Gazetede yayımlanan bir köşe yazısına göre, İsrailli Büyükelçi Vilnai, "Ortadoğu'yla uğraşmak çok tehlikeli ve karmaşık. Çin'in bunu yapmaya hazır olduğu konusunda emin değilim. Çünkü, bu kolay değil ve bunu yapmanın basit bir yolu yok" dedi. 

"Çin Ortadoğu'daki Büyük Oyuna Katılmaktan Kaçınmalı" başlıklı yazının sahibi Alex Lo ise, Büyükelçi Vilnai’nin bu sözlerle Pekin yönetimine “Filistin, İsrail'in arka bahçesidir" şeklinde örtülü bir mesaj ilettiğini öne sürdü. 

Köşe yazarı Lo, Tibet ve Şincan meselelerinde Batı demokrasilerinin aksine neredeyse hep sessiz kalan İsrail'in, aynı tutumu Filistin meselesinde Çin'den bekliyor olabileceğine dikkat çekti ve “Reelpolitik'in en müstehzi uygulayıcıları olan Tel Aviv ve Pekin, birbirini anlamakta güçlük çekmemeli" yorumunda bulundu. 

Öteden bu yana uluslararası meselelerde taraf tutmamayı tercih eden Pekin yönetimi, istisnai olarak Filistin meselesinde İsrail aleyhinde açıklamarıyla göze çarpıyor.

Ancak, Pekin’in genel tarafsızlık tutumunu da ülkenin giderek büyüyen hammadde, enerji ve pazar arayışı sebebiyle sürdürmekte güçlük çekmeye başladığı biliniyor.

Ortadoğu meselelerinde aktif tutum alınması yönünde Kaddafi'nin devrilmesi sırasında ilk olarak ortaya çıkan kamuoyu tartışmaları, bugün Irak meselesi üzerinde yoğunlaşarak sürüyor. 

Özellikle Güney Sudan sorununda, Çinli diplomatların olağandışı bir tempoyla arabuluculuk çabalarında aktif, hatta öncü rol oynuyor oluşu dikkat çekiyor.

Çin ve Hong Kong'daki televizyon ve radyo programlarında "Ortadoğu'ya bulaşmalı mı" konusu sıkça tartışma konusu oluyor. Tartışmalarda akademisyen ya da uzmanlar, genel itibariyle "bulaşmamalı" tezini savunuyor. 

Ancak, söz konusu tartışmaların belirgin biçimde artan dozu, Çin'in mevcut tutumunu değiştirebileceği ihtimalini de gündeme taşıyor. 

DHA