52 milyon insanın yaşadığı Güney Afrika'da nüfusun yüzde 80'ini oluşturan siyahlar, Nelson Mandela'nın 1994'te başa geçmesine kadar kendilerine ayrılan bölgelerde yaşamaya zorlanmıştı. Irkçı rejimde sadece iş saatlerinde şehirlere girmelerine izin verilen bu insanların büyük çoğunluğu, demokrasisinin 20'inci yılını kutlayan ülkede hala eski yerleşim yerlerinde yaşam mücadelesi veriyor. İşsizlik oranının yüzde 25 olduğu ülkede, yaklaşık 12 milyon insan yatağa aç gidiyor.
Johannesburg Belediyesi sosyal kalkınma ve sağlıktan sorumlu meclis üyesi Nonceba Molwele şu çarpıcı ifadelerde bulundu: "Şehrimiz diğer şehirler gibi birçok sorunla başbaşa. Bunlardan en önemlisi eşitsizlik. Güney Afrika'nın diğer şehirleri gibi halkın bir kısmı çok zengin, diğerleri ise aşırı fakir. Bugün burada Devland bölgesinde çok fakir insanlara gıda yardımı yapıyoruz. Ama bu yardımlar sadece birkaç gün insanları rahatlatır.”
Fakirliği önlemek için bazı projeler üzerinde çalıştıklarını anlatan Molwele, “Fakirliğe karşı savaş açtık. İnsanları aile aile takip ediyoruz. Herkesin, her gün sofrasına bir şeyler koyması için uğraşıyoruz. Devland aşırı fakir bir yer. Şehrimizde insanların aç olarak uyuduğu yerlerin başında. Burada teneke evlerde yaşayan insanlar sadece patates ve mısır unundan yapılma pap yiyorlar. Bunları bulamayan suyuna şeker katıyor ve öyle ayakta duruyor.” ifadelerini kullandı. Bölgede işsizliğin çok yüksek olduğunu kaydeden Güney Afrikalı yetkili, çalışanların ise çok düşük ücretler aldığını belirtti.
Ülkede siyahların gelir seviyesi artsa da Cape Town, Johannesburg gibi şehirlerin varoşlarında kurulan teneke evlerde yaşayan milyonlar, hala yiyecek bir ekmek ve temiz sudan mahrum yaşam mücadelesi veriyor.
CİHAN