Dünyanın siyasi haritasında yeni bir şey oluştu. Ekonomik
kriz ve
terör birbirine karışmış durumda. Daha doğru bir ifadeyle terör rakipleri, sıradan çıkarmak için bir vesile haline geldi. Artık dînî ve diğer sebepleri unutabiliriz.
Hindistan'ı, silahlıları kullanarak, vurmak istiyorlar. Bununla da onu dünyanın önemli
ekonomik güce sahip
ülkeleri sırasından çıkarmayı
hedefliyorlar.
Mumbai'de kanlı saldırıyı düzenleyenlerin
Londra'da – Hindistan'ın eski "sahiplerinin" başkentinde – oturduğunu tahmin edebiliriz.
Dünya mali krizi Hindistan ekonomisini de etkiledi. Hindistan borsası yüzde 55 oranında değer kaybına uğradı.
Nakit sorunu da kendini göstermeğe başladı, milli para birimi değer kaybetti ve ekonomik
büyüme hızını azalttı. Şu anda düzenlenen siyasi taarruzlar ise ateşin içerisine yağ ilave edilmesine benziyor.
Yatırımcılar bundan sonra Hindistan'ın sadeceekonomik risklerle değil siyasi risklerle de karşı karşıya kaldığını belirtiyor.
Onların ifadelerine göre Mumbai'de baş gösteren olaylar, sadece Hint toplumunda değil ülke ekonomisinde de uzun vadede kendini hisettirecek sonuçlar doğuracak. Bununla beraber
terör saldırıları Hindistan mali pazarını, artık iflasın eşiğine getirdi. Dün borsanın faaliyeti belirsiz bir süreye kadar durduruldu.Yatırım işlerinde uzman olan Aşiş Goyal şu anda risk oranı yüksek olan pazarlara – hem de siyasi sabitlik olmayan bir ülkeye – yatırım yapmanın anlamsız olduğunu belirtiyor. Onun sözlerine göre Mumbai'de baş gösteren olaylar Hindistan'da faaliyet gösteren şirketlerin
üretim harcamalarının ani artışına sebep olacak.
Saldırıların tam da
Merkez Bankası'nın milli para biriminde devüalasyon önlemek maksadıyla müdahele yapmak istediği ve borsada değer kaybını gidermek için elinden geleni yapmağa hazır olduğu bir zamanda gerçekleşmesi deönemli bir etki unsuru oldu.Önümüzdeki günlerde kapital Hint pazarından hızlı bir şekilde çıkmaya başlayacak. Merkez Bankası'nın tahminlerine göre 2008-2009 yıllarında
büyüme oranı yüzde 7.5-8 olacak. Ancak kapitalin hızlı bir şekilde çıkması halinde, bu rakamın tekrar gözden geçirilmesi gerekecek.
2008 yılının 26
Kasım günü yerel saatle tahminen 22:30 sularında silahlıların Mumbai'nin – Maharaca eyaletinin başkenti, ayrıca Hindistan'ın mali merkezi - 11 çeşitli yerinde saldırı düzenlediğini hatırlatalım. İki lüks
otel,
demiryolu garı, turistler arasında meşhur olan "Leopold" restoranı,
yaşam birimleri,
hastane ve Mumbai'nin güneyinde yerleşen
polis merkezi saldırıya maruz kaldı. Biz şehrin ismini Bombey olarak adlandırmağı
tercih ediyoruz. Saldırılar 100'den fazla insanın hayatına mal oldu. Onların içerisinde
yabancı ülke vatandaşları da bulunmakta. 300'den fazla insan da yaralandı. Ancak yerel basın hastanelerdeki kaynaklara isnat ederek yaralıların sayısının 900'den fazla olduğunu belirtiyor. Hala hastanelere yaralı taşınıyor. Saldırganlar – AK-47 otomotik silahlar ve el bombalarıyla –
İngiltere ve ABD vatandaşlarını hedef almaktaydı.
Terör
eylemini ismi fazla duyulmayan Deccan Mücahitleri örgütü üslendi. Olayların
gelişim şekli açıktır. Eylem eğitimli gruplar tarafından gerçekleştirildi. Eylemin maksadı ve hedefi gövde gösterisi, korkutma, Hindistan hükümetini ve toplumunu demoralize etmekti. Şehirde yürütülen gerilla eylemlerine benzer bir tarzda saldırı gerçekleştirildi. Birkaç hedefe aynı anda saldırı düzenlenecekti.
Saldırılar ilk anda başarılı olacaktı. Saldırganların önemli bir hissesi önceden öleceklerini veya
esir düşeceklerini bilmekteydi. Organizatörler, Hindistan sınırları haricinde örgütün tanınmadığını biliyorlardı. Hindistan mücahitleri örgütü meşhur olacak ve dünya yeni Bin Ladin ile tanışacaktı. 'Allahım son zamanlarda onların sayısı ne kadar çoğaldı.'Hedefler de bilinçli bir şekilde seçilmişti. Dünyaca ünlü şehrin en meşhur noktaları vurulacaktı. Demiryolu garı ve en iyi oteller. Tac – dünyanın en saygın otellerinden birisidir.Genel manada ise 20 milyon nüfusu olan şehirde çeşitli dinin mensupları yaşamakta ve Hindistan'ın en önemli mali merkezi sayılmakta.Bir bakıma Hindistan açısından başkent Yeni Delhi'den daha önemli bir yere sahip.
Alınan haberlere göre saldırganlardan bir hissesi denizden şehre aktarıldı. Onlardan bazılarının saçlarının kıvırcık oldukları da belirtiliyor.Hint özel bir birimleri akıllı bir şekilde çalışıyor. 11
Eylül 2001
Amerika saldırıları ile kıyas yapmaları kaçınılmaz gözüküyor. Amerika saldırıya nasıl tepki verdi? İçeride etkili önlemler alındı, önemli tasarruflar yapıldı. Tehlikenin kaynağı olan ülke
Afganistan işgal olundu. Ancak sonralar ise dünyanın en büyük askeri gücüne sahip olan ülkenin Afganistan'ı ve komşu Pakistan'ın olaylara karışan bölgelerini kontrolü altında tutmaya gücü yetmedi.
Mumbai saldırılarının Washington'da düzenlendiği ortaya çıkarsa buna hayret etmemek gerekiyor.Uzun bir süredir ki ABD kendi ajanı Bin Ladin'i yakalayamıyor. El-Kaide'nin hâlâ dünyayı korkuttuğunu görmek çok
komik. Ancak belirtilen deliller eylemlerin gerçek organizatörlerini unutturuyor.Hindistan'ın,
İngiliz imparatorluk tacının pırlantası olduğunu herkes bilmekte. Londra onu kaybetmeye hazır değil. Dünya mali kriz tüm
Avrupa ülkelerini – İngiltere de istisna olmamakla – ağır bir şekilde etkiledi.
Her zaman olduğu gibi Londra resmileri sorunlarını –caydırıcı önlemler alarak - asgariye indirmeğe çalışıyor. İngilizler dünyadaki etkin konumlarını muhafaza etmek ve lider ülke olmak için böyle bir yol tercih ettiler.Ancak bunun için
kurban gerekli. Onu buldular – Hindistan. İngiltere'nin bölgede pozisyonunu kuvvetlendirmesi için kaotik ortama ihtiyacı var. Kaotik ortam hükümet değişimini doğurabilir. Bombay'deki terör saldırısının gerçek sebebi budur. Milletlerarası ilişkiler ince bir iptir. Her ani harekat onun koparılmasına yol açabilir. Ancak koparılmağa başlandığı zaman da kimsenin gözünün yaşına bakılmıyor.
Mumbai'de dökülen kan, planlı bir şekilde uzun bir süredir hazırlanan ve Hindistan rejimini hedef olan bir operasyonun sonucudur.İngiltere tarih sayfalarına karışmak istenmiyor. Mumbai saldırılarının Londra'da planlandığı da düşünülebilir.
Vladimir Anohin / Rus Pravda Gazetesi