Rumların,
AİHM ve
Türkiye'ye yönelik
eleştiri dozunda da dengeyi iyice kaçırdıkları görülüyor.
AİHM'nin mülkiyet meselelerini ele almak için
KKTC'de kurulan Taşınmaz Mal Komisyonu'nu (TMK) "etkin bir iç hukuk yolu" olarak değerlendirmesinin Rum kesiminde neden olduğu etki devam ediyor. Rum lider Dimitris
Hristofyas, KKTC'yi zor durumda bırakmak için AİHM'ne yapılan 1500 başvurunun kendilerine bumerang gibi döndüğünü
itiraf etti. Hristofyas'ın AİHM'nin verdiği kararı, 1500 Rum'un yaptığı başvuru ile bunu
teşvik eden siyasi ve hukukçulara bağlaması Rumları birbirine düşürdü.
AİHM'nin kararını "geriye gidiş" olarak yorumlayan dünkü açıklamasında Hristofyas şöyle konuştu: "AİHM'in kararı geriye gidiş olabilir ancak Rumlar'dan gerçek sahiplerine ait olan malların talep edilmesi hakkını engellemiyor."
OYUNU KAYBETTİK
Bu kararın bütünüyle ele alınarak değerlendirilmesi gerektiğini kaydeden Hristofyas, Rumları teselli etmeyi amaçlayan açıklamasında "oyunu kaybettik" şeklinde bir panik içerisine girilmemesi gerektiğini vurguladı. "AİHM kararı karşısında dövünme zamanı değildir." diyen Hristofyas, mülkiyet davaları konusunda AİHM'ne toplu başvuruda bulunmalarının taktik hata olduğunu itiraf etti. Kendisinin bu tezi savunanları uyardıklarını ancak bunun dikkate alınmadığı yakınmasında da bulunan Rum lider, "Şimdi özeleştiri yapmalıyız." dedi. Hristofyas, şöyle devam etti: "Kararın özel bir geriye gidiş olduğunu söylemeliyiz. Daha önce bunu tahmin etmiş ve toplu şekilde yapılan başvuruların, işgal gücündeki komisyonunun (TMK) tanınmasına yol açabileceği konusunda uyarmıştık."
Rum halkına özeleştiri tavsiyesinde de bulunan Hristofyas, "Halkı duyuyorum. Özeleştiri yapacaklarına dövünüyorlar. Hata ve eksikliklerimizi kabul etme gücünü göstermeliyiz. Benim görüşüme göre mülkiyet konusunda toplu başvuru hataydı." dedi. Rum lider, AİHM'ne başvuruları teşvik eden Rum siyasiler ile hukukçuları eleştirdi. Rum kesimi, "AİHM kararının,
müzakereler için iyi bir hava oluşturmadığını." ileri sürüyor.
DIŞİŞLERİ BAKANI KİPRİYANU: KARAR NEGATİF
"AİHM'nin pozitif bir karar vermediğini." söyleyen
Dışişleri Bakanı Markos Kipriyanu, Türkiye
Dışişleri Bakanlığı'nın
şölen yapmasının ise "kötü bir şey" olduğunu ileri sürdü. Kipriyanu şöyle konuştu: "Çünkü ne yalancı devlet (KKTC) kurumunun tanınması ne de yalancı devletin derecesini yükseltme mümkün değil. Bu Türk işgal gücünün kurumudur ve bir kez daha işgalin olduğu doğrulanıyor.
İşgal ülkesinde
kontrol de Türkiye'nin elinde."
"Orams kararının iptal edilmediğini, vatandaşın sahip olduğu hakların da silinmediğini" ifade eden Rum
Dışişleri Bakanı, "Tazminatlar ya da mülk sahiplerinin mallarını geri alma sürecinin daha uzun sürebileceğini ancak bunun işgalcilerin seni uğraştıracakları ya da satacakları anlamına gelmediğini." söyledi.
RUM SÖZCÜ: AİHM'NE TÜRKİYE BASKI YAPTI
Diğer yandan AİHM'ne siyasi müdahalede bulunulması nedeniyle böyle bir karar aldığına ilişkin Rum savcının açıklamaları hatırlatılan Rum Dışişleri Bakanlığı
Sözcüsü Stefanos Stefanu, "
Müzakere sürecinde olduğumuza akılda tutmalıyız. AİHM'nin kararına saygı duymakla birlikte bizim görüşümüze göre,
mahkeme siyasi müdahale gelişmesini de akılda tutmak kaydıyla daha dikkatli olmalıydı" savunmasında bulundu. Stefanu, AİHM'ne siyasi müdahalede bulunulduğunu ileri sürdü. Siyasi müdahaleyi Türkiye'nin yaptığını ileri süren Sözcü şu iddialarda bulundu: "Sayın
Abdullah Gül, hem kendisinin hem de Türkiye'nin girişimleri sonucu bu konuda böyle bir başarı elde edildiğini ifade etti. Buna
seyirci kalınarak geçiştirilemez ve bu kabul edilemez."
RUM BASINI HRİSTOFYAS'A YÜKLENDİ
Diğer yandan Rum basınında AİHM'nin kararına ilişkin şok devam ediyor. Hristofyas'ı açıklamaları nedeniyle eleştiren Tharos
gazetesi, "Hristofyas sorumluluğu reddediyor" başlıklı manşetle çıktı. Gazete,
Kıbrıs Rum lider Hristofyas'ın AİHM'in kararına ilişkin sorumluluğu, hukukçular ile halkın AİHM'ne yaptığı toplu başvurulara yüklediğini yazdı. Filelevtheros ise, AİHM'nin TMK'yı tanıyan kararının Rum yönetiminde çok ciddi rahatsızlığa neden olduğunu yazdı. Gazete, Hristofyas'ın bu gelişmeden toplu başvuru yapan Kıbrıslı Rumları sorumlu tuttuğunu kaydetti. Hristofyas'ın AİHM kararında en ciddi sorumluluğu, halkı AİHM'ne gitmeleri konusunda teşvik eden Rum siyasiler ile hukukçularda bulduğunu vurgulayan Filelevtheros, "Bunun da üzerine çok büyük davalar yükü binen mahkemeyi etkilediğini" yazdı.
RUM SAVCI ÇİLEDEN ÇIKTI
Rum
Başsavcısı Petros Kliridis, KKTC lehine verilen kararı, "Bütünüyle yanlış karar" şeklinde yorumladı. AİHM'nin siyasi etki altında böyle bir karar aldığını iddia eden Rum Başsavcısı, bunun hazırlanan metinden ve bir dizi girişiminden açıkça anlaşıldığını da ileri sürdü. Kliridis, AİHM'nin bulaşmaması gereken işleri kurcaladığını savundu. Eleştirilerini sürdüren Başsavcı Kliridis, "AİHM'ni
insan haklarını korumamak ve haksızlıktan
adalet verildiğini söyleme noktasına gelmekle" de suçladı.
(CİHAN)