Yaşadığı bütün zorluklara rağmen
Bosna-
Hersek'i bağımsız bir devlet yapmayı başaran, en zor anında halkının bir ‘'
baba'' gibi etrafında kenetlendiği, derin bilgi birikimiyle ‘'Bilge Kral'' adıyla anılan
Aliya İzzetbegoviç, ebediyete intikalinin 7. yıl dönümünde ülkesinde özlemle anılıyor. Aliya, ilk kez 1970'li yıllarda yayımladığı, Cezayir'den Bosna'ya, Fas'tan Endonezya'ya, Türkiye'den Pakistan'a uzanan
İslam coğrafyasındaki tüm Müslümanlara hitap ettiği ‘'İslam Manifestosu ile dikkatleri üzerine çekmişti. İlk kez 1946'da tutuklandı ve 1949'a dek hapiste kaldı. 27
Mart 1990 tarihinde Demokratik Hareket Partisi'ni kuran Bilge Kral, 18
Kasım 1990'da yapılan ilk seçimlerde, 240 milletvekilliğinden 86'sını ve
Bosna-Hersek Cumhuriyeti'nin başkanlığını kazandı.
SOYKIRIMI BÜTÜN DÜNYA İZLEDİ
Önce
Slovenya ardından Hırvatistan'ın Yugoslavya'dan bağımsızlığını ilan etmesini takiben Bosna halkı da 1 Mart 1992'de
sandık başına giderek bağımsızlığını oyladı. Referandumu baz alan AB, 6
Nisanda, ABD ise 7 Nisan 1992'de Bosna-Hersek'in bağımsızlığını tanıdı. Aynı gün, Bosnalı Sırpların siyasi lideri Radovan Karadziç ile Lahey'de yargılanırken 2006'da ölen Miloşeviç,
Avrupa ve bütün dünyanın izsleyeceği kanlı bir soykırımı dönüşen savaşı da başlattı.
SON ZİYARETÇİSİ ERDOĞAN'DI
Yugoslav ordusuna karşı 3 yıl boyunca direnen Bosnalılar, Aliya önderliğinde 21 Kasım 1995'te imzalanan Dayton Antlaşması il
e devletlerini devam ettirmeyi başardı. Ülkesi ve milleti için çalışmaya devam eden Aliya hastalığından dolayı,
Ekim 2000'de,
başkanlık görevinden çekildi, 19 Ekim 2003'te de
vefat etti. Bilge Kralı hastanedeki odasında vefatından önce son ziyaret eden devlet adamı olarak ise
Başbakan Erdoğan kayıtlara girdi.
SARAYBOSNA BOSNALILARA VEDA KONUŞMASI
İmanınıza, bayrağınıza ve devletinize sıkı sıkı sarılın
''Bu günleri gösteren yüce Allah'a hamd ediyorum. Tarihimizi kanımızla yazdık. Evlerimiz yakılıp yıkıldı. Düşmanlarımız mert değildi, alçakça katliamlar yaptılar. Yapılan katliamları dünya şimdilerde ortaya çıkartılan toplu mezarlardan anlamaktadır. Bu gerçekleri haykırmıştık, duyan olmamıştı. Yıkılan ev ve camilerimizi yeniden inşa ettik. Şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Onlarla inşallah cennette buluşacağız, onları Allah'ın ve meleklerinin huzurunda şanlı direnişlerinden dolayı kutlayacağız. Gelinen noktada herşey bitmiş değil, yeni başlıyoruz. Başlattığımız mücadelede eksiklikler olmasına rağmen bir yerlere geldik. Bundan sonra görev sizlerindir. İlerleyen yaşım ve sıhhatim nedeniyle aktif siyaseti bırakıyor, bir nefer olarak ömrümü halkıma
hizmet etmek isteyen siyasilere destekle yaşayacağım. Allah'a hamd ediyorum ki bugün elimdeki dalgalanan bayrağı teslim edeceğim inanmış yüzbinler var. Artık
Bosna Hersek hür ve bayrağımız kendi topraklarımızda dalgalanıyor. Selam sana ey halkım. İmanınıza, bayrağınıza ve devletinize sımsıkı sarılın.”
Üsküdar'dan bu yana...
Bosna-Hersek'in batısındaki Bosanska Kruba şehrinde 1925 yılında dünyaya gelen ve babaannesi Üsküdarlı bir Türk olan Aliya İzzetbegoviç,
Saraybosna'da 1943 yılında
Alman Erkek Lisesi'ni bitirdi.
Nefrete, nefretle
cevap vermeyin bu bizi zedeler
Srebrenitza'da 8 bin insan katledilirken Aliya İzzetbegoviç 'şöyle diyordu halkına “Avrupa'ya kafam önümde eğik gitmiyorum. Çünkü çocuk, kadın ve ihtiyar öldürmedik. Hiçbir kutsal yere saldırmadık. Nefrete nefretle cevap vermeyin. Bosna için nefret çıkmaz sokaktır.'' İki sene annesi ile birlikte Türkiye'de yaşayan Aliya'nın torunu Naca Berberoviç de dedesini hasretle anıyor. Dedesinin evinde kuzenleriyle geçirdiği günleri anlatan Naca, “Dedem çok hoşgörülü bir insandı. Kimseye kızdığını görmedik” diyor.