Bilim ve araştırma faslında müzakerelerin açılıp açılmayacağı konusu, pazartesi günü yapılacak AB dışişleri bakanları toplantısına kaldı. Rum tarafının katı tutumu dolayısıyla dün çok kısa süren COREPER toplantısına yeni bir formülle gelen dönem başkanı Avusturya’nın teklifine Rumlar ve İngilizler itiraz etti. Avusturya dün gündeme getirdiği formülünde bilim ve araştırma faslının dibacesinde 21 Eylül tarihli AB Kıbrıs Beyanı’na kısa bir atıf yapılmasını teklif etti. Rumlar önceki gün böyle bir atıf konusunda ısrarcı olmuştu. Avusturya’nın formülüne “atfın çok kısa olması, 21 Eylül tarihli Beyanı’nın tanıma, ilişkilerin normalleştirilmesi gibi önemli paragraflarına yer vermemesi” gibi sebeplerle itiraz eden Rumlar, ardından yükümlülüklerini yerine getirmeyen Türkiye ile açılacak ilk faslın aynı gün kapanmasına karşı çıktı. Rumların görüşmeler boyunca sürekli pozisyon değiştirmesi birçok AB üyesi ülkeyi rahatsız etti. Rumların itirazları üzerine İngiltere de Avusturya’nın formülünü kabul etmediğini açıkladı. Avusturya’nın formülüne 23 üyenin destek verdiği, Rumların Yunanistan’dan bile destek alamadığı kaydedildi. Zaman’a konuşan diplomatik kaynaklar, Rumların ilk faslın aynı gün açılıp kapanmasına itirazlarının ‘saçma’ olduğunu; zira zaten bütün müzakereler bitene kadar hiçbir faslın tam anlamıyla kapanmış sayılmadığının her AB belgesinde yer aldığına işaret ediyor. Diplomatik kaynaklar, Rumların sert tavır almalarının Rum Kesimi’nde hükümette değişikliklerin yapıldığı bir döneme denk gelmesine dikkat çekiyor. Rum Kesimi’nde ayrıca pazartesi günü dışişleri bakanı olarak son toplantısına katılacak Yorgo Yakovu’nun “hayatının mücadelesini” verdiği söylentileri dolaşıyor. 3 Ekim’de müzakerelerin açılmasını yaklaşık 40 saat bloke eden Avusturya’nın, Dönem Başkanlığında Rum engelini aşmak için elinden geleni yapması; ancak yine de Türkiye konusunun 3 Ekim benzeri bir atmosfere sürüklenmesi “kaderin cilvesi” olarak yorumlanıyor. Rumlar, dönem başkanı Avusturya’nın Dışişleri Bakanı Ursula Plassnik’in pazartesi günü yapacağı konuşmada endişelerine yer vermesinin de bir anlamı olmadığını düşünüyor. Plassnik’in konuşma metni taslağında Türkiye’yi kızdıracak ifadeler bulunuyor. Taslak değişmezse Plassnik, Ege’de ‘it dalaşı’ sonucu meydana gelen kazadan Türkiye’yi sorumlu tuttuğunu ima ediyor ve Ankara’ya “iyi komşuluk ilişkileri ve sınır sorunlarının barışçıl yollarla çözümünü olumsuz etkileyecek tehdit ve hareketlerden kaçınma” çağrısı yapıyor