Türkiye’ye, “Atatürk Barajı’nı açmazsanız, İstanbul’u vururuz” tehdidinde bulunan IŞİD’in, yaklaşık iki ay önce rehin alınan Türk konsolosluk personelini canlı kalkan olarak kullandığı öne sürüldü. Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Türk hükümeti ile IŞİD arasında yapılan görüşmelerde, 49 rehinenin Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde, Ramazan Bayramı’nda serbest bırakılması konusunda anlaşmaya varıldığı iddia edilmişti. Ancak, IŞİD bu anlaşmadan son anda vazgeçti. Rehineler ikili ve üçerli gruplara ayrılarak, örgüt yöneticilerinin barındığı evlere dağıtıldı. Bu yöntemle, ABD’nin, IŞİD yöneticilerine yönelik hava saldırısının önüne geçilmesi öngörülüyor. İşte Taraf'tan Hüseyin Özay'ın haberinin detayları:
HAVA SALDIRISI REHİNELERİ ÖN PLANA ÇIKARDI
Konsolosluk çalışanları ile ilgili yapılan pazarlıkların perde arkası şöyle: ABD’nin, IŞİD’e yönelik düzenlediği hava saldırısı, gözlerin örgütün elinde rehin olan Türk konsolosluk çalışanlarına çevrilmesine yol açtı. Hükümet kanadından gelen açıklamalarda Türk konsolosluk çalışanlarının güvende olduğu vurgulandı. Dışişleri Bakanlığı kaynakları ise, rehinelerin Türkiye’ye yakın aşiretlerde saklandığını öne sürdüler.
DİPLOMASİ SUYA DÜŞTÜ
Ancak, hükümet ve güvenlik yetkililerinden edinilen bilgilere göre, Türkiye, rehineler konusunda IŞİD’in oyunu ile karşı karşıya kaldı. Buna göre, Türk devleti yetkilileri, IŞİD yönetimi ile olan “ilişkiye” güvenerek, konunun diplomatik yollarla çözülmesini kararlaştırdı. Bu kapsamda, IŞİD yöneticileri ile pazarlık yapıldı. Ve bu pazarlıklar sonucunda da, Ramazan Bayramı’nda rehinelerin serbest bırakılması konusunda anlaşmaya varıldı. Türkiye de IŞİD yönetiminin verdiği sözlere güvenerek, rehinelerin kurtarılması için bir operasyon planı yapmadı.
IŞİD SÖZÜNDE DURMADI
ABD’nin, hava operasyonu kararı alması ise, Türk rehinelerin serbest bırakılmasına yönelik planları alt üst etti. Bu çerçevede, IŞİD’in rehineleri belirli gruplara ayırdığı öğrenildi. Rehine gruplarının, IŞİD yöneticilerinin kaldığı evlerde tutulduğu öne sürüldü. Bu yöntemle IŞİD yöneticilerinin, Türk rehineleri kullanarak kendi hayatlarını garanti altına almaya çalıştıkları iddia edildi. Bu durum Ankara’da da rahatsızlığa yol açtı. ABD’nin de, hava operasyonu konusunda, Türkiye’ye bilgi vermediği belirtildi. Bu durum güvenlik birimleri arasında da tartışmaya yol açtı.