Lübnan'a saldırarak yüzlerce sivilin ölümüne sebep olan
İsrail, yıkımlarıyla da 2 milyar doların üzerinde maddî hasara yol açtı.
Suriye'yi,
İran'ı ve tüm
Ortadoğu'yu içine almasından kaygı duyulan çatışmalar,
Türkiye'yi hem insanî hem de
ekonomik boyutlarıyla yakından ilgilendiriyor. Lübnan'da yatırımları bulunan Türk işadamları, saldırının Ortadoğu'daki yatırımları etkileyeceğini düşünüyor.
Dış
Ekonomik İlişkiler Kurulu'na (
DEİK) bağlı Türk-Lübnan İş Konseyi’nin başkanı Mehmet Habbab, iki
ülke arasında ticaretin durduğunu ve bu durumun özellikle inşaat ve turizmi vurduğunu söylüyor. 4 milyar dolarlık turizm gelirinin sekteye uğramasının yanı sıra saldırının yatırımcı 40 Türk
firmasının aylık toplam 25 milyon dolar zarar etmesine sebep olacağına değiniyor.
Bölge halkı ise İsrail'in
Beyrut'u işgal etmesinden korkuyor. Bu sebeple özellikle başkentte bulunan yabancılar saldırıların ilk günlerinde ülkeyi terk etmişti. Aynı tedirginlik yatırımcıların da işlerine ara vermesine sebep oldu. Lübnan asıllı Mehmet Habbab, Lübnanlı
finans kurumlarının önümüzdeki aylarda konseyin davetlisi olarak Türkiye’ye geleceğini, bu ziyarette iki ülkenin finans kurumları arasında iş birliği imkânlarını ngörüşüleceğini söylüyor. Ancak görünen o ki bu görüşme de tıpkı yatırımlar gibi belirsiz bir tarihe ertelenecek.
Lübnan'ın önemi sadece iki ülke arasındaki iş ilişkisinden kaynaklanmıyor. Ülke aynı zamanda Ortadoğu'ya mal sevkıyatı için önemli bir konumda. Buradan 22 Arap ülkesine gümrüksüz geçiş yapılabiliyor. "Şimdi ancak Suriye üstünden ilerleyebiliyoruz. Suriye de vurulursa yarımadadaki bütün ekonomik dengeler değişecek." diyen Mehmet Habbab, İsrail saldırısının ardından işlerin durma noktasına geldiğini, gemilerin artık Suriye'ye bile mal götürmek istemediğini belirtiyor. Gidenler ise
sigorta primlerini çok yüksek tutuyor.
Lübnan Türkiye için özellikle inşaat,
gıda ve
tekstil ürünleri alanında önemli bir
pazar. Türk işadamlarının ülkede yıllık 50 milyon dolarlık inşaat işi yaptığı tahmin ediliyor. İsrail'in saldırılarına en geç eylül başında son vereceğini düşündüklerini dile getiren Habbab, bu takdirde Türkiye'nin en fazla 70-80 milyon dolarlık bir kayıp yaşayacağını dile getiriyor. Saldırılar sona erdikten sonra en fazla inşaat yatırımlarının gündeme geleceğini söyleyen Habbab'a göre, yıkımlarla şimdiden 2 milyar doları bulan inşaat sektöründen Türk işadamları da önemli bir pay alacak.
Yatırımcılar sadece Lübnan için değil tüm Ortadoğu için endişeli. "Türkiye Ortadoğu'daki kontrolünü yitirmiş durumda. Bölgenin ekonomik açıdan kontrolünü ABD'li yatırımcılar sağlıyor artık. Irak'ta çok şey kaybettik. Aynı şeyleri şimdi Lübnan'da, Suriye'de yaşıyoruz. Ciddi endişelerimiz var." diyor Dalgakıran Kompresör Genel Müdürü
Adnan Dalgakıran. Aynı zamanda Türkiye
İhracatçılar Meclisi
Sanayi Komisyonu Başkanı ve Yönetim Kurulu üyesi de olan Dalgakıran, Türkiye'nin genel olarak Ortadoğu'daki ekonomik kaybının çok büyük olduğu görüşünde: "Bölgedeki karışıklıklar Türkiye'nin yıllık 15-20 milyar dolarına mal oluyor Ortadoğu'nun bize maliyeti çok yüksek."
İhracatçıların mecburen yeni pazar arayışına girdiğini söyleyen Dalgakıran, mevcut pazarı kaybetmenin iç pazarda da rekabeti sertleştireceğine değiniyor. Yeni pazar arayışında Türkiye'nin kuzeydeki ülkelere açılması gerektiği fikrini savunarak, "Ancak bir yandan mevcut pazarımızı kaybediyor, öte yandan yüksek
vergiler sebebiyle dünyanın en önemli pazarlarından pay alamıyoruz.
Gümrük Birliği'nin bazı yükümlülükleri elimizi ayağımızı bağlıyor. Çin'den Türkiye'ye
makine girerse yüzde 2,5 vergi alınıyor ama biz mal satmaya kalktığımızda yüzde 25 vergi ödemek zorunda kalıyoruz." diyor.
Teknolojik ürün sattıkları ve pazarı zaten dar olduğu için Lübnan'da önemli bir kayıp yaşamadıklarını söyleyen Dalgakıran, "Ama genel olarak
bölgede gelecek kaybettik.
Arap ülkeleri sadece petrol satarak ayakta kalamayacaklarını anlamışlardı ve yatırım kararları alınmaya başlamıştı. Bölge bu durumdayken kimse yeni projeler için cesaret bulamaz. Bizim öncelikle olayın Beyrut sorunundan ibaret olmadığını bilmemiz gerekiyor. İsrail bir ateş yaktı Ortadoğu'da. Bunun farkında olup biz de net bir tavır sergilemeliyiz." diye konuşuyor.
Bölgeye önemli miktarda gıda ihracatı yapan
Ülker grubunun Lübnan'da çok geniş bir pazarı bulunuyor. Ancak saldırıların başlamasının ardından ciddi bir
lojistik sorunu yaşandığı için ihracatı durdu. Şirket, Suriye ve İran gibi tehdit altındaki ülkelerde hâlihazırda bir sıkıntı yaşamıyor. Firma yetkilileri Ortadoğu'nun Türkiye için çok önemli bir pazar olduğunu düşünüyor. Bu sebeple bölgenin cazibesini yitirmesi söz konusu değil.
YATIRIMLAR DEVAM EDİYOR
Lübnan’daki yatırımlarını ertelemek durumunda kalan firmalardan biri de ORKA Group. Genel Koordinatör Osman Arar, 2007 başlarında Lübnan’da 2-3 milyon dolarlık yeni bir yatırım planladıklarını ancak yaşanan olaylardan sonra tarihin ertelenmesinin gündeme gelebileceğini söylüyor. Damat Tween markasının en güçlü olduğu pazarlardan biri Ortadoğu. Firma yetkilileri önümüzdeki dönemde satışlarda bir azalma olabileceğini düşünüyor. Ancak Lübnan’ı boşaltan insanlar yakın ülkelere sığındığı için bir yerde azalan artışların diğer ülkede artması muhtemel. Grubun Ortadoğu’da yapmaya hazırlandığı diğer yatırımlarda değişiklik söz konusu değil.
Ekim ayında Amman’da 300 metrekarelik yeni bir
mağaza açılıyor. Suriye,
Bahreyn,
Katar ve
Kuveyt 2007 yılında Damat Tween ADV mağazalarımızın açılacağı diğer ülkeler arasında. Lübnan mağazaları şu anda kapalı olsa da herhangi bir zarar söz konusu değil.
Boydak Holding Yönetim Kurulu üyesi
Memduh Boydak ise bölgedeki yangının bir an evvel söndürülememesi halinde ateşin tüm Ortadoğu'ya yayılma ihtimali olduğunu söylüyor: "Böyle bir durum sadece bizim için değil tüm dünya ve küresel ekonomi için ciddi bir tehlikedir. Şu an herkes gibi biz de bölgede akl-ı selîmin galip gelmesini bekliyoruz." Holdingin Lübnan'a yapmayı planladığı yatırımları ertelediğini de ekleyen Boydak, çatışmaların Suriye ve İran'ı da içine alacağı fikrinin tüm dünyanın ortak kaygısı olduğunu söylüyor. Memduh Boydak, "Bu ihtimalin gerçekleşmesinden endişeleniyoruz. Şu anda Ortadoğu'daki
büyüme ve yatırım stratejilerimizi yeniden gözden geçiriyoruz. Bekleyip görmek gerekiyor. Ancak bölgede yaşananlar önce insanî olarak bizi ciddi şekilde endişelendiriyor ve üzüyor. Türkiye'nin komşularında yaşanacak böyle bir durum başta ekonomimiz olmak üzere tüm yönleriyle Türkiye'yi etkileyecektir." şeklinde konuşuyor.
Boydak'a göre Ortadoğu pazarı cazibesini hiçbir zaman kaybetmeyecek ve bu pazarda yakalanacak istikrarın Türk ekonomisine katma değeri çok yüksek olacak.
Boydak Holding'in bölgede 3 mağazası var. Şirket gerginliğin azalması ile birlikte bu sayıyı 6'ya çıkarmayı planlıyor.
Lübnan'daki önemli Türk yatırımcılarından biri de Step Halı. Şirket Beyrut'ta üçüncü mağazasını açmaya hazırlanıyordu ki son gelişmeler sebebiyle diğer ikisinin de faaliyetine ara vermek durumunda kaldı. Bölgedeki ortakları ile ilişkiler devam ediyor. Step Halı bugüne kadar bölgeye 1 milyon dolarlık yatırım yaptı. Yeni dönem planlarında ise 500 bin dolar civarında yeni projeler yer alıyordu. Lübnan'daki işler biraz ertelense de diğer Ortadoğu ülkelerine yatırımlar sürüyor. Firma geçtiğimiz ay Amman'da bir mağaza açtı. Sırada
Dubai var.
Savaş çıkana kadar Lübnan'daki satışlarının büyümesinden memnun olan yöneticiler, projelerini hayata geçirmek için huzur ortamını bekliyor.
ASLAN PAYI İNŞAATTA
Lübnan'la ticari ilişkilerin başında müteahhitlik hizmetleri geliyor. STFA ve Özdil
Enerji gibi büyük şirketlerin faaliyet gösterdiği ülkede Türk firmaları 2005'te toplam 136,5 milyon dolarlık iş üstlendi.
AKSİYON