Rum Fileleftheros gazetesine özel demeç veren Markulli, tüm
Avrupa'nın ve müttefiklerinin "
Türkiye'nin gerçek yüzünü gördüğünü" de öne sürdü. Markulli,
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun, "Türkiye sıfır sorun istiyor" şeklindeki doktrininin de, "Türkiye'nin gerçek yüzünün ortaya çıkmasıyla balon gibi söndüğünü" iddialarına ekledi.
Bir soru üzerine, Münhasır Ekonomik Bölgesi'nde
doğalgaz
arama sondajlarına ilişkin Türkiye'nin tavrına da değinen Markulli, "Türkiye'nin
saldırgan ve tehditkâr davranışlarının uluslararası örgütlere ve hükümetlere şikayet edildiğini, esas alıcıların
Birleşmiş Milletler
Güvenlik Konseyi'nin daimi beş üyesi, Avrupa Komisyonu,
Avrupa Konseyi, AB dışişleri
bakanları ve
İsrail Dışişleri Bakanı olduğunu" söyledi.
Markulli, Commonwealth üyesi
ülkelerin dışişleri bakanlarına yönelik olarak da ilgili şikâyetlerin yapıldığını, ayrıca gerek resmi açıklamalar gerekse mektuplarına verilen yanıtlar açısından şu ana kadar memnun edici yanıtlar aldıklarını belirtti. Markulli, bir başka soru üzerine,
Kıbrıs sorununun çözümü çerçevesinde herhangi bir doğal zenginliğin Kıbrıs devletine ve Kıbrıs halkına ait olacağını; bundan Kıbrıs halkının ayrılmaz bir parçası olarak Kıbrıslı Türklerin de yararlanacağını ifade etti.
Markulli, Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin müzakerelerde, doğal zenginlikle ilgili konuların merkezi hükümetin yetkisinde olmasının, bütün olarak halkın ve devletin yararına olacak şekilde düzenlenmesinin öngörüldüğünü anlattı. İsrail ile ilişkilerin sorulması üzerine ise Markulli, iki ülke arasındaki ilişkilerin son üç yılda büyük ölçüde geliştiğini, bunun da çok sayıda
anlaşma imzalanması ve tüm düzeylerde karşılıklı ziyaretlerle yüceltildiğini ifade etti.
Kıbrıs'ın coğrafi olarak İsrail'e en yakın AB üyesi ülke olduğuna dikkati çeken Markulli, bunun İsrail'in AB'a ulaşması açısından yegane fırsat olduğunu belirtti. İsrail Cumhurbaşkanı Simon Peres'in
Güney Kıbrıs'a yapacağı ziyarete de değinen Markulli, bu ziyaretin ilişkilerin ilerletilmesi açısından fırsat oluşturacağını da aktardı.