İngiltere, 2012 yılında
elektrik kesintileri ile karşılaşabilir
Enerji şirketi Mitsui Babcock tarafından düzenlenen ankete katılanların dörtte üçü, elektrik kesintilerinin "ciddi bir sorun" olduğuna işaret ediyor.İngiltere'de, hem nükleer hem de kömürle çalışan enerji santrallarının çoğu 2012 yılına kadar kapanmış olacak.Bu süre içinde elektriğe olan talebin ise artması bekleniyor.
Ankete katılanların çoğunluğu ayrıca, İngiltere'nin
sera gazı emisyonlarında Kyoto Protokolü tarafından belirlenen yükümlülüklerini yerine getiremeyeceğini düşünüyor.Mitsui Babcock tarafından düzenlenen ve enerji sorunlarına nasıl bakıldığını belirlemeyi hedefleyen ankete, enerji sanayii, hükümet, üniversiteler ve çevre gruplarından 140 enerji uzmanı katıldı.
Fosil
yakıt,
yenilenebilir enerji ve
nükleer enerji alanlarında faaliyet gösteren Mitsui Babcock, uzun dönemli bir enerji
politikası belirleyerek yeni enerji santrallarına yatırımı
teşvik etmesi için İngiltere hükümetine çağrıda bulundu.Çeşitli
enerji kaynaklarının devreye sokulması"Enerji kaynakları ile enerji ihtiyacımız arasında giderek büyüyen bir fark oluşuyor" diyen Mitsui Babcock yöneticilerinden Iain
Miller şu noktaya dikkat çekiyor:"
Ekonomi uzmanlarına göre, acil çözüm bulunması için milyarlarca Sterlin'lik bir yatırım gerekiyor. Hemen harekete geçmezsek, elektrik kesintileri ile karşı karşıya kalacağız."Ankete katılan 140 uzmanın tümü, gelecekte enerji güvenliği sağlamanın,
elektrik üretimi için, kömür, gaz ve nükleer enerji ve yenilenebilir enerji kaynakları gibi, çeşitli kaynakların devreye girmesinden geçtiği görüşünde.İngiltere
Sanayiciler Konfederasyonu (CBI) başkanı Sir Digby Jones, İngiltere gibi, önde gelen sanayi gücü olan bir ülkede, enerjinin geleceği konusunda bu düzeyde bir belirsizliğin hüküm sürmesine izin verilemeyeceğini vurguluyor:"Bu ülkede, enerji konusuna yaklaşımımızda çok önemli kararlarla karşı karşıyayız. Eğer yanlış kararlar alırsak, ya da karar almayı ertelersek, iş dünyasının uluslararası düzeyde uygun fiyatlarla istikrarlı enerji talebini karşılamak daha da güçleşecektir."
Enerji uzmanları arasında düzenlenen anket, İngiltere'nin
sera gazı emisyonlarını azaltmak konusunda, Kyoto Protokolü tarafından belirlenen yükümlülüklerini yerine getirip getiremeyeceği hakkında da sorular içeriyor.
İngiltere, 2008 ile 2012 yılları arasındaki dönemde, atmosfere saldığı sera gazı miktarını, 1990 yılındaki düzeyin yüzde 12.5 altına indirmeyi hedefliyor.Ankete katılanların dörtte üçü, İngiltere'nin bu hedefe ulaşamayacağı kanısında.Bunun nedenleri arasında, politika yetersizliği,
temiz teknolojilere yeterince yatırım yapılmaması ve alınması gereken zor kararlara seçmenlerin yeterince
destek vermemesi gösteriliyor.Enerji uzmanlarının yüzde 88'i, küresel ısınmaya yol açtığı düşünülen sera gazı emisyonlarının azaltıması konusunda sorumluluğun hükümete ait olduğu görüşünde.Bir dizi enerji santralı kapatılıyor
Nükleer enerji, İngiltere'nin elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 20'sini karşılıyor.
İngiltere'deki Sizewell nükleer santralı
Fakat 2012 yılına kadar, hala faaliyette olan 12 nükleer enerji santralından dokuzu kapatılmış olacak.
Avrupa Birliği'nin yönetmelikleri doğrultusunda, kömürle çalışan enerji santrallarının önemli bir bölümünün de kapatılabileceğine dikkat çekiliyor.
Bilimadamları tarafından hazırlanan ve kısa bir süre önce yayınlanan rapora göre, santralların kapatılması enerji talebinin artması ile birleşince, 2015 yılına kadar enerji üretiminde yüzde 20'lik bir açık doğabilir.
İngiltere hükümetinin siyasi görüşünü yansıtan 2003 Enerji Raporu,
ekonomik nedenlerden dolayı, yeni nükleer enerji santralı inşa edilmesini devre dışı bırakıyor.
Gerçi, hükümet kısa bir süre önce nükleer santrallar konusunda yeni bir değerlendirme süreci başlattı ve geçmişteki politikasını değiştirebilir.
Hükümetin enerji politikasında en önemli yakıt
doğal gaz. İngiltere'nin kaynakları azalmaya başladığı için, doğal gazın büyük bir bölümü
ithal edilmek zorunda.
İşçi Partisi hükümeti, makul fiyatlarda doğal gaz ithalatını güvence altına almanın en iyi yolunun da, uluslararası piyasaların liberllaştirilmesinden geçtiğini savunuyor.