21'i çocuk 55 sivilin ölümüne neden olan saldırıdan sonra başkent Beyrut'ta
basın toplantısı düzenleyen
Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora, koşulsuz ve acil
ateşkes sağlanmadan barış için müzakere yapmayacağını söyledi. Sinyora, "Koşulsuz ve acil ateşkes sağlanmadan ve
İsrail'in Lübnan'daki
katliamlarıyla ilgili uluslararası
soruşturma açılmadan
müzakerelerden bahsetmenin yeri yok" şeklinde konuştu.
İsrail'deki temaslarının ardından Beyrut'a gelmeye hazırlana ABD
Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'a da
mesaj gönderen Lübnan hükümeti, ateşkes sağlanmadan kendisiyle görüşmeyeceklerini bildirdi. Bunun üzerine, İsrail'de temaslarda bulunan Rice da Beyrut'a gelmekten vazgeçti.
BEYRUT'TA BİNLERCE KİŞİ BİRLEŞMİŞ MİLLETLER BİNASINI BASTI
Katliamdan sonra İsrail'i
protesto eden binlerce kişi Beyrut'taki BM binasına saldırdı. Binanın kapılarını kıran göstericilerin öfkesi artıyor. Binayı taş yağmuruna tutan kızgın kalabalık ABD'li Büyükelçi Jeffrey Feltman'a hitaben "Feltman dışarı çık!" diye bağırıyor. BM, İsrail'in Lübnan'daki katliamalarını kınamakta geçiktiği için eleştiriliyordu.
FRANSA CUMHURBAŞKANI VE ÜRDÜN KRALI KANA KATLİAMINI KINADI
İsrail'i katliam nedeniyle kınayan
Fransa Cumhurbaşkanı
Jacques Chirac acil ateşkes çağırısı yaptı. Chirac'ın makamından yapılan yazılı açıklamada "Cumhurbaşkanı, özellikle çocuk ve kadınların aralarında bulunduğu çok sayıda sivilin ölümüne neden olay şiddet olayını üzüntüyle öğrendi. Fransa, acil ateşkese her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulduğunu gösteren bu haksız eylemi kınıyor." denildi.
Saldırıyı çirkin bir katliam olarak nitelendiren
Ürdün Kralı Abdullah ise, "İsrail'in Kana'daki saldırısı tüm uluslararası değerlerin ciddî bir ihlalidir" dedi.
KANA KATLİAMI İSRAİLLİ MİLLETVEKİLLERİNİN DE TEPKİSİNİ ÇEKTİ
Kana katliamı İsrailli siyasetçilerin de tepkisini çekti. Sosyal demokrat eğilimli Meretz partisinin lideri Yossi Beilin, Kana'daki sivillerin öldürülmesinin İsrail ve Lübnan tarafında kan akıtılmasının yalnızca müzakereler yoluyla sona erebileceğini gösterdiğini söyledi. Sivillerin öldürülmesinin her ne şartla olursa olsun kabul edilemeyeceğini vurgulayan Beilin, "Söyledikleri doğru da olsa, ordu sözcüsünün masum sivillerin öldürülmesini kabul etmemi sağlayacak bir açıklaması olamaz" dedi.
İsrail parlamentosundaki Arap partilerinden Hadaş'ın lideri
Muhammed Bereket ise Olmert hükümetinin sürdürdüğü savaşın sivillere yönelik olduğunu savundu. Kana katliamının Olmert-Peretz ikilisinin savaş suçlarından biri olduğunu vurgulayan Bereket, "Bu hükümet, Amerika'nın onayıyla Lübnan ve Gazze'de birçok katliama girişme kararı aldı" şeklinde konuştu.
İSRAİL'E GÖRE SİVİLLERİN ÖLÜMÜNDEN HİZBULLAH SORUMLU
İsrail
Ordu Sözcüsü Jacob Dallal, "Bu köy,
Hizbullah'ın Nehariye ve Celile kentlerine roket saldırıları düzenlemek için kullandığı bir yer. Köy sakinleri birkaç gün önce bu çatışma bölgesini terk etmeleri konusunda uyarılmıştı. Bu köye saldırmamızın nedeni Hizbullah'ın buradan saldırması ve köydeki olayın sorumluluğu da Hizbullah'a ait" şeklinde konuştu.
10 YIL ÖNCEKİ KANA KATLİAMINDA 106 KİŞİ ÖLMÜŞTÜ
İsrail'in 1996 yılında düzenlediği ve Gazap Üzümleri adını verdiği operasyonda vurduğu Kana köyünde
Birleşmiş Milletler üssünü topçu ateşine tutmuştu. İsrail saldırılarından kaçarak
Birleşmiş Milletler'e sığınan 800 Lübnanlı sivilden 102'si saldırıda hayatını kaybetmişti. 1. Kana katliamı da bu sabahki katliamla birçok bakımdan benzer özellikler taşıyor. Hizbullah güçleriyle girdiği çatışmalarda 7 askerini kaybeden İsrail, Lübnan'ın güneyindeki sivillere bölgeyi terk etmeleri için 24 saat vermişti. Mültecilerin kaldığı BM merkezine saldıran İsrail, 116 kişinin de yaralanmasına neden olmuştu. Sivillerin ölmesinden üzüntü duyduğunu kaydeden İsrail, ellerindeki haritaların eski olması nedeniyle yanlış hedefi vurduklarını açıklamıştı.