İsrail geçen yıl Gazze'de İslami
Cihad liderlerinden
Muhammed Dahduh'un aracına
füzeyle saldırı düzenlemişti.
Saldırıda, Dahduh'un aracının hemen arkasında bulunan Meryem'in ailesinin otomobili de isabet almıştı.
Filistin'de İsrail'in düzenlediği bir hava saldırında yaralanarak
felç olan
küçük bir kızın dramı, bölgede İsrail'in yol açtığı işgal ve çatışmayı adeta gölgede bırakıyor. Henüz 6 yaşında olan Filistinli Meryem Aman'ın trajedisi,
Mayıs ayında İsrail güçlerinin bir İslami Cihad liderinin aracına düzenlediği hava saldırısıyla başladı. Saldırı İslami Cihad lideri Muhammed Dahduh'a yönelikti. Ancak Dabduh'un hemen arkasında giden
araç Meyem'i ve ailesini taşıyordu. Patlama sonucu, annesini, amcasını ve kardeşini kaybeden Meryem'in omuriliği parçalandı. Ciğerleri ise şarapnel nedeniyle zedelenen Meryem felç oldu. İsrail ordusu önce yaptığı bu hatayı telafi etmeye çalıştıysa da şu an İsrail'deki bir hastanede bulunan ve solunum cihazına bağlı yaşayan Meryem
oturma izni olmadığı için sınır dışı edilecek. Ancak hayatta kalması bu hastanede
tedavi görmesine bağlı.
SINIRDIŞI EDİLİRSE ÖLECEK
İsrail
Savunma Bakanlığı geçen ay Meryem'in
babasına gönderdiği mektupta, kendisi ve kızını,
oturum izinleri olmadığı gerekçesiyle sınır dışı ederek Ramallah'taki hastaneye göndereceğini bildirdi. Bakanlığın kararıyla şok olan baba Aman (30), Ramallah'taki Ebu Raya hastanesinin kızını hayatta tutmak için gerekli
teknik cihaz ve uzmanlardan yoksun olduğunu belirterek, "Bunun
adalet olduğuna inanmıyorum. Bu bir
şaka. Meryem'i Ramallah'a göndermek
ölüme göndermek demek" dedi. Aman'ın trajedisini gündeme taşıyan Arap asıllı bir milletvekilinin yardımcısı Dalia Beker ise, "Onu Ramallah'a göndermek cehenneme göndermek demek" dedi. İsrail ise düzenlediği perasyondaki dehşet verici hata nedeniyle harekete geçerek Meryem'i, acil
bakım için Tel Aviv'deki bir hastaneye daha sonra da, Ortadoğu'nun en iyisi olarak nitelendirilen özel bir rehabilitasyon merkezine nakletti.
Kararı mahkeme belirleyecek
Meryem ve babasının akıbeti İsrail Yüksek Mahkemesi'nin, baba ile kızın sınır dışı edilip edilmeyeceğini belirleyecek kararına bağlı. Mahkemenin gelecek ay açıklayacağı nihai kararıyla sonuçlanacak bu trajedi, savaşın en trajik boyutlarının tarafları nasıl birleştirdiği buna karşın devlet ve bürokrasinin bu
işbirliği nasıl parçaladığını gösteren çarpıcı bir örnek. Gazze'de inşaat işçiliği ve
taksi şoförlüğü yaparak geçimini sağlayan baba Aman, gerekli belgeler verilene kadar 7 ay kızın görmekten men edildi. Acılı baba, Bakanlığın en azından, kızına solunum cihazıyla donatılmış, bataryası olan elektrikli
sandalye temin etmesini istiyor. Bu sandalye ise 30 bin dolar değerinde.
Makineden ayrılırsa 50 saniye yaşayamaz
İsrail saldırında boynundan aşağısı felç olan Meryemin, boğazına takılı olan solunum aygıtının hergün temizlenmesi gerekiyor. Ancak bunun için tanınan zaman sadece 50 saniye. Meryemin babası bu cihazı hergün kendi elleriyle çıkartıp ntemizlerken, kızını kaybetme korkusuyla adeta kabus yaşıyor. Meryem için her gün 50 saniye
yaşam ile ölüm arasında ince bir sınır anlamına geliyor. Aman, "Annemin, eşimin ve kızımın ölümüyle ilgili tazminat istemedim. Burası kızımın bakımının yapılabileceği tek yer. Bize gitmemizi söylerlerse ne yaparız bilmiyorum" diyor. "Sadece Meryem'e bakmak ve burada kalmak istiyorum. Hayatımım geri kalanını buna adamak istiyorum. Nefret duymuyorum. Zira bir mümin olarak inancım, bunların
Allah istediği için olduğu ve bununla baş etmek zorundayım" diyor. Baba Aman, kızının nefretle büyümemesi için gayret ettiğini de belirtiyor. Kızına bir
araba kazasında yaralandığını söylediğini, televizyondan olayın bir füze saldırısı sonucu meydana geldiğini duyduğunda ise, saldırıyı düzenleyenin şimdi kendisini tedavi eden aynı İsrailliler olduğunu anlatmadığını söyleyen baba, “Ona asla yürüyemeyeceğini de söylemedim. Kızım neler olduğunu anlamaya başlıyor. Ona, kendisine
bakan doktorları, hemşireleri unutmamasını söylüyorum" diyor.
YENİŞAFAK