Ülkede 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana yaşanan en büyük
katliam olan ve ülkeyi derinden sarsan olay hafızalardaki tazeliğini koruyor.
Hayatını kaybedenler saldırının birinci ayında yeniden anıldı. Bayraklar yarıya indirildi, kiliselerde törenler düzenlendi. Hayatını kaybedenlerin yakınları kanlı saldırının gerçekleştiği Utoya adasını ziyaret etti.
Saldırıda ölenler arasında bulunan
Gizem Doğan'ın ailesi de kızları adına adada Yasin okuttu.
Saldırı sırasında Utoya adasındaki
gençlik kampında bulunan ve hayatta kalmayı başaranlarsa korkunç olayı unutmaya çalışıyor. Dehşet dolu dakikalar gözünün önünden gitmeyen mağdurlar günlük hayata uyum sağlamaya çalışıyor.
Kanlı saldırı
siyaset sahnesinde de büyük yankı buldu. Avrupa'da son yıllarda yükseliş gösteren aşırı sağcı ve milliyetçi akımın saldırganı etkilediği yorumları yapıldı. Bazı partiler bu yorumları umursamadı ve hatta
katilin
İslam karşıtı görüşlerine
destek mesajları verdi.
Ancak çoğu parti söylemlerini ve
ittifaklarını gözden geçirme ihtiyacı hissetti. Danimarka'da iktidarda bulunan Liberal Parti de bunlardan biri.
Başbakan Lars
Rasmussen, aşırı sağcı
halk partisiyle tekrar ittifak kurmayacaklarını açıkladı.