Atalay,
bakanlığının
bütçesi üzerinde soru ve eleştirileri yanıtlarken,
Türkiye ile
Irak arasında imzalanan ve Türkiye adına kendisinin imzaladığı
anlaşmaya değindi.
Bu anlaşmanın 2006 yılı başında yazışmalarla gündeme geldiğini belirten Atalay, sınır güvenliğiyle ilgili 4. maddenin önceki taslaklarda olmadığını söyledi.
Bakan Atalay, şöyle konuştu: ''Bu anlaşma o kadar çok önemliydi ki sanki o 4. maddeden ibaretmiş gibi algılandı. Sayın
Dışişleri Bakanımızın talepleri, bu anlaşmanın içindeki taleplerdir. Bizim şu anda
Hükümet ve Türkiye olarak diğer taraftan taleplerimiz, bu anlaşmanın içinde vardır. Nedir bunun içinde olanlar?
Kendi topraklarını
terör gruplarının diğer tarafa karşı barınma,
gönüllü bulma, eğitim, planlama ve üs olarak veya
terör saldırıları yapmak üzere kullanmasına son vermek ve önlemek. Terör gruplarına yapılan her türlü finansal
destek faaliyetini ve bu gruplara verilen
lojistik desteği durdurmak ve yasaklamak.
Televizyon ve
radyo da dahil, terör örgütlerinin her türlü terör eylemlerini özendirici
propaganda faaliyetlerine son vermek. Anlaşmanın aslında özü bu.
Ama o günlerde konunun hassasiyeti ve biraz da medyanın konunun o boyutunu ön plana çıkarmasıyla, sanki bu anlaşmada sınır güvenliğiyle ilgili 4. madde olmazsa bu anlaşma hiç bir mana ifade etmiyor gibi yaklaşımlar oldu. Bu anlaşma, Irak'la yaptığımız ilk resmi
belgedir. İlk kez PKK'nın
terör örgütü olarak ilan edildiği resmi belgedir. Irak'ın PKK'yı terör örgütü olarak ilan ettiği anlaşmadır. Bu anlaşma bizim için o ortamda önemliydi halen de önemli. Bu anlaşmanın imzalanması iyi oldu. Elimizde şu anda taleplerimizi güçlendiren bir belgedir bu. Biz, 4. maddeyi yok saymadık. Madem üzerinde anlaşamıyoruz. Bazen uluslararası anlaşmalarda bir iki kelime sorun yaratır. Anlaşmayı koparmaya gidebilir. Ha, kopsun mu, bu şekliyle imzalayalım mı? Bunu sonraya bırakalım.. Nasıl olsa içişleri bakanları olarak 6 ayda bir araya geleceğiz.
'Eki varmış' denildi. Eki şu: Bizim teklifimiz var 4. maddeyle ilgili. Ama o anlaşma değil, anlaşma diğerleri. Sadece 4. maddeyi bunun dışına çıkarmak istemedik, 'Tamamen bundan vazgeçtik' demek istemedik.''
-''ACELEYLE KARARLAR VERMİYORUZ''-
İçişleri Bakanı Atalay, Türkiye'nin sınır ötesiyle ilgili BM'den ve uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan hakları bulunduğuna işaret etti.
TBMM'nin vermiş olduğu bir
yetki bulunduğuna dikkati çeken
Beşir Atalay, ''Türkiye büyük bir devlet. Aceleyle kararlar verip uygulamıyoruz. Bütün boyutlarını iyi irdeleyerek, sonuçlarını iyi çalışarak yürütüyoruz. Bütün boyutlarıyla iyi yürüyor. Biz bu konuyu sonuna kadar bütün kararlılıkla yürütüyoruz ve yürüteceğiz'' diye konuştu.
16 BELEDİYE BAŞKANI GÖREVİNDEN ALINDI
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, 16 belediye başkanının görevden alındığını belirterek, ''Bunlardan
Cizre ve
Adana Yakapınar belediye başkanları,
terörle mücadele kanunu kapsamında görevden alındı'' dedi.
Atalay, bakanlığının bütçesi üzerinde soru ve eleştirileri yanıtlarken, milletvekillerinin görüşlerinden faydalandıklarını söyledi.
Milletvekillerinin,
bakanlık mensuplarının maaşlarının iyileştirilmesi konusundaki düşüncelerine katıldığını belirten Atalay, ''Genel idare içinde bizim
personelin maaşı düşük. Bunu açıkça söylemekte sakınca yok'' diye konuştu.
Atalay,
emniyet mensuplarının çalışırken ve
emekli olduktan sonra özlük haklarının güçlendirilmesi gerektiğini düşündüğünü ifade ederek, ''En uygun zamanda bu konuda düzeltilme yapılacağını inanıyorum'' dedi.
Personel rejiminin baştan sona yeniden düzenlenmesine ihtiyaç olduğunu ifade eden Atalay, bu konuda geçen dönem üzerinde çalışıldığını ama sonuçlandırılamadığını kaydetti.
Beşir Atalay, milletvekillerinin, özellikle 2005-2006 yıllarında
kapkaç ve
hırsızlık gibi olaylarda artış olduğunu söylediğini belirterek, bu artışın, suç tasnifi ve değerlendirmesinde yeni değerlendirme yapılmasından kaynaklandığını söyledi.
-''YÜZDE 63 AZALMA OLDU''-
Bu yıl, şehirlerdeki kapkaç, oto hırsızlığı ve
gasp gibi suçlarda ciddi düşüşler yaşandığını ifade eden Atalay, kapkaçta, geçen yılın ilk 9 ayına göre yüzde 63 azalma olduğunu kaydetti.
Beşir Atalay, ''Şehir güvenliğini çalışmalarımızın merkezine aldık. Vatandaşımız her gün, 'evimde soyulabilir miyim', kapkaç kaygısı taşımayacak. Başını yastığa rahatça koyacak'' dedi.
Bakan Atalay, asayişteki bütün tedbirleri, bireyin
özgürlük alanını daraltmayacak şekilde, vatandaşın günlük yaşamında hissettirmeden alacaklarını söyledi.
Atalay, ''
Ceza Usul Kanununda yapılan düzenlemelerin suçu artırdığı ve emniyet güçlerinin çalışmasını zayıflattığı'' şeklinde açıklamalar yapıldığını anımsatarak, AB uyumu konusunda yaptıkları değişikliklerin demokratikleşmeyi ve bireyin özgürlüğünü öne çıkaran düzenlemeler olduğunu söyledi. Atalay, ''Her ülkede bu düzenlemelerde geçiş sürecinde uyum sorunları da oluyor doğrusu. Buna hem yargının hem emniyet kısmının uyumunda bazı sorunlar oldu, ama bugün o safhaları aşıyoruz'' diye konuştu.
-''DURAN DEĞİL, YÜRÜYEN TRAFİK...''-
Bakan Atalay, İstanbul'da çocukları kullanan 4 kapkaç çetesi yakalandığını ifade ederek, çocukların belli bölgelerden İstanbul'a getirtilerek, suç işlettirildiğini söyledi.
Bir sonraki bütçe görüşmelerine kadar kapkaç ve gasp gibi suçların daha da azaltılacağını ifade eden Atalay, kapkaç, hırsızlık ve gasp suçu işleyenlerin daha fazla ceza almalarının sağlanacağını kaydetti.
Atalay,
trafik konusunda çok geniş bir önlem paketi hazırlığında olduklarını söyledi. Bu konuda, radikal, en dokunulmayan boyutları bile değerlendiren bir çalışma içinde olduklarını kaydeden Atalay, duran değil, yürüyen trafiği
kontrol etmeyi esas aldıklarını kaydetti.
Büyükşehirlerde bir
kaza olduğu zaman, trafik polisinin kaza yerine yarım saatten önce gelmediğini belirten Atalay, ''Bunu kesin olarak çözeceğiz. Sigorta değişimiyle, orada
küçük bir belge değişimiyle çözülmesini istiyoruz'' dedi.
İçişleri Bakanı Atalay, çeteler hakkında da bilgi verdi.
Atabayler operasyonunda 12 kişinin yakalandığını, 4'ünün tutuklandığını; Sauna operasyonunda 16 kişinin yakalandığını, 11'nin tutuklandığını;
Bozuk Para operasyonunda 70 kişinin yakalandığını, 40'nın tutuklandığını; Girdap operasyonunda 20 kişinin yakalandığını, 12'sinin tutuklandığını anlatan Bakan Atalay,
Ümraniye operasyonunda ise 35 kişinin yakalandığını, 16'sının tutuklandığını söyledi.
Beşir Atalay, polis memurlarının
büro hizmetlerinden alan hizmetine yöneltilmesi yönünde açıklamalarda bulunulduğunu ifade ederek, bunun zaman alacağını söyledi.
-''TERÖRLE MÜCADELE KANUNU KAPSAMINDA...''-
Beşir Atalay, vatandaşlardan gelen ihbarlar üzerine belediye başkanları hakkında ön önceleme yapıldığını söyledi.
Atalay, şunları söyledi:''Çok küçük ayrıntı denilebilecek konuları kapsayan
soruşturma alanlarında mahalli yöneticilerimizi sıkmayan, eğer ciddi...
Mali konularda falan değilse... Vatandaştan şikayet geldiğinde bunun ön incelemesi yapılır. Bunlar seçilmiş kişilerdir. Her ayrıntı, şikayet çok ileri bir teftiş konusu yapılmayabilir kanaatindeyim. Bazı durumlar var ki, görevden de alma onayı veriyoruz. Şu anda 16 belediye başkanı görevden alınmış durumda. Bunların sadece 2 tanesi, Cizre ve Adana Yakapınar belediye başkanları terörle mücadele kanunu kapsamındadır. İkisinde de tutuklama oldu. Bu kararlar teftiş kurulu raporlarıyla oluyor. Onları geçici görevden alıyoruz.''
DTP
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın, ''Ama daha sonra
tahliye oluyorlar'' sözleri üzerine Bakan Atalay, ''Evet tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmış oluyorlar. Göreve iade için idari yargıya başvurmuş, ancak idari yargı bu talebi reddetmiştir'' dedi.
-...ZAFİYET SÖZ KONUSU DEĞİL''-
Bakan Atalay, il özel idarelerinin başkanının valiler yerine, kendi aralarından seçilen bir kişinin olması gerektiğinin gündeme getirildiğini ve bunun da il özel idaresi kanununda getirilen bir
sistem olduğunu ifade etti.
İçişleri Bakanı Atalay, şunları kaydetti:''İl genel meclisi üyeleri, seçilmiş yerel temsilciler. Bu meclisin başkanı da atanmış birisi değil. Seçilmişlerin içinden birisi olsun diye dillendirildi ve çok benimsendi. Bu yürür mü yürümez mi... Ama hep şöyle denildi; bir yerinden başlanacak. Bunlar zaman içinde, aksaklıklar olabilir. geçişin getirdiği bazı sorunlar olabilir ama bu giderek yerleşecektir ve daha iyi yürüyecektir. Valilerimizin hem il genel meclisi hem de onların aldıkları kararlarla ilgili
itiraz hakkı vardır, hatta yargıya bile götürebilir. Encümenin başkanı valimizdir. Katiyen o konuda bir zafiyet sözkonusu değildir, olamaz.''
Kaymakamlık mesleğini, mülki idare içinde ''
eleman yetişmesi ve tarlası'' olarak gördüklerini ifade eden Atalay, ''Mülki idare içinde performans denetimi getireceğiz. Özellikle küçücük ilçelerimizde görev yapan kaymakamlarımız içinde çaba sarfeden, güzel çalışmalar yapan, gelecek vadedenleri bulacağız, parlatacağız. Performans sistemi her meslek alanında olmalıdır'' dedi.
-''606 BİN 602 SİLAH RUHSATI VAR''-
Beşir Atalay, bilgi sisteminde bulunan 1980 yılı öncesi kayıtların, 2005 yılı itibariyle bakanlık onayıyla kaldırıldığını söyledi.
2007 yılı Temmuz ayı itibariyle polis sorumluluk bölgesinde 304 bin 3 adet bulundurma ruhsatı, 298 bin 945 adet taşımalı ruhsatı, 3 bin 654 adet yivli af tüfeği olmak üzere toplam 606 bin 602
silah ruhsatı bulunduğunu belirten Atalay,
sivil 2 bin 800, resmi 9 bin 92 kişinin koruma görevi yaptığını ifade etti.
Atalay, istihbarat,
kaçakçılık, güvenlik ve
özel harekat şube müdürlüklerinde çalışan polislerin maaşlarının dışında 116 YTL fark aldıklarını söyledi.
İçişleri Bakanı Atalay, ''Vatandaşımızı seviyoruz. Türkiye'nin bölünmez bütünlüğü, vatandaşlarımızın birbirine kardeşlik duygusundan geçer. Bunu güçlendirmeye çalışıyoruz. Barış projesi gibi bunu uyguluyoruz. Teröristle vatandaşı birbirinden ayıralım'' dedi.
AA