Küreselleşme karşıtı cephenin en önemli isimlerinden birisi olan iktisatçı ve stratejist Michel Chossudovsky, İsrailíin Lübnanía saldırması ve sonrasına ilişkin planlamalarının Bakü-Tiflis- Ceyhan boru hattı projesiyle ilgili olduğunu, İsrail ve ABD’nin Doğu Akdeniz’i militarize ederek Çin ve Hindistan’a petrol akışını kontrol altına almayı planladığını öne sürdü. Kanada’da Ottawa Üniversitesi’nde öğretim üyeliği de yapan Prof. Chossudovsky, Ortadoğu’daki gelişmelere farklı yorumlar getirdi. İsrail’in Büyük Ortadoğu Projesi’nin petrol ve doğalgaz ile ilgili düzleminin liderliğine soyunduğunu dile getiren Chossudovsky, Lübnan savaşı ve sonrasına ilişkin gelişmelerin de bu çerçevede ele alınması gerektiğini söyledi. Chossudovsky’nin “globalresearch” adlı internet sitesinde yayınlanan ve Türkiye’de de bianet aracılığıyla duyurulan konuyla ilgili makalesinden bazı bölümler özetle şöyle:
BTC’NİN KONTROLÜ İSRAİL’İN Bakü-Tiflis-Ceyhan hattı, ABD ve NATO ile ilişkileri iyi olan, İsrail’le de askeri işbirliği anlaşmaları imzalamış olan Azerbaycan ve Gürcistan’ın topraklarından geçiyor. Bu proje, otomatik olarak Rusya’nın Orta Asya’daki gaz ve petrol kaynakları üzerindeki denetimini azaltıyor. İsrail, ihtiyacının yüzde 20’sini karşılayan Azeri petrolleriyle yakından ilgileniyor. BTC boru hattı, İΣsrail’in petrol ithalatında çok önemli rol oynayacak. İstelik projenin Lübnan saldırısıyla doğrudan ilişkili bir boyutu daha var: Rusya’yı zayıflatırken, ısrail’e önemli bir stratejik rol biçiyor: Ceyhan’dan gelecek olan petrol ve gazın Doğu Akdeniz’deki ulaşım koridorlarının denetimini sağlaması...
BİR YOL HARİTASININ UYGULAMASI Lübnan’ın bombalanması, dikkatle hazırlanmış bir yol haritasının hayata geçirilişi... ABD’li ve İsrailli strateji uzmanları, savaşın Suriye ve İran’a yayılacağından söz ediyor. Savaş planları ile stratejik petrol yatakları ve petrol boru hatları arasında yakın bir ilişki olduğu ise kuşkusuz. Batılı dev petrol şirketleri bu planları destekliyor ve İsrail’in Doğu Akdeniz kıyıları üzerinde egemenlik sağlamasını istiyorlar. Bu çerçevede, hisselerinin çoğu British Petroleum şirketine ait olan BTC boru hattı, Doğu Akdeniz yöresini bir enerji koridoruyla Hazar Denizi’ne bağlayarak yörenin jeopolitikasını dramatik bir biçimde değiştiriyor. Kısacası, İsrail artık Batılı petrol devlerinin çıkarlarına hizmet eden Anglo- Amerikan işbirliğinin hatırı sayılır bir oyuncusu oluyor. Resmi raporlar, BTC boru hattının Batı ülkelerine petrol ulaştıracağını açıklarken, bu petrolün bir kısmının doğrudan İsrail’e gideceğinden pek söz etmiyorlar. Ceyhan’ın İsrail’in Akdeniz’deki limanı Aşkelon’dan uzaklığı sadece 400 km. Aşkelon’dan da, İsrail’in ana boru sistemiyle petrolün Kızıl Deniz’e ulaştırılması hiç zor olmayacak. Böylece İsrail, kendi tüketimi için petrol elde etmekle kalmayacak, bu petrolün bir kısmını da Kızıl Deniz’deki Eliat Limanı’ndan tankerlerle Hindistan’a ve diğer Asya ülkelerine gönderebilecek. 2006 yılında, İsrail ve Türkiye, Ceyhan’dan (Suriye ve Lübnan topraklarından geçmeden) İsrail’in Eliat Limanı’na ulaşacak dört adet deniz altı boru hattı inşa edeceklerini açıkladı. Böylece, Orta Asya’nın petrolü ve gazı, Asya ülkelerine bile İsrail denetiminde satılmak üzere İsrail’e ulaştırılabilecek; İsrail küresel enerji pazarında güçlü bir oyuncu olarak ortaya çıkarken, Rusya ve Çin’i Orta Asya ve Uzakdoğu’ya bağlayan sistem zayıflatılacaktı. Ceyhan’dan taşınacak olan petrol ve gazın denetiminin İsrail’e bırakılmasıyla, İsrail’e yörede önemli bir stratejik rol veriliyordu.
MOSKOVA’NIN TEPKİSİ Moskova, Doğu Akdeniz’in ABD-İsrail- Türkiye ekseninde militarize edilmesine, Suriye’de, Lübnan sınırına 30 kilometre uzaklıkta, stratejik konuma sahip olan Tartus Limanı’nda bir deniz üssü kurma planını açıklayarak yanıtladı. Lübnan’ın bombalanmasından önce, Türkiye’den İsrail’e gidecek olan bir su altı boru hattından söz ediliyordu. Bu proje Suriye ve Lübnan topraklarından geçmeyecekti. Ama su altından değil de kara üzerinden geçecek bir petrol ve su boru hattı tercih edilirse, bunun mutlaka İsrail ve Türkiye’nin denetiminde olabilmesi gerekir, çünkü Lübnan ve Suriye topraklarından geçmek zorunda olan bir kara hattı, Doğu Akdeniz kıyılarının denetimini gerektirir. Yani, Ceyhan’dan Aşkelon’a uzanacak bir sualtı boru hattı yerine bir kara hattı yapılabilmesi için Ceyhan’dan Lübnan-İsrail sınırına kadar, Suriye ve Lübnan’ı içine alan yörenin militarize olması, İsrail’in denetimine girmesi, yani, Lübnan sınırından başlayıp, Suriye’den geçerek Türkiye’ye kadar varacak bir alanın İsrail’in kontrolüne girmesi gerekir... Sakın Lübnan saldırısının gizli nedenlerinden biri bu olmasın?
BUGÜN GAZETESİ