12 - 13 haziranda
Lüksemburg'da yapılacak
Türkiye -
Avrupa Birliği Ortaklık Konseyi toplantıları ile birlikte, fiili müzakerelerin başlatılması için Hükümetlerarası Konferans'ın da toplanması öngörülüyor.
Konferansta iki başlıkta müzakerelerin açılması, 'bilim ve araştırma' başlığında kapanması bekleniyor.
Ancak, Fransa'nın bu başlığın kapanmasına
itiraz etmesi,
Güney Kıbrıs'ın ise Türkiye aleyhine limanların açılmasını önkoşul hale getiren eklemelerde bulunmaya çalışması
Ankara'yı tedirgin ediyor.
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü
Namık Tan, 25 üye arasındaki müzakereleri izlediklerini, gerekirse en üst düzeyde girişim yapacaklarını söyledi.
Türkiye'nin kabul edemeyeceği bir karar alınırsa...
Dışişleri Bakanlığı, önümüzdeki perşembe günü yapılacak
Avrupa Birliği Daimi Temsilciler Toplantısı'nın sonucuna göre, Hükümetlerarası Konferans'a katılıp katılmama konusundaki tavrını belirleyecek.
Eğer üye ülkelerin daimi temsilcileri Türkiye'nin kabul edemeyeceği bir karar alırsa ya da kararı son dakikaya - dışişleri bakanlarının toplantısına - bırakırsa Ankara, Lüksemburg'a gitme kararını gözden geçirecek.
"Şu anda tüm
hazırlıklar Lüksemburg'a gitmek üzerine yapıldı" diyen Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, olumsuz bir durumda her türlü ihtimalin değerlendirileceğinin de altını çiziyor.
Toplantılara katılıp Türkiye'nin itirazlarını dile getirip geri dönmek ya da Ortaklık Konseyi toplantısını başka tarihte yapmak Ankara'nın önündeki alternatifler olarak değerlendiriliyor.
Ankara'dan kararlılık vurgusu
Türkiye bu süreçte 'AB heyecanını kaybettiği' yolundaki eleştirilere de
cevap veriyor. Son olarak dün
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, ''AB
katılım sürecimiz ilk günkü kararlılıkla devam ediyor. Bundan kimsenin endişesi olmasın'' dedi.
Dışişleri Bakanı Gül de reform sürecinin yavaşladığı yönündeki değerlendirmelerin doğru olmadığını söyledi.