiyoruz. Bunu, bizi daha iyi
kontrol etmek isteyen Bush istiyor. Bana göre çözüm için tek bir çare var: Amerikalıların Irak'tan derhal çekilmeleri."