Aliyev,
Alman Konrad Adenauer Vakfı tarafından
Berlin'de düzenlenen toplantıda ülkesindeki gelişmelere ilişkin konferans verdi.
Ermenistan'la aralarındaki Yukarı Karabağ sorununa değinen Aliyev, "Sorunun çözümünü sürekli bekleyemeyiz. Yoğun diplomatik çaba harcıyoruz, aynı zamanda ordumuzu da güçlendiriyoruz. Bu bir sır değil. Ordumuza ayırdığımız
bütçe Ermenistan'ın tüm bütçesi kadardır ve bunu gelecekte daha da artıracağız" dedi.
Azerbaycan'ın bağımsızlığa kavuştuğu ilk yıllarda büyük bir sosyal ve
ekonomik kriz içinde bulunduğunu, Ermenistan'ın saldırganlığının da
kalkınma çabalarını zorlaştırdığını ifade eden Aliyev, sonuçta kaybeden tarafın Ermenistan olduğunu ve bu ülkenin her alanda dışlandığını söyledi.
-1996'DAN BERİ-
Aliyev, ülkesinin 1996 yılından bu yana büyük bir gelişme içinde olduğunu, bugün en fazla ekonomik büyümeye sahip ülkelerden biri haline geldiğini kaydederek, "
Ekonomik krizi ekonomik büyümeye, siyasi krizi de siyasi istikrara dönüştürdük" diye konuştu.
Ülkesinde hala sosyal sorunlar bulunduğunu ve transformasyon sürecinin zor olduğunu, bunun Yukarı Karabağ
bölgesinden sürülen yaklaşık 1 milyon göçmenden de kaynaklandığını belirten Aliyev, "Sabrımız tükenmek üzere. Yukarı Karabağ bölgesinin bağımsızlığını kabul edemeyiz, çünkü tarihi açıdan bakıldığında bizim topraklarımız. En fazla, bu bölgenin yerel bir hükümet tarafından yönetilmesini kabul edebiliriz" ifadesini kullandı.
Ermenistan'dan 7 kat daha güçlü bir ekonomiye sahip olduklarını ve bu ülkenin kendileriyle
rekabet edemeyeceğini ifade eden Aliyev, elde ettikleri gelirlerle Azerbaycan'ı tamamen yenileyeceklerini, orduyu da güçlendireceklerini, ayrıca bütün bölge ülkeleriyle çok iyi ilişkilere sahip olduklarını söyledi.
Savaş istemediklerini, bugüne kadar sürdürdükleri görüşmelerle de bunu ispatladıklarını kaydeden Aliyev, ancak Yukarı Karabağ'ın resmi statüye sahip olmaması nedeniyle bu bölgede
yasa dışı
uyuşturucu ticareti yapıldığını ve teröristlerin eğitildiğini ifade etti.
Azerbaycan'ın büyük uluslararası kuruluşlarla
işbirliği yaptığını, fakirliği büyük ölçüde azalttıklarını, bunun istihdama da yansıdığını, ekonomik ve siyasi reformları büyük bir cesaretle sürdürdüklerini, güçlü bir sosyal
politika izleyerek
emekli maaşlarını sürekli arttırdıklarını, yüzlerce
hastane, okul ve yol kurduklarını anlatan Aliyev, "Geleceğimizi petrol değil, eğitim belirleyecek" dedi.
-TÜRKİYE'YLE İLİŞKİLER-
Petrol boru hatlarını çok zor ekonomik ve siyasi şartlar altında kurarak, Kara
deniz'e ve Akdeniz'e petrol sevkıyatı yaptıklarını, ekonomilerini çeşitlendirmek istediklerini ifade eden Aliyev, "
Türkiye'ye
boru hattı kurduğumuzda enerji sağlanması öncelikli konular arasında değildi. Günümüzde bu durum değişti. Avrupa'dan çok fazla taleple karşı karşıyayız" diye konuştu.
Doğal gaz sevkıyatı konusunda da Aliyev, önceleri sadece iç pazara,
Gürcistan ve Türkiye'ye
doğal gaz verdiklerini, ancak şimdi talebin arttığını, bu nedenle üretimi de artıracaklarını söyledi.
Türkiye ve Gürcistan ile
tren yolu projesini başlattıklarını ve İstanbul'da deniz altında kurulacak boru hattı projesiyle gelecekte Avrupa'ya kadar uzanacaklarını kaydeden Aliyev, ülkesinin çok büyük doğal kaynaklara sahip olduğunu, ancak istikrarsız ortamlarda bunlardan istifade edilmesinin zor olduğunu ifade etti.
Aliyev ayrıca, ülkesinde daha fazla Alman şirketi görmek istediğini, bu şirketlerle işbirliği yapılmasının ülkesini Avrupa'ya taşıyacağını belirtti.
Ülkesinde çevre sorununu bulunduğuna dair bazı haberler çıktığının hatırlatılması üzerine de Aliyev, çok sayıda petrol yatağı bulunan
Bakü ve çevresinde bazı
ekolojik sorunlar olduğunu, ancak diğer bölgelerde böyle sorunlar bulunmadığını bildirdi.
-İRAN-MUHALEFET-
İran'da yaşayan Azerilerin durumuna ilişkin bir soru üzerine de Aliyev, "Biz hiçbir ülkenin içişlerine müdahale etmeyiz. Herkes bunu yapsa dünya daha barışçı bir yer olur. Ancak tabii ki orada yaşayan Azeriler kardeşimiz. Bu nedenle gelecekleri bizim için çok önemli" dedi.
Azerbaycan'daki muhalefetin güçlendirilmesi konusunda çalışmalar yapıp yapmadığı sorusuna karşılık, "Başkanlar çok şey yapabilir, ancak muhalefeti güçlendiremez" diye espri yapan Aliyev, daha sonra muhalefetin güçlenebilmesi için değişimler olması gerektiğini, muhalefetteki politikacıların büyük
seçim yenilgisine rağmen görevlerinden ayrılmadığını,
genç kuşaklara fırsatlar vererek partilerini güçlendirmeleri gerektiğini söyledi.
Kendisinin de muhalefet partileriyle
diyalog başlatmak istediğini, ancak bunun bazı muhalefet partileri tarafından hainlik olarak nitelendirilmesi üzerine bu diyaloğun kesildiğini kaydeden Aliyev, "Görevimden ayrıldıktan sonra muhalefeti güçlendireceğim" esprisini de yaptı.
Rusya'yla ilişkilere hiç değinmediğinin belirtilmesi üzerine de Aliyev, bir kez daha espri yaparak, "Bu herhalde benim Rusya değil, Azerbaycan Cumhurbaşkanı olmamdan kaynaklanıyordur" diye konuştu.
Aliyev, Rusya'yla sınır anlaşmazlıkları konusundaki sorunların giderildiğini ve Rusya'yla bugün iyi ilişkilere sahip olduklarını kaydetti.
Adlon otelindeki toplantıya Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Mehmet Ali İrtemçelik, Berlin Başkonsolosu Ahmet Nazif Alpman, eski
Almanya Federal İçişleri Bakanı Otto Schily, Sol Parti Federal
Meclis milletvekili Hakkı Keskin, Berlin Türk Cemaati (TGB) Başkanı Taciddin Yatkın ve Berlin-Brandenburg Türk-Alman İş Adamları Birliği (TDU) Başkanı ve Berlin Azerbaycanlılar Dayanışma Derneği Başkanı
Bahattin Kaya da katıldı.