Bosna savaşında
Sırplar on binlerce
Boşnak'ı katletmişti. Dün Türkiye'nin önderliğinde
katliamı yapan ve katledilen ülkelerin liderleri Srebrenica'da bir araya gelip, kayıplar için duat etti, acıları paylaştı. Törende konuşan
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ifadesiyle
Avrupa tarihine sürülmüş kara bir leke olan 11 Temmuz'da yaşanan katliam Srebrenica'da yaşanmıştı. Dünyanın gözü önünde yapılan katliamda ise dün Dünya Kupası'nı
İspanya'ya kaptıran
Hollanda'nın da payı vardı.
11 Temmuz 1995'te binlerce Boşnak'ı sığındıkları Akü Fabrikası'nda, BM Barış Gücü'nün Hollandalı Birliği, kendi hayatlarını kurtarmak için Sırp Lider
Mladiç komutandaki Çetnikler'e teslim etti. Aradan geçen 15 yıla rağmen soykırımcı Mladiç henüz yakalanamadı. BM gözetiminde soykırıma göz yuman 450 askerlik Hollanda Birliği'nin komutanı Thom Karremans'a ise ülkesi 4 yıl önce hizmetlerinden ötürü
devlet nişanı verdi. 8 bin 372 Boşnak erkeğini Mladiç ile şampanya içerek ölüme gönderen Karremans'ın katille diyalogları da yayınlandı. Mladiç, sigara ikram ettiği Hollandalı komutanla "Korkma bu içtiğin son sigara olmayacak" diyerek dalga geçmişti. Mladiç'in askerine kendi dilinde bir şeyler söyleyen Hollandalı komutanı "Burada iki
resmi dil var, Sırpça ve
İngilizce. Başka bir dilde konuşamazsın" diye azarlamıştı. Bu konuşmanın ardından 14 yaşından büyük Boşnaklar katledilmiş ve tanınmamaları içinde cesetleri parçalanarak ayrı ayrı yerede topluca gömülmüştü.
Ratko Mladiç komutasındaki Sırp birlikleri 11-15 Temmuz 1995'te BM tarafından güvenli
bölge ilan edilerek Hollandalı birliğin korumasına verdiği
Srebrenitsa'ya girerek 8 binden fazla silahsız
Müslüman Boşnak erkeği katletmişti.
Sonrasında iki Bosnalı
aile, Hollanda askerlerinin kendilerini Sırp katliamından korumadığı için Hollanda devletine
dava açtılar. Ancak
mahkeme, Hollanda devletinin tazminat ödememesi gerektiğine karar verirken, Srebrenitsa'da görev yapan Hollanda Birliği'nin Hollanda hükümetinin değil BM'nin emri altında olduğuna işaret etti. Ama Boşnaklar haklarını aramaktan ve Hollandalı askerleri suçlamaktan vazgeçmedi.
Aradan 15 yıl geçti ama acılar bitmedi. Dün cesetleri bulunan 775 kişi daha düzenlenen bir törenle toprağa verildi. Anneler yine
gözyaşı döktü, ah etti. Dün Hollandalılar da gözyaşı döktü. Bosnalı annelerin acısının yanında bir hiç olsa bile,
Sneijder saha içinde gözyaşına hakim olamadı.
Şüphesiz ki iki gözyaşı kıyas kabul etmez. Hollandalıların kaybettiği bir şey yok. Birisi bir daha hiç göremeyeceği kardeşine, çocuuna babasına yada bir yakınana ağlıyor, diğeri ise bunların yanında sıradan kalan bir olaya. Ama ikisinin de 11 Temmuz'da yaşanması Hollanda açısından manidardı.