Ağaçların yeşermesi, kuşların cıvıldamaya başlaması için birçok insan hasret çekerken, bazıları bu duruma üzülüyor. İşte onlar,
Antarktika'nın zorlu koşullarında yaşayan penguenler. Buzlar dünyasının imparatoru olan penguenler, bu ay ve önümüzdeki ayda üremek ve yavrularını yetiştirebilmek için daha sıcak bölgelere kilometrelerce
yolculuk yapıyor. Çünkü bu aylar, Antarktika'da kışın başlangıcı demek. Bir adımda 10 cm ilerleyebilen; ancak dakikada 120 adım atan penguenlerin
vücut sıcaklığı 40, yaşadıkları ortamın sıcaklığı ise -40 derecedir. Bu da penguenlerin, 80 derecelik bir sıcaklık farkına dayanmaları demek. Bunu sağlayan, derilerinin altında bulunan kalın yağ tabakasıdır. Bu tabaka, vücut sıcaklığının kaybolmasına engel olur.
Penguenlerin kuluçkaya yattıkları dönem kutup kışına denk gelir.
Erkek penguen yumurta üzerinde kuluçkadayken, anne penguen yavru yumurtadan çıkana kadar geçen 4 aylık süre içinde sürekli dolaşarak yavrusu için kursağında
besin biriktirir. Döndüğü zaman sesinin en yüksek tonuyla bağırır ve her yavru annesini veya
babasını sesinden tanıyarak onların yanına gider.
Anne yumurtadan çıkan yavruyu devraldığında ise baba penguen uzun sürecek olan yürüyüşe çıkar. Penguenler büyük gövdeli olmalarına karşın, yürüyüşlerini zorlaştıracak kadar
küçük bacaklara sahiptir. Peki nasıl oluyor da kilometrelerce yol yürüyebiliyorlar? Sağa sola sallanarak yürüyen penguenler aslında enerji tasarrufu yapabilmek için sarkaç benzeri bir yürüyüş yapmaktadırlar. Aşırı kısa bacaklı olan imparatorlar, yana doğru adımlar atarak kaslarının daha az yorulmasını sağlar. Böylece her adımın sonunda bir sonraki adım için enerji depolarlar. Bu canlıları birbirinden ayırmak neredeyse imkânsızken, penguen ailesinin üyeleri, birbirlerini hiç güçlük çekmeden tanıyabiliyor. Özellikle de dişi penguenlerin 4 ay boyunca eşi ve yavrusu için
yiyecek aramaya gidip, dönüşte her ikisini de tanıyabildiği düşünülürse.