BM Soruşturma
Komisyonunun Mavi
Marmara raporunda,
İsrail ordusunun 2010 yılı
Mayıs ayı sonunda açık
denizde
Mavi Marmara gemisine yaptığı ve 9 Türk'ün hayatını kaybettiği saldırının "aşırı" olduğu belirtildi.
New York Times gazetesi, henüz resmen yayımlanmayan rapordan aldığı iddia edilen bazı bilgileri bugün yayımladı.
Gazetinin haberine göre, raporda, İsrail'in
Gazze Şeridi'ne uyguladığı ablukanın ise uluslararası hukuk açısından yasal olduğu ifade edilmekte.
Başkanlığını Yeni Zelanda'nın eski başbakanı Geoffrey Palmer'ın yaptığı
soruşturma komisyonunun soruşturmasında, "İsrail'in, abluka bölgesine uzak bir mesafede önceden uyarmadan böyle bir güçle gemilerin kontrolünü alma kararının aşırı ve mantıksızca" olduğu belirtildi.
Raporda,
Türkiye ve İsrail'in, "ilişkilerini Ortadoğu'daki istikrarın lehine düzelterek", tam diplomatik ilişkilerini yeniden ele almaları gerektiği kaydedildi.
105 sayfalık raporda, "Mavi Marmara"ya çıkan İsrail komandolarının, "bir grup yolcunun organize ve şiddetli direnişiyle" karşı karşıya kaldığı, bu nedenle kendilerini korumak için güç kullanma ihtiyacı içine girdikleri iddiasınında yer aldığı ifade edildi.
Öte yandan İsrail komandolarının kullandığı güç "aşırı ve mantıksız" olarak nitelendirilen raporda, yolcuların hayatlarını kaybetmesinin kabul edilemez olduğu ve İsrail ordusunun daha sonra yolculara kötü muamele ettiği belirtildi.
Raporda, olayı soruşturan komisyonun,
belge talep etme veya tanığın bulunmasını zorunlu kılma yetkisinin olmadığı, sadece Türkiye ve İsrail'in sağladığı bilgiye dayandığı, bu nedenle çıkarımlarının, ne hakikat ne de hukuk açısından kati kabul edilemeyeceğine dikkat çekildi.
-TAZMİNAT ÖDEMESİ TAVSİYE EDİLİYOR-
İsrail'in, olayla ilgili olarak "üzüntüsünü uygun biçimde açıklaması" ve tazminat ödemesi gerektiği
tavsiyesinde bulunulurken, İsrail'in Gazze ablukasına büyük ölçüde sempatik bir bakış açısıyla yaklaşıldığı görüldü.
Başlangıcındaki paragraflarda, "İsrail'in Gazze'deki
militan örgütlerden güvenliğine yönelik gerçek bir tehditle yüz yüze" olduğu, "
Donanma ablukasının, Gazze'ye deniz yoluyla
silah girişini engellemek için meşru bir güvenlik önlemi olarak uygulandığı ve bu uygulamanın, uluslararası hukukun gereklilikleriyle örtüştüğü" ifadelerine yer verildi.
Raporda, "Mavi Marmara"nın, "donanma ablukasını aşma girişimiyle sorumsuzca hareket ettiği", Mavi Marmara'nın organizatörleri, özellikle İHH'nin amaçları, gerçek niteliği ve güdüsü hakkında ciddi soru işaretlerinin var olduğu" iddiasının da bulunduğu kaydedildi.
Raporda ayrıca Türkiye hükümetinin, "Mavi Marmara"nın organizatörlerini İsrail güçleriyle karşı karşıya gelmekten kaçınmaya ikna etmeye çalıştığı, ancak "daha fazlasının yapılabileceği" belirtildi.
Genel Sekreter
Ban Ki-mun, başkanlığını Yeni Zelanda'nın eski başbakanı Geoffrey Palmer'ın, başkan yardımcılığını Kolombiya'nın eski Devlet Başkanı Alvaro Uribe'nin yaptığı, İsrail'den Joseph Ciechanove ve Türkiye'den
emekli büyükelçi Özdem Sanberk'in yer aldığı Soruşturma Komisyonu'nu 2
Ağustos 2010 tarihinde kurmuştu.