AP
seçimlerine
Fransa'dan katılan Bendit, Zaman'a verdiği mülakatta
Sarkozy için "Küçük haylaz bir çocuk", "Sarkozy'yi ikna edemezsiniz. Çünkü o otistik." dedi.
Bir önceki
Avrupa Parlamentosu seçimlerine
Almanya'dan katılan
Daniel Cohn-Bendit, seçime bu kez Fransa'dan giriyor. Yeni kurduğu Europe-Ecologie listesiyle, Fransa'daki seçim kampanyalarının en popüler isimlerinden birisi.
Türkiye'yi
hedef tahtası yapan
iktidar partisi UMP ve Cumhurbaşkanı
Nicolas Sarkozy'yi her mitinginde en acımasız ifadelerle topa tutuyor. Son seçim araştırmalarına göre, Europe Ecologie Fransa'da üçüncülüğe oynuyor. Zenith'teki büyük miting öncesinde, baş aktörlerinden birisi olduğu 68 olaylarının yaşandığı Latin mahallesinde bir kafede buluşuyoruz. 41 yıl sonra, Sarkozy'nin Fransa'sını yorumlayarak başlıyor: "Ekonomik, çevre ve küreselleşme
krizleri karşısında dengesini kaybetmiş bir
ülke. İzlerini yitirmiş. Arıyor ama bulamıyor. Ümidin kalmadığı bir ülke."
Dany'ye göre, Fransızlar, "Fransa'nın yeri neresi? Bu durumdan nasıl kurtulabiliriz?
Ulus olarak mı,
Avrupa Birliği ile mi?" soruları etrafından derin bir "kimlik ve
medeniyet krizi" yaşıyor. Bütün bu sorunların Fransızlara "yollarını şaşırtıklarını" düşünüyor.
Fransa'daki Türkiye tartışmalarını da bu kontekste ele alıyor. Yarın seçilecek ve 2014'e kadar görev yapacak olan
Avrupa Parlamentosu, Türkiye'nin AB üyeliğine ilişkin bir karar vermeyecek. Fakat, buna rağmen Nicolas Sarkozy ve partisi UMP, "Türkiye'yi kullanıyor". Amaçları "
Müslüman karşıtı refleksi harekete geçirmek". Peki, Türkiye karşıtlığı gerçekten sandıkta kazandırıyor mu?
Hayır. Fakat, "merkezde kaybettiğini çok iyi bilen" Sarkozy, yüzde 26-27 oranında oy alarak "birinci olduk" diyebilmek için aşırı sağın oylarını çekmeye çalışıyor.
SARKOZY'YE ALDIRMAYIN, TUZAĞINA DÜŞMEYİN
Sarkozy'ye ise çok tepkili.
İsveç Dışişleri Bakanı Türkiye'nin AB üyeliğini
destekledi diye İsveç'e yapacağı ziyareti iptal etmesine ateş püskürüyor: "Bu bir skandal. Sarkozy,
küçük haylaz bir çocuk. Bonbon vermiyoruz, kriz çıkarıyor. Lolipopum yok diye kendini yere atıyor ve üstünü kirletiyor. Sarkozy bu."
Öte yandan, "Sarkozy, Avrupa ve Avrupalılar değil. Herkes onun gibi düşünmüyor. Bunu Türkiye'ye açıklayın." diyerek Türklerin de Sarkozy'nin çıkışlarını çok takmamalarını istiyor: "Sarkozy'yi ikna edemezsiniz. Çünkü o otistik. Sarkozy'ye kilitlenmeyin. Bu, oyunu kendi alanına çekmek için Sarkozy'nin bir tuzağı. Türklere Sarkozy'nin sekiz yıl sonra,
müzakereler tamamlanmadan
cumhurbaşkanı olarak kalmayacağını söylemek lazım. Bu kesin. Anayasal olarak ancak bir kez daha seçilebilir."
Kızıl Dany, Türkiye'nin AB üyeliğinin diğer ülkelerden daha farklı ve daha çok tartışılmasının normal olduğunu düşünüyor. "Türkler kendilerini nasıl
Hırvatistan veya
Malta ile karşılaştırabiliyor anlayamıyorum." diyen Bendit'e göre, Türkiye tarihî, nüfusu ve daha birçok özelliği ile büyük bir ülke. Tarihi büyüklük, olumsuz değil "pozitif yönden" de tartışmalara yol açıyor. Türkiye'nin üyeliği, Avrupa tarihinde yeni bir yön ve dönem açıyor. Bu yüzden de, Türkiye ile müzakereler kolay değil ve diğer ülkelerden daha farklı ve daha karışık. AB'nin bir "egemenlik paylaşımı" olduğunu hatırlatan Bendit, "Türkiye fasıllar bittiğinde, tam üyelik vakti geldiğinde egemenliğini paylaşmaya hazır olacak mı?" sorusunu yöneltiyor. Cevabı ise pek olumlu değil.
AVRUPA YOLUNU ŞAŞIRMIŞ DURUMDA
Son yıllarda Türkiye'ye karşı "gizli bir
ırkçılık" ortaya çıktığının doğru olduğunu belirten Cohn-Bendit, fakat bu yeni ortaya çıkan ırkçılığın sadece Avrupa'ya özgü olmadığını, Türkiye'de de değişik şekillerde ortaya çıktığını dile getiriyor. "On milyon
Yunan, Türkiye'ye girmeye çalışsaydı, Türklerin tepkisi ne olurdu merak ediyorum." diyen Kızıl Dany, Avrupa'nın geçirdiği krizi hatırlatarak Türklerden anlayışlı olmalarını istiyor: "Avrupa dengesini kaybetmiş, yolunu şaşırmış durumda. İnsanlar ne yapacaklarını bilmiyor. Bu durumda, bunalım ve endişe ortaya çıkıyor. İçlerine kapanıyorlar. Ve 'Türkiye'den korkuyoruz' diyorlar. Fransızlar, sadece Türkiye'ye değil, diğer genişlemelere de destek vermiyor."
Türkiye'nin seçim malzemesi olarak kullanılmasının yarınki seçimlerden sonra biteceğine inanan Cohn-Bendit, fakat özellikle Almanya ve Fransa'da Türkiye'yi anlatma mücadelesinin "çok zor" olacağını düşünüyor. Fransa'daki kamuoyunun üçte birinin "radikal bir şekilde" Türkiye'ye karşı olduğunu, üçte birinin ise destek verdiğini, son üçte birinin ise kararsız olduğunu hatırlatan Bendit, "Bu açık bir alan, bir siyasi mücadele." şeklinde konuşuyor.