10 gün içinde bölgeye üç bin beş yüz asker sevkedilmesi planlanıyor.
Ancak bu süreçte
İsrail, gücün yapısı konusunda bazı endişelerini dile getirdi.
İsrail, kendi varlığını tanımayan
ülkelerin
Birleşmiş Milletler barış gücü içinde yer almasını kabullenmenin imkânsız olmasa bile çok zor olacağını açıkladı.
İsrail'in
Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Dan Gillerman'ın değerlendirmesi, İsrail'i tanımayan iki ülke
Endonezya ve
Malezya'nın Birleşmiş Milletler barış gücüne asker katkısında bulunacaklarını açıklamasının ardından geldi.
Malezya, barış gücünün oluşumu konusunda İsrail'in söz hakkı olmaması gerektiğini savundu.
Birleşmiş Milletler ise ülkelere,
Güney Lübnan'a göndereceği genişletilmiş barışgücüne acil katkıda bulunmaları çağrısını yineledi.
Örgütün Genel Sekreter Yardımcısı Mark Malloch Brown gücün çok taraflı bir yapısı olması gerektiğini söyledi.
Mark Malloch Brown gönderilecek gücün hem İsrail, hem de Lübnan'ın güvenini kazanması gerektiğine dikkat çekti.
Brown bu noktada özellikle
Avrupa ülkelerinin, 10 gün içinde konuşlandırılacak 3500 asker konusunda bir adım öne çıkmalarını istedi.
BM öncelikle Avrupa ülkelerinden
destek bekliyor
Birleşmiş Milletler
Fransa ve
İtalya'nın asker gönderme
tekliflerinden memnun.
Ancak Mark Malloch Brown bazı ülkelerin çok uluslu gücün yetkisi hakkında açıklama istediklerini de kabul ediyor.
Brown bu noktada askerlerin yetkisinin açık olacağını vurguluyor:
Eğer savaşçılar
silahsızlanma talebine direnirlerse, Birleşmiş Milletler barışgücü askerleri gerektiğinde güç kullanabilecek.
Savunma muhabirimiz Rob Watson, asker göndermeyi değerlendiren çok sayıda ülkenin sonuçta
Hizbullah'la çatışmaktan kaygı duyduğuna dikkat çekiyor.
Rob Watson'a göre bu ülkelerin bir diğer korkusu da, Hizbullah savaşçıları ve İsrail güçleri arasındaki bir çatışmanın ortasında kalmaları.
Sayılar netleşiyor
Birleşmiş Milletler merkezinde bu güce katkıda bulunabilecek 49 ülkenin temsilcilerinin katılımıyla yapılan toplantıda asker sayıları netleşmeye başladı.
İtalya, Birleşmiş Milletler'in Güney Lübnan'daki genişletilmiş barışgücüne katkıda bulunmak istediğini doğruladı.
Roma Yönetimi ayrıca gücün komutasını da ortaklaşa üstlenebileceğini açıkladı.
İtalya
Savunma Bakanı Arturo Parisi ülkesinin, kendi deyimiyle "doğru koşullarda" bir liderlik rolü üstlenebileceğini söyledi.
İtalya
Başbakan Romano Prodi de, gücün, yetkisiyle ilgili kuralların açık olacağı ve Hizbullah'ca kabul edileceği konusunda teminat aldığını söyledi.
Bangladeş, iki bine yakın asker vaadinde bulunurken, barış gücüne komuta edecek Fransa'nın sadece 200 asker sözü vermesi şaşkınlık yarattı.
Fransa, koşulların netleşmesinden sonra 1.700 asker daha gönderilebileceğini bildirdi.
Üç saat süren ve basına kapalı olarak yapılan toplantıda, barış gücünün görevinin net olarak tanımlanmaması nedeniyle aralarında
Türkiye'nin de bulunduğu birçok ülkenin şimdiden taahhütte bulunmaktan kaçındığı belirtiliyor.
Endonezya, Malezya ve
Nepal de birer tabur asker gönderme sözü verdi. Taburlar, 600 ile bin askerden oluşuyor.
Amerika asker göndermeyeceğini, lojistijk destek sağlayacağını daha önce açıklamıştı.
İngiltere, bu güce Kıbrıs'taki üslerinden birini tahsis etmeyi ve iki
AWACS erken uyarı uçağı önerirken
Almanya ise bir donanma birimi ile Lübnan kıyılarınnda devriye nöbeti yapmayı teklif etti.
Alman yetkililer, Lübnan'a denizden silah sevkiyatı yapılmasını önleyebileceklerini söylediler.
Ordu 45 yıl sonra güneyde
BM bünyesinde görüşmeler sürerken, Lübnan askerleri de ülkenin güneyine ilerleyişlerini sürdürüyor.
Güney Lübnan'da ordu yıllarca varlık göstermedi
Dünden itibaren Litani Nehri'ni geçmeye başlayan askerler, Hizbullah denetimindeki bazı bölgelere 1960'tan bu yana ilk kez giriyor.
İsrail bölgedeki mevzilerinin yarısını da halen bölgede bulunan BM gücü UNIFIL'e bıraktığını açıkladı.
İsrail
Dışişleri Bakanı
Tzipi Livni, tam çekilmenin hızını,
yabancı askerlerin bölgeye sevk hızının belirleyeceğini söyledi.
Yanıt bekleyen en büyük soru ise Hizbullah'ın nasıl ve kim tarafından silahsızlandırılacağı.
BM kararları Litani Nehri'nin güneyinde silahlı
militan olmaması gerektiğini ortaya koyuyor.
Ancak silahsızlandırma sürecinden kimin sorumlu olacağını ortaya koymuyor.
Hafta başında, Lübnan'da hükümetin üyesi olan Hizbullah'ın silahsızlandırılması konusunda yapılması düşünülen bir bakanlar kurulu toplantısı son anda iptal edilmişti.
Hizbullah lideri
Nasrallah da silahsızlanma konusunu konuşmak için henüz erken olduğunu savunmuştu
ASKER SEVKİ
Onay verenler: İtalya
Söz verenler: Bangladeş, Endonezya, Malezya, Nepal, Fransa,
Danimarka,
Almanya, İngiltere
Değerlendirenler: Türkiye,
Mısır,
İspanya,
Belçika, Fas, Çin,
Yunanistan