Çünkü
İsrail uçaklarının izlemeye aldığı telefonlar kapalı iken bile
füzelerin hedefi olabiliyor. Bölgeye giden gazeteciler de bu yüzden telefonlarının pillerini çıkarıyor.
DHA ekibi, İsrail Ordusu’nun 9 gündür aralıksız
bombaladığı Beyrut’un güney semtlerine girdi. Tamamen
Hizbullah’ın kontrolü altındaki Dahli’de onlarca bina yerle bir olmuştu. Dün sabah
erken saatlerde defalarca yeniden vurulan bölgede ölen
sivillerin sayısı her geçen gün artıyor. Beyrut’ta büyük bir insanlık dramı yaşanıyor.
Barut kokusu, yıkılan binaların enkazından yükselen çürüyen
ceset kokusunu bastırıyor. İsrail uçakları daha önce bombaladığı hedeflere tekrar tekrar füze yağdırıyor.
Beyrut’un güneyi hala tümüyle Hizbullah’ın kontrolünde. Örgütün karargahı olarak bilinen Dahli semtinin girişleri militanlarca tutulmuş durumda, giriş çıkışları da tamamen onlar denetliyor. Bölgeye Hizbullah’ın izni olmadan kimse girip çıkamıyor.
HARABEYE DÖNEN EVLERİN ENKAZINDAN DUMANLAR YÜKSELİYORDU
Özellikle kadın ve çocukların hayatını kaybettiği İsrail’in füzeli ve bombalı saldırılarında hayatta kalmayı başaranlar bölgeyi
tahliye etti. Beyrut’ta yaşanan dramı anlatabilmek için üzerinde hala dumanlar tüten yıkıntılara bakmak yeterli oluyor. Sokaklarda yalnızca Hizbullah militanları dolaşıyor. Onlar da mümkün olan en güvenli yollardan sığınaklarına doğru gidiyor.
Otomobiller ise sokağa çıkamıyor. Zira hem araçların gideceği yollar tahrip olmuş durumda, hem de
araba ile sokağa çıkmak büyük bir risk anlamına geliyor. İsrail bölgede hareket eden her taşıta füze atıyor. Sadece otomobil ve kamyonlar değil, füze rampasına benzedikleri için iş makineleri de vuruluyor.
İSRAİL AYNI HEDEFLERİ YENİDEN VURUYOR
Sürekli olarak bombaların hedefi olan Dahli semti tamamen boşaltıldı. Ancak sokaklarda dolaşırken sürekli İsrail uçaklarının sesi duyuluyor. Bu uçakların hedefinin neresi olduğu, bundan sonraki bombayı ise nereye atacakları ise hiç belli olmuyor. Bu nedenle sürekli olarak dikkatli bir biçimde ve yıkıntılardan mümkün olduğunca uzak yürümek gerekiyor. Çünkü İsrail, Hizbullah’ın karargahı durumundaki bu sokakları tekrar tekrar vuruyor.
MİLİSLER CEP TELEFONU KULLANMIYOR
Militanlar burada cep telefonu kullanmıyor. Dahli ve önceki gece tam 23 ton bomba ile vurulan
Burj El Barajni semtlerinde çalışırken telefonlarımızın pillerini bile çıkarmak zorunda kaldık. Çünkü İsrail uçakları telefonlar kapalı bile olsa, pili çıkarılmayan telefonların yaydığı sinyalleri takip ederek o noktaya kilitleniyor. Militanlar cep telefonlarından yayılan sinyaller nedeniyle bölgede çok sayıda binanın vurulduğunu anlatırken, fotoğraf ve görüntülerinin alınmasını istemiyor.
70 APARTMAN DEPREM OLMUŞ GİBİ YIKILMIŞ
Semtin içlerine doğru dikkatle ilerledikçe yıkımın büyüklüğü daha net görülüyor. Tam 70
apartmanın yıkıldığı caddelerde cam kırıkları nedeniyle yürümek bile mümkün değil.
Burada çalışan ekibimize de sürekli olarak sivil giyimli militanlar nezaret etti. Bir saldırı ihtimalini hissettikleri anda daha güvenli gibi görünen bazı binaların altına doğru geçmemiz için uyarıyorlardı. Sık sık yeni bir İsrail savaş uçağının yaklaştığını belirtmek için
Arapça olarak "uçak geliyor, kaçın" diye bağırıyorlardı.
’İŞTE İNSAN HAKLARI VE DEMOKRASİ’
Çok sayıda Lübnanlı’nın hayatını kaybettiği bir sokağın başına geldiğimizde ise militanlardan biri "İşte
insan hakları ve
demokrasi. ABD’nin Irak’ta yaptığını şimdi İsrail Lübnan’da yaptırmak istiyor" diye bağırdı ve bu iki ülkeye karşı duyduğu tepkiyi dile getirdi. Ölen 350 sivilin ve
Kuzey Beyrut’taki hastanelerde
tedavi gören 1000 kadar yaralının üzüntüsü yıkıntılardan yükselen dumanlarla birlikte öfkeye dönüşüyordu.
HÜRRİYET