Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nde yayımlanan Rum Politis gazetesinde dün ilginç bir yorum yazısı çıktı. Yiangos Mikelidis'in imzasını taşıyan yazıda Kıbrıslı
Rumların yaptığı mezalime dem vurularak, Rum Kesimi Lideri Tasos Papadopulos'u anlaşmaz tutumuyla III. Makarios'a benzetildi. Yazısında Rum Kesimini ve Rumları eleştiren Mikelidis, "Hepimiz olmasak da (bunun abartı olacağını kabul etmek zorundayım), çoğunluk olarak pisliğiz" ifadesini kullandı.
Rum Yiangos Mikelidis'in yazısı şöyle devam ediyor:
"Kıbrıslı Rumlar....tir"
Batı Mesarya, 1963. Ay Vasili (Ayvasıl) köyü. Toplumlararası karışıklıklar başladı. Türkler azınlıkta oldukları köyleri terk ediyorlar. Türkler sabahleyin gittiler. Gün
batımında ise bizim Elen Ortodoks vatansevelerimiz Ay. Vasililer, Mammarililer ve Astromeritliler, Türklerin evlerine yaklaşmaya başladılar. Evleri birer birer açıyor ve içindekileri
gasp ediyorlardı. Son evlerden birini açtıkları zaman, kendilerine ateş açıldı.
Bizimkiler dinamit getirdiler ve evi havaya uçurdular. 8-10 Kıbrıslı Türk dışarı çıktı. Hepsini öldürdüler. Aralarında iki Türk çocuğu da vardı. Ömer ve diğerinin adını artık hatırlamıyorum. Ay. Vasili'nin en iyi çocukları... Nineleri,
küçük torunu ile yan taraftaki evde saklanıyordu. Neler olduğunu anlar anlamaz, ölüleri kucaklamak için dışarı fırladı. Bizimkiler, Elen Ortodoks vatanseverler, hem nineyi, hem de küçük kızı öldürdüler. Onları toplu mezara gömdüler. Acelelerinden bir Kıbrıslı Türk'ün elini gökyüzünü gösterir şekilde toprağın dışında bıraktılar. Bu köye bugün Türkeli deniyor. Bu suçtan dolayı hiç kimse cezalandırılmadı. Bu psikopat katillerden hiçbiri hapse atılmadı. Hiçbiri uluslararası
Lahey Adalet Divanına çıkartılmadı. Onlara ilham veren ve belki de bu cinayeti emreden komutanlardan hiçbiri de… Acaba bölgedeki köylülere Türk hemşerilerini öldürmeyi öğretenler kimlerdi? Onları Elen ırkının üstün olduğuna, Elen Kıbrıs'ı kirletenleri temizlemeye inanan milliyetçi hayvanlara ve faşistlere dönüştürenler kimlerdi? Doğal olarak Kıbrıs'ın Ortodoks
Hristiyan Kilisesi ve Kilisenin lideri III. Makarios… Onların yarattıkları EOKA ve siyasi örgütü PEKA, ortaokullar ve Başpiskoposluğun nakit parayla
kontrol ettiği kitle
iletişim araçları. Artık yaşlanmış olan bu katillerin birçoğu, hala 'haysiyetli' vatandaşlar olarak aramızda yaşıyorlar. Liderleri de hala yaşıyor ve Kıbrıs'ı o zamanki gibi yönetiyorlar: Bu kişiler, Tassos ve grubu, birçoğu bu katillerin torunları olan
genç etno-faşistlerdir.
Kasım 2006.
Lefkoşa. Kukuletalılar (1960'ların maskelilerinin torunları bugün bu şekilde isimlendiriliyorlar), Kıbrıs'ın Oxford'u olan English School'da Türk arkadaşlarını dövüyorlar. Yani Kıbrıs Rum elitlerin okulunda… Düşünün! Orada her Kıbrıslı sonradan görmenin, her Kıbrıslı kendini beğenmişin çocukları okumaktadır. Kıbrıslıların yer kapmak için yarıştıkları bir okul... Bu kasvet fidanlığında Kıbrıslı Türk öğrencileri dövdüler, çünkü güya bir küçük, Haç'ın mistik ve büyülü anlamını inkar etti. Yani sevginin sembolü olarak değil, nefretin, milliyetçiliğin ve cinayetin sembolü olarak kullanılan Haç'ın… 1963'lerin katillerinin torunları, aynı liderlerle, Ortodoks Kilisesi, Tassos ve grubu, tam olarak aynı şeyi yaptılar: Elen Ortodoksluğunun ne anlama geldiğini anlamaları için topuzu pis Türklere vurdular. Daha sonra, 1963 yılında Ay. Vasili'de olanlar oldu. İki yüzlü yavan ve aptalca sözler… Cumhurbaşkanının ve saçma konuşanların sözleri… Sonuç olarak hiçbir şey olmayacak. Ne de şimdi bir şey olacak. Hiç kimse cezalandırılmayacak. Tıpkı 1963 yılında Ay. Vasili'de hiç kimsenin cezalandırılmadığı gibi…
Bir röportajımda, Kıbrıslıların çoğunluk olarak pislik olduğunu söylediğim zaman, birçok kişi bunu
protesto etmişti. Ne yazık ki haksızdırlar. Pisliğiz! Tecrübelerimizden
ders almıyoruz, yıllar geçtikçe ufkumuzu genişletemiyoruz. Her şeyde, liderliğimizden tutun da English School'daki öğrencilere kadar, 1963'teki gibi olmaya devam ediyoruz.
Hepimiz olmasak da (bunun abartı olacağını kabul etmek zorundayım), çoğunluk olarak pisliğiz!!!."."